Esas No: 2022/5251
Karar No: 2022/7591
Karar Tarihi: 03.10.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/5251 Esas 2022/7591 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/5251 E. , 2022/7591 K.Özet:
Davacı erkek, davalı kadına fiziksel şiddet uygulaması sebebiyle açtığı boşanma davası reddedilmiştir. Ancak İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, yapılan yargılama sonucu davacı erkeğin boşanma talebinin kabul edilmesi gerektiğine karar vererek, ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur. Davacı erkek, TMK 166/1 maddeye dayalı olarak boşanma davası açmıştır.
Kanun maddeleri:
- TMK 166/1: Zina, hayata kast, cinsel saldırı ve ağır hakaret gibi durumlarda diğer eş, açılacak bir davayla evliliği feshedebilir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı erkek tarafından TMK 166/1 maddesine dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda; davacı erkeğin davalı kadına fiziksel şiddet uygulaması sebebi ile ağır kusurlu olduğu, davalı kadının herhangi bir kusurunun tespit edilmemiş olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 25.04.2022 tarih 2020/989 Esas 2022/738 Karar sayılı ilamı ile davacı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; taraflar arasında en son delil olarak dayanılan ceza davasına konu olayın gerçekleştiği, buna göre 28.05.2018 tarihinde taraflar arasında davacı erkeğin annesi nedeni ile tartışma çıktığı, davacı erkeğin davalı kadına şiddet uyguladığı, davacı erkeğin bu nedenle ceza aldığı, buna karşılık davacı erkeğin dava dilekçesinde eşinin küfür ve hakaret etmesi sonucunda olayın yaşandığını iddia ettiği anlaşılmaktadır. Taraflarca delil olarak dayanılan ceza davasında; davalı kadın 04.06.2018 tarihli ek ifadesinde, davacı eşine sinirle küfür etmesi sonucunda davacı erkeğin bir anlık öfkesi ile kendisine şiddet uyguladığını beyan etmiş, bu nedenle davacı erkek haksız tahrik indiriminden yararlanmıştır. Bunun yanı sıra boşanma davasında dinlenen davacı erkek tanıkları ... ve ... de ifadelerinde yaşanılan bu son olayda, davalı kadının davacı erkeğe ‘şerefsiz, adam mı, insan mı’ diyerek hakaret ettiğini beyan etmişlerdir. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalıdır (6100 s. HMK. m. 255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada davacı erkek tanıklarının olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur. Bu durumda davalı kadının davacı erkeğe hakaret ettiğinin kabulü gerekir. O halde, taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan, vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olup olayların akışı karşısında davacı erkek dava açmakta haklıdır. Bu nedenle davacı erkeğin TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davasının kabulüne karar vermek gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.03.10.2022 (Pzt.)