Esas No: 2020/847
Karar No: 2020/8188
Karar Tarihi: 14.12.2020
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/847 Esas 2020/8188 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Vakıf Yöneticilerinin Görevden Alınması
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava dilekçesinde; ... mütevellisi ..."nun, vakıf adına imzaladığı 22.06.2010 tarihli danışmanlık sözleşmesi nedeniyle, vakfı gereksiz yere yükümlülük altına soktuğu, ihmal ve basiretsiz işlemleri nedeniyle vakfı zarara uğrattığı açıklanarak, Vakıflar Kanunu 10. maddesi gereği vakıf yönetiminden azledilmesini istenmiş, davalı mütevelli vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk karar; Dairemizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda çelişkili ifadeler bulunduğu gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı mütevelli ... vekilince temyiz edilmiştir.
1. TMK"nin 405. maddesine göre, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Aynı Kanun"un 448. maddesine göre de, vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasi, vesayet altındaki kişiyi bütün hukukî işlemlerinde temsil eder.
Re"sen UYAP ortamında temin edilen nüfus kayıtlarının incelenmesinden, azli istenen davalı ..."nun Karşıyaka 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/257-2018/604 sayılı, 12.06.2018 kesinleşme tarihli kararı ile kısıtlanmasına karar verildiğine anlaşıldığına göre, davalıya atanan vasi davaya dahil edildikten sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.
2. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu"nun 10. maddesinde, vakıf yöneticilerinin vakfın amacına ve yürürlükteki mevzuata uymak zorunda olduğu, bu zorunluluğa uymayanlar ile; vakfın amacı doğrultusunda faaliyette bulunmayan, vakfın mallarını ve gelirlerini amaçlarına uygun olarak kullanmayan, ağır ihmal ve kasıtlı fiilleriyle vakfı zarara uğratan, denetim makamınca tespit edilen noksanlık ve yanlışlıkları verilen süre içerisinde tamamlamayan, düzeltmeyen veya aykırı işlemlere devam eden, medeni hakları kullanma ehliyetini kaybeden veya görevini sürekli olarak yapmasına engel teşkil edecek hastalığa veya maluliyete yakalanan, vakıf yöneticilerinin, meclisin vereceği karara dayalı olarak denetim makamının başvurusu üzerine vakfın yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesince görevlerinden alınabileceği, hüküm altına alınmıştır.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, 10.02.2005 tarihi itibariyle ..."nın mütevellilik görevini yürüten davalı ..."nun 22.06.2010 tarihinde dava dışı ... Mücevherat Turizm İnşaat Taahhüt A.Ş. ile vakfın taşınmazlarının tespiti konulu, 135.000,00 TL masraf ve ayrıca vakfa kayden veya nakden dönecek taşınmazlardan elde edilecek gelirden %25 pay bedelli danışmanlık sözleşmesi imzaladığı, vakfın 2000-2010 dönemine ilişkin yapılan idari denetim sonucunda düzenlenen teftiş raporunda, 22.06.2010 tarihli sözleşmenin imzalanması nedeniyle vakfın zarara uğratıldığının bildirildiği, sözkonusu teftiş raporuna istinaden Vakıflar Meclisi"nin 20.6.2012 tarihli kararı ile davalı mütevellinin görevden alınmasına karar verildiği ve akabinde eldeki davanın açıldığı, davalı mütevellinin cevap dilekçesinde sözleşme imzalanan şirketin vakfa ait 275 adet taşınmaz tespit ettiğini savunarak taşınmazların listesini ibraz ettiği, mahkemece bozma öncesi aldırılan bilirkişi kurulu raporunda, "22.06.2010 tarihli sözleşmede aksaklık bulunduğu, mütevellinin kusurlu olduğu, tenkit edilecek durumda olduğu fakat ağır bir kusurunun bulunmadığının" bildirildiği, rapora istinaden davanın reddine dair verilen kararın Dairemizce yeni bir rapor alınması gereği ile bozulduğu, mahkemece bozma sonrası aldırılan 25.06.2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, "vakfı yükümlülük altına sokan sözleşmenin denetim makamının görüşü alınmadan düzenlendiği gerekçesiyle mütevellinin ağır kusurlu olduğunun kabulünün gerektiğinin" bildirildiği, Mahkemece bu son rapor hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki, davalı mütevellinin dava konusu vakıf adına sözleşme düzenlemesi için denetim makamının görüşünü alması gerekmediği gibi, sözkonusu raporda sözleşme nedeniyle vakfın zarara uğratılıp uğratılmadığı somut olarak tespit edilmiş değildir. Buna göre, mahkemece cevap dilekçesinde dökümü bildirilen 275 adet taşınmazdan dolayı vakfın gelir elde edip etmediği, bu taşınmazlara ilişkin açılan dava bulunup bulunmadığı araştırılmadan, neticede davalı mütevellinin dava konusu vakıf adına imzaladığı 22.06.2010 tarihli danışmanlık sözleşmesi nedeniyle vakfın zarara uğratılıp uğratılmadığı net olarak ortaya konulmadan, davanın kabulü doğru olmamıştır.
Buna göre mahkemece yapılacak iş, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda rapor hazırlamak üzere Vakıflar hukuku alanında uzman yeni bir heyeti bilirkişi heyeti oluşturmak, aldırılacak rapor ile birlikte davalı mütevellinin davaya sebep 22.06.2010 tarihli sözleşmenin imzalanmasında ağır kast ve ihmalinin bulunup bulunmadığı hususları birlikte değerlendirmek, oluşacak sonucuna göre karar vermektir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı mütevelli ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, sair yönleri incelenmeksizin, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.