Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/5852 Esas 2022/7911 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5852
Karar No: 2022/7911
Karar Tarihi: 10.10.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/5852 Esas 2022/7911 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2022/5852 E.  ,  2022/7911 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından tedbir nafakası davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Davacı-davalı erkeğin kadının tedbir nafakası davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde;
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını(bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 44. maddesi ile 6100 sayılı Kanuna eklenen Ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının(HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar “107.090,00 TL” olarak belirlenmiştir.
    Somut olayda davalı-davacı kadının yıllık toplam 6000TL tutarındaki tedbir nafakası talebinin kabulüne karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakası davası yönünden verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacı-davalı erkeğin kadının tedbir nafakası davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre; davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    3-Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince davaların kabulüne karar verilerek boşanmanın ferilerine hükmedilmiştir. Hükme karşı, erkek tarafından kadının boşanma ve feri taleplerinin kabulü yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz edilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararında, eski eşi ile yaşayarak sadakatsiz davranan, evine bakmayan ve eşini Almanya’ya götürmeyerek ... görevlerini ihmal eden erkeğin ağır; yeğeninin eşi ile fotoğraf çektirip erkeğin damadına gönderen ve böylelikle onu tahrik eden, hayatın olağan akışına aykırı şekilde geceleri geç saatlerde telefon görüşmeleri bulunan ve eşi için “beni boşasın ileride onun aylığını yiyeceğim” diyen kadının az kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. Bölge adliye mahkemesi davacı-davalı erkeğin kusur belirlemesi ve sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar vermiştir. Dosya kapsamında yer ... ve kadın tarafından da kabul edilen mesaj içeriklerinden; tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında; kadının eşine “moruk, o kim babam yaşındaki moruk o ölecek ben parasını yiyeceğim, ... zampara, şerefsiz, o..pu çocuğu, yaşlı, bunak...” şeklinde ağır hakaretlerinin olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda eski eşi ile yaşayarak sadakatsiz davranan, evine bakmayan ve eşini
    Almanya’ya götürmeyerek ... görevlerini ihmal eden erkek ile yeğeninin eşi ile fotoğraf çektirip erkeğin damadına gönderen ve böylelikle onu tahrik eden, hayatın olağan akışına aykırı şekilde geceleri geç saatlerde telefon görüşmeleri bulunan, eşi için “beni boşasın ileride onun aylığını yiyeceğim” diyen ve ağır hakaretler eden kadın eşit kusurludur. Bu itibarla, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.
    4-Yukarıda 3. bentte açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir(TMK m.174). Mahkemece davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle, davacı-davalı erkeğin kadının tedbir nafakası davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE; (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA; sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (2.) bentte açıklanan nedenle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 10.10.2022 (Pzt.)



    Hemen Ara