Esas No: 2017/1396
Karar No: 2019/183
Karar Tarihi: 16.01.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1396 Esas 2019/183 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı banka tarafından kredi kartı alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı, alacağın zamanaşımına uğradığını, davanın yasal süresi içinde açılmadığını, bankaya muaccel hale gelen bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki ihtilafa 6098 sy. TBK"nun 88 ve 120 maddelerinde düzenlenen akti faiz ve temerrüt faizi hükümlerinin uygulanması gerektiği, yapılan hesaplama sonucunda takip tarihi sonrası ve dava tarihi öncesinde yapılan ödemelerin mahsubu ile oluşan davacı alacağının 29.06.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda belirtildiği üzere; 1.940,13 TL olduğu, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin ise icra müdürlüğünce infaz sırasında dikkate alınması gerektiği, borçlu davalının kendisince hesaplanabilecek likit alacağa kötü niyetli itirazı nedeniyle hükmolunan tutarın % 20"si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 26.maddesinde kredi kartı borçları ile ilgili özel bir faiz düzenlemesi bulunmaktadır. Bu nedenle somut olayda 5464 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca belirlenecek akdi ve temerrüt faiz oranları dikkate alınarak alacağın tespiti gerekirken, uygulama yeri bulunmayan 6098 sayılı TBK.nun 88-120 maddesi hükümleri dikkate alınarak ve davacının bilirkişi raporlarına itirazları değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.