Esas No: 2021/5073
Karar No: 2022/3225
Karar Tarihi: 09.06.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/5073 Esas 2022/3225 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/5073 E. , 2022/3225 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı-birleşen davada davacılar ile davacı-birleşen davada davalı vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalılar arasında düzenlenen 13.04.2015 tarihli sözleşme ile 7 adet asansör ve 14 adet yürüyen merdiven teslimi için anlaştıklarını, işin 16.12.2015 tarihinde teslim edildiğini ve sözleşmenin 10. maddesi gereğince ödenmesi gereken 329.149,20 TL kur farkının ödenmediğini ileri sürerek; 31.05.2016 tarihli faturanın tahsili için başlatılan takibe vâki itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkâr tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşme konusu işin sanat ve tekniğine uygun şekilde süresinde teslim edilmediğini, taraflar arasında kur farkı faturası düzenleneceği hususunda bir mutabakat bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiş, birleşen davada ise; 116.525 TL cezai şart, 39.948,16 TL cari hesap alacağı ve 25.000 TL SGK alacağı olmak üzere toplam 181.473,16 TL’nin tahsili için başlatılan takibe vâki itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince; asıl dava bakımından davacının davalının yapması gereken işleri bir ay içinde davalılara bildirmediği, bu nedenle geç teslimden dolayı kusurlu olduğundan sözleşmenin 10. maddesine göre belirlenen kur farkı alacağını talep edemeyeceği, birleşen dava bakımından ise, davacının geç teslimden kaynaklı 116.525,00 TL cezai şart bedeli, 39.948,16 TL cari hesap alacağı ve sözleşmenin 19. maddesine göre asgari işçilik eksik beyan edilmesi sebebiyle ödenen 25.000,00 TL prim tutarı olmak üzere toplam 181.473,16 TL’nin tahsilini talep etmekte haklı olduğu gerekçesi ile, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, takibe vâki itirazın iptali ile, takibin 181.473,16 TL bakımıından devamına, diğer taleplerin reddine karar verilmiş, taraf vekilleri kararı istinaf etmişlerdir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 07.06.2021 tarih, 2018/1758 Esas ve 2021/1105 Karar sayılı kararı ile; asıl davada sözleşmenin 11. maddesi gereğince davacının eksik işlerin bildirimini 1 ay içerisinde yazılı olarak yapmadığı, bu nedenle davacının kendi kusurundan kaynaklı işin geç tesliminden dolayı sözleşmenin 10.maddesinde düzenlenen kur farkı alacağını talep edemeyeceği, birleşen dava bakımından ise, 39.948,16TL cari hesap alacağı ile asgari işçilik eksik beyan edilen prim tutarı 25.000,00TL yönünden iki tarafın tacir olduğu sabit iken ve bu nedenle alacaklara ticari temerrüt faizi işletilmesi gerekirken yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğu, davacı yanca iş teslim alınırken cezai şart alacağı yönünden ihtirâzi kayıt konulmadığından cezai şart alacağının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile takibe vâki itirazın 39.948,16TL cari hesap alacağı ve 25.000,00TL asgari işçilik eksik beyan edilen prim tutarı olmak üzere toplam 64.948,16 TL bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi uygulanmasına, icra inkâr tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK’nun 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalı-birleşen davada davacı vekilinin tüm, davacı-birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Taraflar arasında 13/04/2015 tarihinde "Bina Asansör ve Yürüyen Merdivenleri İşleri Yapım Sözleşmesi" başlıklı sözleşme imzalanmıştır. Davacı taşeron, davalılar ise yüklenicidir. Bu sözleşme ile davacı taşeron, davalıların yapımını yüklendiği alışveriş merkezinin 7 adet asansör ve 14 adet yürüyen merdiven işini 2.330.500,00 TL götürü bedel karşılığında, 01/11/2015 tarihinde teslim etmeyi üstlenmiştir.
Sözleşmenin 5. maddesinde; “İş 01.11.2015 tarihinde ruhsatlarıyla birlikte teslim edilecektir. İşveren gerekli görürse maksimum 45 gün ek süre verir”, 10.3 maddesinde; “İşveren ve alt işveren bu sözleşmeyi imzalarken USD dolar birim fiyatını 2 Nisan 2015 tarihindeki değeri (1 Dolar=2,59TL) baz almıştır. Alt işveren işi işverene teslim edeceği tarihteki USD Doları birim fiyatı ile 2 Nisan 2015 tarihindeki USD Doları birim fiyatı arasındaki farkı hesaplayıp, sözleşme tutarına oranla mutabakat sağlayıp, farkı alacaklı taraf borçlu tarafa fatura edecektir”, "Özel Şartlar" başlıklı 11.7. maddesinde ise; “Alt işveren işi yapabilmesi için çizdiği uygulama projeleri neticesinde işverenin yapacağı her türlü işleri sözleşme tarihinden itibaren 1 ay içerisinde yazılı olarak işverene bildirmekle yükümlüdür. Aksi takdirde işverenden dolayı gecikmeler, iş teslim tarihini etkilemez” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında Kur farkı verileceğine ilişkin sözleşme hükmü ceza maddesi değildir. Bu nedenle taşeron en azından ifanın tamamlanması öngörülen tarihe göre kur farkı talebinde bulunabilir. Sözleşmenin 11.7. maddesi gereğince davacı taşeronun işi yapabilmesi için çizdiği uygulama projeleri neticesinde davalı yüklenicinin yapacağı her türlü işleri sözleşme tarihinden itibaren 1 ay içerisinde yazılı olarak davalı yükleniciye bildirmekle yükümlü olduğundan ve bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat edemediğinden işin teslim edildiği tarihe göre sözleşmenin 10.3. maddesinde düzenlenen kur farkı alacağını talep edemeyeceği yönündeki mahkeme gerekçesi doğru ise de; davalı yüklenicinin de kabulünde olan kendi kusurundan kaynaklı 45 günlük süre uzatımı sonucunda işin teslim tarihi olarak belirlenen 15.12.2015 tarihi itibari ile kur farkını talep edebileceği gözden kaçırılarak asıl davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
O halde istinaf mahkemesince yapılacak iş; hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, davacı taşeronun süre uzatımı ile belirlenen 15.12.2015 teslim tarihi itibariyle sözleşmenin 10.3. maddesi gereğince talep edebileceği kur farkı alacağını hesaplatmak ve asıl dava bakımından sonucuna uygun hüküm kurmaktan ibarettir.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen davada davacı vekilinin tüm, davacı-birleşen davada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 07.06.2021 tarih, 2018/1758 Esas ve 2021/1105 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın kararı bozulan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 09.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.