Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/2116 Esas 2021/4376 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2116
Karar No: 2021/4376
Karar Tarihi: 28.06.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/2116 Esas 2021/4376 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı Süleymaniye Mahallesi 107 ada 7 parsel sayılı taşınmaz lehine, davalılara ait 107 ada 6 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını talep etti. Mahkeme davanın kabulüne ve 107 ada 6 parselde A harfi ile gösterilen yeniden yerden geçit hakkı kurulmasına karar verdi. Ancak, hüküm davalı tarafından temyiz edildi ve Yargıtay, daha büyük yözölçümüne sahip 107 ada 4 parsel sayılı taşınmazın da dava kapsamına dahil edilerek bu parselin güneyinde yer alan ve 107 ada 6 parsele bitişik bölümünden geçit kurulmasının uygun olacağına karar verilmesi gerektiğini belirtti. Bu nedenle, hüküm bozuldu ve davada yer alan kanun maddeleri şunlardır: Türk Medeni Kanunu 747/2, 748/3 ve 1012; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124. maddesi; yeni Tapu Sicil Tüzüğü'nün \"İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili\" başlıklı 30. maddesi.
14. Hukuk Dairesi         2021/2116 E.  ,  2021/4376 K.

    "İçtihat Metni"




    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/10/2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Çoşkun Girgin tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı, maliki bulunduğu Süleymaniye Mahallesi 107 ada 7 parsel sayılı taşınmaz lehine, davalılara ait 107 ada 6 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
    Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece davanın kabulüne, 107 ada 7 parsel lehine fen bilirkişisinin 07/04/2016 tarihli raporu ve eki krokide 107 ada 6 parselde A harfi ile gösterilen yeniden yerden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
    Hükmü davalı ... temyiz etmiştir.
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlemesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
    Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    Somut olayda; aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilen 107 ada 6 parsel sayılı taşınmaz 384,51 m2"dir. Komşu 107 ada 4 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün ise çok daha fazla olduğu görülmektedir. Bu durumda, daha büyük yözölçümüne sahip 107 ada 4 parsel sayılı taşınmaz maliki de davaya dahil edilerek, bu parselin güneyinde yer alan ve 107 ada 6 parsele bitişik bölümünden geçit kurulmasının komşuluk hukuku ilkelerine ve taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibine daha uygun olacağı dikkate alınarak bu alternatif değerlendirilmek suretiyle geçit kurulması gerekirken, bu yön gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile 107 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Hemen Ara