Olağanüstü Kazandırıcı Zamanaşımı - Tapu İptal ve Tescil - Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/1479 Esas 2019/4542 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1479
Karar No: 2019/4542
Karar Tarihi: 02.05.2019

Olağanüstü Kazandırıcı Zamanaşımı - Tapu İptal ve Tescil - Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/1479 Esas 2019/4542 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın davalı Hazine yönünden husumetten reddine, dahili davalı yönünden ise esastan reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ve dahili davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacılar vekili, 195 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların bir kısmının ev bir kısmının ise bahçe olarak kullanıldığını, 7 ve 8 parseldeki yere önce Ethem Efendi ve ondan sonrada mirasçıları tarafından zilyet olunduğunu, müvekkillerinin zilyetliğinde olan 7 parsel sayılı taşınmazın dava dışı İsa Yıldız’a satıldığını, 8 parselde bulunan yerin ise 70- 80 yıldan beri müvekkillerin ve murislerinin zilyetliğinde olmasına rağmen sehven başkaları adına kayıt edildiğini, tapuda malik gözüken kişilerin tanınmadığı veya böyle kişilerin olmadığını, yıllar önce öldükleri veya mirasçı diye gözüken şahısların da bilinmediğini belirterek 195 ada 8 parselin kaydının düzeltilerek müvekkilleri adına tescilini, olmadığı takdirde fiili kullanımdan ve uzun yıllar yine sahipsiz bulunan maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan gayrimenkulün TMK’nin 713. maddesi gereğince müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davacılar vekili cevaba cevap dilekçesi ile 195 ada 7 parselin müvekkilleri tarafından İsa Yıldız’a satılması nedeniyle bu parsele yönelik bir taleplerinin olmadığını, 195 ada 8 parselin ise yıllardan beri (müvekkillerinin) zilyetliğinde bulunduğunu, tapuda isimleri kayıtlı olan maliklerin hiçbirinin hayatta olmaması veya gaip bulunması nedeniyle (ve yine tapu kaydında müvekkillerinin dedesinin adının Ethem Efendi olarak yazılı olması sebebiyle) dava açtıklarını belirterek, öncelikle tapu sahifesinde kayıtlı olan kişilerin ve yakınlarının varsa tespitini ve yine müvekkillerin dedesi olan Ethem Efendi ile ilişkileri de tespit edildikten sonra diğer maliklerin gaip olması veya olağanüstü zamanaşımı nedeniyle taşınmazın davacı müvekkilleri adına kaydını talep etmiştir.

Davacılar vekili yargılama aşamasında; “ ...Davamız; MK mad.713/1 gereği; “...taşınmazın davasız ve aralıksız olarak 80-100 yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran davacı müvekkiller adına tesciline veya mad.713/2 fıkrasındaki “..maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan ,... ölmüş yada gaiplik kararı verilmiş kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın...” tescili talebimizden ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuş olup aynı dilekçede “Biz davamızı MK 713/1 genel ve özellikle 713/2 maddesine dayanarak açmış bulunmaktayız....“ demiştir.

Davalı Hazine vekili, zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşmediğini, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini ve davanın ... Kayyım Büro Başkanlığına ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Dahili davalı kayyım vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; dava konusu taşınmazın tapulu olup tapudaki hisse sahipleri adına ... Defterdarının kayyım olarak atandığı, tapulu olup da sahibi gaip olan kişilerin ya da mirasçısız olarak ölen kişilerin malvarlıklarının kayyım tarafından yönetildikten sonra mülkiyetinin ... Hazinesine geçeceği, bu tür taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağı, ... Hazinesine pasif husumet yöneltilemeyeceği, davanın kayyım aleyhine açılması gerektiği, yapılan keşifte de taşınmazın yol kenarında boş olarak durduğu ve fiili herhangi bir kullanımının da bulunmadığı gerekçeleriyle, davacıların ... aleyhine açtıkları davanın, pasif husumet yokluğundan reddine, davacıların kayyım aleyhine açtıkları davanın esastan reddine, karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ve dahili davalı kayyım vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

Tüm dosya içeriği ve toplanan delillere göre; dava konusu 195 ada 8 parsel sayılı taşınmazın, tesis kadastrosu ile 01/11/1949 tarihinde Ruşen, Ethem, Pakize, ..., Hasibe, Fehime ve ... Tahir adına tapuya kayıtlı olduğu görülmüştür.

Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir ve delil gösterilmesini isteyebilir (HMK mad.31).

Somut olayda, davacıların talebi, mevcut tapu malikleri adına kayıtlı payların iptali ile adlarına tesciline ilişkindir. Davacılar vekili her ne kadar aşamalarda vermiş olduğu dilekçelerinde, vekil edenlerinin murisinden itibaren dava konusu taşınmaza malik sıfatı ile zilyet olunduğu, bu sürede olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluştuğu (ve diğer olaylar da) açıklanmış ise de; talebin (özellikle yargılama aşamasındaki beyanlar dikkate alındığında) TMK'nin 713. maddenin 1. fıkrası dışında 713/2. fıkrasında belirtilen “ölüm”, “gaiplik” ve “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” sebeplerinden tam olarak hangisine dayandırıldığı konusunda açıklık bulunmamaktadır.

Bilindiği üzere ve kural olarak; 4721 sayılı TMK'nin 713/2. maddesindeki az yukarıda sayılan sebepler birbirinden ayrı ispat koşulları olan dava nedenleridir. Davacı taraf bu sebeplerden bir ya da bir kaçına dayanarak iptal ve tescil davası açtığı taktirde; hakimin davacı tarafa süre ve imkan vererek yazılı olan bu sebeplerden hangisine dayandığının açıklattırılması (HMK mad.31) ve yargılamaya özgülenen hukuki sebebe dayalı olarak devam edilerek tarafların buna göre delillerinin toplanıp, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.

O halde Mahkemece yapılacak iş; yukarıdaki ilke ve kurallar dikkate alınıp, davacılar vekiline süre verilerek, HMK. 31. maddedeki "hakimin davayı aydınlatma ödevi" uyarınca, TMK'nin 713. maddesindeki hangi hukuksal sebebe dayalı olarak dava açtığının açıklattırılması; bundan sonra, davacı tarafa dayandığı hukuki sebeple ilgili olarak delillerini bildirmesi için süre ve imkan tanınması, aynı imkanın karşı tarafa da verilmesi, bu ilkeler doğrultusunda tüm deliller toplanıp, gerçekleşecek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.

Kabule göre de; kural olarak, tapu iptali ve tescil davalarında, dava kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise, saptanacak mirasçılarına yöneltilerek açılır. TMK'nin 713/2. maddesi uyarınca açılan tapu iptali ve tescil davalarında, taraf teşkilinin yargılama sırasında yerine getirilmesi de mümkündür. Çünkü bu tür davalar kamu düzeni ağırlıklı davalar olup, bir bakıma re’sen araştırma ve inceleme ilkesine tabi bulunmaktadır. Davada taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulamaz (HGK'nin 22.02.2012 tarihli ve 2011/8-763 E., 2012/85 sayılı kararı) TMK'nin 713/2. maddesinde belirtilen hukuki sebeplerden birine dayanılarak açılan davalarda, bu tür davaların niteliği ve özelliği gereği husumetin yargılama sırasında tamamlanması mümkün ise de, kayıt malikine kayyım atanmak suretiyle davanın yürütülmesi olanaklı değildir.

SONUÇ:

Davacılar vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre dahili davalı kayyım vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 02.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Hemen Ara