Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2961 Esas 2022/3218 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2961
Karar No: 2022/3218
Karar Tarihi: 09.06.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2961 Esas 2022/3218 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen alacak davasında davacı yüklenici, sözleşme gereği yapılan işler için belirlenmiş bedel ile sözleşme dışında yapılan işler için fazlaya dair haklar saklı tutulması şartıyla ödeme talebinde bulunmuştur. Davalı iş sahibi ise talepleri reddetmiştir. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda davacının taleplerinin kısmen kabulüne karar vermiştir. Tarafların temyiz itirazları üzerine dosya, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nde incelenmiş ve davacının talepleri yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur. Bozma ilamına göre, ilave iş bedeli hesaplanırken sözleşme ekleri arasında bulunan Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine dikkat edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek hazırlanan bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiştir. Yargıtay, bu kararın doğru olmadığına hükmederek, maddi gerçeğin ortaya çıkması için teknik bilirkişiye danışılması ve hesaplama yöntemlerinin Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun ilgili maddeleri çerçevesinde yapılarak karar verilmesi gerektiğine karar vermiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 281/3. maddesi
- HMK'nun 266. maddesi
- 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 413. ve devamı maddeleri
6. Hukuk Dairesi         2021/2961 E.  ,  2022/3218 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı yüklenici dava dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen 12.11.2007 tarihli sözleşme gereği yapılan imalâtlar için 112.812,69 TL, proje, mahal listesi ve ödeme pursantajlarında gösterilmeyen sözleşme dışında yapılan imalâtlar için fazlaya dair haklar saklı tutularak şimdilik 5.000,00 TL'nin tahsilini, 5 ve 6 no.lu hakedişlerden kesilen gecikme cezaları ile sözleşmenin 30. maddesine göre geçici kabul noksanlıkları için yapılan kesintilerin iadesini istemiş, 27.01.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle sözleşme kapsamında yapmış olduğu işlerden doğan alacağını 133.118,97 TL'ye, sözleşme dışı yapılan imalâtlardan doğan alacağını ise 117.304,70 TL'ye artırmıştır.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; işin tamamlanan kısmının davacı tarafa ödendiğini, ilâve olarak sözleşme dışında yapıldığı belirtilen yerler için şartname ve sözleşme uyarınca herhangi bir bedel ödemelerinin gerekmediğini, hakediş raporlarından kesilen gecikme cezalarıyla geçici kabul noksanı kesintilerinin hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda; sözleşme kapsamında yapılan imalat bedeli, gecikme cezaları ve geçici kabul noksanlıkları ile ilgili kesilen bedellere ilişkin talepler hakkında verilen karar kesinleştiğinden, ilâve imalât ile ilgili talep bakımından görüşüne başvurulan bilirkişi raporuna itibar edilerek, davanın kısmen kabulüne, 5.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren, 69.601,83 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 18.12.2019 tarih, 2017/2575 Esas ve 2019/661 Karar sayılı kararında; “Taraflar arasında düzenlendiği ihtilâfsız olan sözleşmenin 9.2 maddesinde sözleşme ekleri sayılmış olup sayılan ekler arasında Yapım İşleri Genel Şartnamesi de bulunmaktadır. Bu şartname 6100 sayılı HMK'nın 193. maddesine (HUMK 287. madde) göre delil sözleşmesi niteliğinde olup, mahkemelerce görevi gereği kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Anılan şartnamenin 21. maddesinde götürü bedelli işlerde sözleşme kapsamında kalması halinde %10 fazla imalâtın sözleşme fiyatlarıyla yaptırılacağı hükmü bulunmaktadır. Bu nedenle sözleşme dışı imalâtlar yönünden inceleme yapılırken sözleşmenin ilgili hükümleri ile şartname hükümlerinin dikkate alınması zorunludur. Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşme dışı işler yıkılan köprü imalâtı, Sinan Deresinde sökülen taş duvar imalâtı, Deşdiren Deresinde sökülen taş duvar imalâtı ile betonarme ve kargir moloz nakli kalemleri olarak açıklanmış ise de Yapım işleri genel şartnamesinin 21 ve 22. maddesi değerlendirilmemiştir. Bu haliyle hükme esas alınan raporun az yukarıda açıklanan ilkelere uygun olmadığı açıktır. Mahkemece yapılması gereken iş bilirkişilerden ek rapor alınıp sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin 21 ve 22. maddeleri uyarınca %110'u için götürü bedel esas alınmalı, %110'u aşan imalâtın tespiti halinde bedelinin sözleşme ve işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 413 ve devamı maddeleri gereğince iş sahibi yararına olması koşuluyla, yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle ve KDV eklenmeksizin belirlenmesidir.” denmiştir.
    Mahkemece bozma ilâmına uyulmuştur. Bozma ilâmına uyulduğuna göre 09.05.1960 gün 21-9 ve 04.02.1959 gün 13-5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları uyarınca bozmada belirtilen hususlar lehine olan taraf için usulü kazanılmış hak oluşturacağından mahkemece hükmüne uyulan bozma ilâmı uyarınca inceleme ve araştırma yapılması ve karar verilmesi zorunludur. Eldeki davada bozma ilâmına göre inceleme yapılmamış, ilave iş bedeli belirtilen şekilde hesap edilmemiş, mahkemece bozma ilâmında belirtilen yönteme uygun hesaplama içermeyen 15.06.2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınarak karar verilmiştir.
    O halde mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK’nun 266. maddesi hükmüne göre yeniden oluşturulacak uyuşmazlık konusunda teknik bilirkişi kurulundan, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 18.12.2019 tarih, 2017/2575 Esas ve 2019/661 Karar sayılı bozma ilamı dikkate alınarak, dosyada bulunan bilirkişi raporları değerlendirilerek ve aralarındaki çelişki de giderilerek hazırlanacak gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, sözleşme ve eklerine göre davacı yüklenicinin gerçekleştirdiği ilâve işler tespit ettirildikten sonra, ilâve işlerin sözleşme götürü bedelli olması sebebiyle %10'una isabet eden kısmının sözleşme fiyatları ile, bu oranı aşan bölümünün davalı iş sahibi yararına ise fazla işin yapıldığı tarihte yürürülükte bulunan 818 sayılı BK'nın 413. ve devamı maddeleri gereğince yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre bedeli hesaplattırılıp, rayiç fiyatlar içinde KDV ve yüklenici kârı da olduğu gözetilerek sonucuna uygun şekilde karar verilmesi gerekirken, davanın yazılı miktarda kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 09.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara