Esas No: 2021/771
Karar No: 2021/5243
Karar Tarihi: 28.06.2021
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/771 Esas 2021/5243 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 11.231,51 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/20 Esas – 2012/34 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının görevi kötüye kullanma ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek suçlarından 28.01.2009 – 21.01.2011 tarihleri arasında 1 yıl 11 ay 24 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 02.05.2012 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 20.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 11.231,51 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede, polis memuru olan davacı hakkında uygulanan meslekten çıkarma cezasına karşı davacı tarafından açılan idari davanın akıbetinin araştırılması ve beraat kararında hükmedilmeyen maktu vekalet ücretinin maddi tazminata dahil edilmesi gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, eksiklik giderildikten sonra 11.231,51 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmiş olup,
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda çok eksik manevi tazminata hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış,
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, davanın reddi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Maddi tazminatın tutuklandığı sırada polis memuru olan davacının 09.12.2009 tarihinde meslekten çıkarılması nedeniyle 28.01.2009 ile 09.12.2009 tarihleri arasında eksik aldığı maaş farkının idare hukuku hükümlerine göre talep edilmesi gerektiği gözetilip, meslekten çıkarıldığı 09.12.2009 tarihi ile tahliye olduğu 21.01.2011 tarihi arasında dönem için net asgari ücret üzerinden hesaplanan 7.866 TL’nin maddi tazminat olarak hükmedilmesi gerekirken, bu miktarının üstünde kalacak şekilde 11.231,51 TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine fazla maddi tazminata hükmolunması,
2- Davacı tarafça dava dilekçesinde hükmedilen tazminat miktarlarına dava tarihinden yasal faize hükmedilmesi talep edilmesine rağmen, tutuklama tarihinden yasal faize hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden davacı lehine hükmedilen maddi tazminat miktarının 7.866 TL’ye indirilmesi ve hüküm fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde yer alan “tutuklama” ibarelerinin hükümden çıkarılması ve yerlerine “dava” ibarelerinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.