Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/5459 Esas 2022/7764 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5459
Karar No: 2022/7764
Karar Tarihi: 05.10.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/5459 Esas 2022/7764 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen bir kararda, davacı erkeğin boşanma davası reddedilirken, dinlenen tanık beyanlarının soyut ve inandırıcı olmaktan uzak olduğu gerekçesiyle, kadının kusur yüklenmesinin doğru olmadığı belirtilerek, bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılmış, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur. Ayrıca, davalı kadının adli yardım talebinin kabul edilmesine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddeleri, adli yardım talepleri ile ilgili usul ve esasları düzenlerken, aynı kanunun 336/3. maddesi, adli yardım taleplerinin kanun yollarında Yargıtaya yapılabileceğini belirtmektedir. Kanunun 337/1. maddesi ise, duruşma yapmadan adli yardım talepleri hakkında karar verilebileceğini ifade etmektedir.
2. Hukuk Dairesi         2022/5459 E.  ,  2022/7764 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Davalı kadın temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtaya da yapılabilir ve 337/1. madde uyarınca da duruşma yapmaksızın talep hakkında karar verilebilir. Davalı kadının adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, davalı kadının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
    2-Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince dinlenen tanık beyanları uyarınca kadının, erkeğe hakaret ettiği ve eşinin iş yerine giderek saldırdığı vakıaları gerçekleştiğinden bahisle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de dinlenen tanık beyanlarının Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan yer ve zaman unsuru içermeyen soyut nitelikteki ve inandırıcı olmaktan uzak beyanına itibar edilerek "Hakaret ve eşinin iş yerine giderek saldırdığı" vakıalarının kadına kusur yüklenilmesi doğru olmamıştır. Bölge adliye mahkemesince verilen hükmün davacı erkek tarafından temyiz edilmediği gözetildiğinde davalı kadına başka bir kusur izafe edilmesi de mümkün değildir. O halde erkeğin davasının reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan sebeple davalı kadının adli yardım talebinin kabulüne, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 05.10.2022 (Çrş.)

    Hemen Ara