Esas No: 2022/6636
Karar No: 2022/7573
Karar Tarihi: 27.09.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/6636 Esas 2022/7573 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/6636 E. , 2022/7573 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı anne, boşanma davası ile kurulan kişisel ilişkiye Nisan ya da Kasım ara tatillerinden birinin daha eklenmesi talebi ile kişisel ilişkinin düzenlenmesini istemiş, davalı baba cevap dilekçesi ile davayı kabul etmiş ve annenin talebine bir diyeceğinin olmadığını belirtmiştir. Yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince “davanın kabulü ile boşanma davası ile kurulan mevcut kişisel ilişkinin aynen devamına, Nisan ara tatilinin başladığı Pazartesi günü saat 10.00’dan ara tatilin sona erdiği Pazar günü saat 18.00’e kadar kişisel ilişki kurulmasına” karar verilmiş, davacı yararına yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmiştir. Karara karşı davalı baba tarafından yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince, “... kişisel ilişkiye yönelik davaların kamu düzenine ilişkin olması da gözetildiğinde davalının kabul beyanı iş bu davada sonuç doğurmayacağından ve talebin değerlendirilmesi bu nedenle yargılamayı gerektirdiğinden ilk derece mahkemesince davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi ve kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.” gerekçesi ile esastan ret kararı verilmiş, karar davalı baba tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 312/2. maddesinde; “Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise, yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine yönelik olup; kişisel ilişkiye yönelik olması bir talebi başlı başına kamu düzenine ilişkin hale getirmez. Resen araştırmayı gerektiren veya kamu düzenine yönelik bir yönünün bulunup bulunmadığı somut olaya ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenir. Somut olayda, tarafların anlaşmalı boşanma kararı ile TMK’ nın 166/3 maddesi uyarınca boşandıkları, müşterek çocuğun velâyetinin babaya verildiği, anne ile çocuk arasında “Müşterek çocuk ile anne arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 12:00 den Pazar günü saat 12.00'ye kadar, ilköğretime başladıktan sonra müşterek çocuk ile anne arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 12.00 den Pazar günü saat 12.00'ye kadar, okulların yarı yıl tatilinin ilk Pazartesi günü saat 10.00’dan ikinci Pazartesi günü saat 18.00’e kadar, her Temmuz ayının onbeşinci günü saat 10.00’dan Ağustos ayının onbeşinci günü saat 18.00’e kadar, anneler günü saat 12.00-15.00 arasında, milli bayramlarda saat 12.00-15.00 arasında ve çocuğun (tek haneli yıllarda) doğum günü saat 12.00-18.00 arasında, dini bayramların birinci günü saat 15.00'den ikinci günü 15.00'ye kadar” şeklinde kişisel ilişki tesis edildiği ve bu kararın kesinleştiği görülmüştür. Başka bir anlatımla; taraflar arasındaki boşanma kararı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri TMK’nın 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma hükümlerine göre
yapılmış; müşterek küçük çocuk ile davacı anne arasında dairemiz uygulamasına da uygun düşecek şekilde ayrıntılı kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. Davacı annenin işbu davadaki talebi mevcut kişisel ilişkiye ek olarak Milli Eğitim Bakanlığının kararıyla belirlenen Nisan ve Kasım aylarındaki ara tatillerinden birinde de kişisel ilişki kurulmasına yönelik olup bu haliyle talebin kamu düzenini ilgilendiren bir yönü bulunmadığı gibi, davalı baba da hem cevap dilekçesinde hem de ön inceleme duruşmasındaki beyanında annenin işbu talebini sarih bir şekilde kabul etmiş ve mahkemece de işbu kabul beyanı nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu haliyle taraflar arasında resen araştırma yapılmasını gerektiren ve kamu düzenini ilgilendiren bir uyuşmazlık bulunmadığı, tarafların talep ve kabul beyanları uyarınca verilen kararda 6100 sayılı HMK’nın 312/2 maddesinde öngörülen koşulların da davalı lehine tam olarak oluştuğu; bu itibarla davalının yargılama giderlerine mahkum edilmemesi gerektiği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken davalı baba aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILARAK, ilk derece mahkemesinin vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili bölge adliye mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 27.09.2022 (Salı)