Esas No: 2019/1968
Karar No: 2021/4999
Karar Tarihi: 08.06.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/1968 Esas 2021/4999 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., murisi ... mirasçıları adına tespit edilen 144 ada 58 parsel sayılı taşınmazın bir kısmın yol olarak bırakıldığını ileri sürerek, tapu kaydına, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, ... İlçesi ... köyü çalışma alanında bulunan ve 2008 yılında yapılan kadastro sırasında haritasında yol olarak gösterilmek suretiyle tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün adına tescili istemiyle dava açmış ve yargılama sırasında muris ..." ın diğer mirasçıları davaya muvafakat ettiklerine yönelik beyanda bulunmuşlardır. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamlarına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisinin 03.04.2013 havale tarihli raporuna ekli krokide sarı renk ile boyalı olarak gösterilen 907,713 metrekare yüzölçümündeki kısmın, ... ve müşterekleri adına kayıtlı 144 ada 58 parsele eklenerek tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olup, davalı Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği yasal hasım konumunda bulunduklarına göre, davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, fen bilirkişisinin 03.4.2013 havale tarihli raporunda dava konusu yerin aslında yol olmayıp, davacı tarafa ait olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı tarafın dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğu ispat edilemediği gibi, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında, çekişmeli taşınmaz bölümünün evveliyatının davacılara ait olduğu beyan edilmekle beraber, 1990’lı yıllardan itibaren taşınmazların ekilip biçilmediğinin, bir diğer ifade ile ekonomik amacına uygun olarak davacı tarafın zilyetliğinde bulunmadığının beyan edilmesi, ziraat mühendisi bilirkişi tarafından ise, taşınmazın araç yolu olarak kullanılmakta olup, tarım yapılabilir nitelikte bulunmadığının rapor edilmesi karşısında, somut olayda iradi terk koşullarının bulunduğu ve davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.