Esas No: 2022/8519
Karar No: 2022/7996
Karar Tarihi: 11.10.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/8519 Esas 2022/7996 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/8519 E. , 2022/7996 K.Özet:
Davalı-davacı kadın, erkeğin boşanma davasının reddedilmesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünde verilen kararı temyiz etti. Davacı-davalı erkek ise kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünde verilen kararı temyiz etti. Adli yardım talebi kabul edildi. Mahkeme, davacı-davalı erkeği tam kusurlu, davalı-davacı kadını ise boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olarak kabul etti. Bu nedenle, davacı-davalı erkek lehine maddi tazminat hükmedilmesi gerektiği belirtildi.
Kanunlar:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddeleri adli yardım talebi hakkında düzenleme yaparken, 336/3. maddesi adli yardım talebi yapma usulünü, 337/1. maddesi ise karar verme usulünü belirtmektedir.
- Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesi boşanma sebeplerini düzenlemekte, 174/1 maddesi ise maddi tazminat talebinin koşullarını belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen boşanma davasının tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı-davacı kadın, temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtaya da yapılabilir ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 337/1. maddesi uyarınca duruşma yapmaksızın talep hakkında karar verilebilir. Davalı-davacının adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler hep birlikte değerlendirildiğinde; kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin ödemesi gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, davalı-davacı kadının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre, davalı-davacı kadının tüm temyiz itirazları yersizdir.
3-Davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a) Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
b) Dava; erkek tarafından açılan ve Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesinde düzenlenen boşanma davası, birleşen dava ise kadın tarafından açılan ve Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesinde düzenlenen tedbir nafakası davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda taraflara herhangi bir kusur yüklenmeden, ispatlanamadığı gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı-davalı erkek tarafından istinafı üzerine bölge adliye mahkemesince verilen esastan ret kararı yine davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmiş olup Dairemizin 06.12.2021 tarihli ilamı ile "... her ne kadar ilk derece mahkemesince .... ileri sürülen vakıalar ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş ise de; tanık beyanları dikkate alınmasa dahi dosya arasında bulunan bakım evi kayıtları ile kadının erkek ile ilgilenmediği, onu ziyaret dahi etmediğine ilişkin vakıaların kanıtlandığı gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek davanın ispatlanamadığından reddinin doğru olmadığı ..." gerekçesiyle bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararı bozulmuş, dosya ilk derece mahkemesine gönderilmiştir. İlk derece mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; son 5 yıldır bakım evinde bulunan davacı-davalı erkeği bu süre zarfında hiç ziyaret etmeyen, onunla ilgilenmeyen, bu suretle erkeğe duygusal şiddet uygulayan davalı-davacı kadın ile tarafların fiilen birlikte yaşadıkları süre zarfında müşterek evin ve kadının maddi ihtiyaçlarını karşılamayan, fiili ayrılık döneminde müşterek konutu satarak kadın ve çocukları müşterek evden çıkmak zorunda bırakan, bu suretle kadına ekonomik şiddet uygulayan davacı-davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı erkeğin tazminat taleplerinin eşit kusur nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm bu ... her iki tarafça yukarıda sınırlandırıldığı şekilde temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesi bozma öncesi kurmuş olduğu ilk hükümde davacı-davalı erkeğe “Ekonomik şiddet” vakıasını kusur olarak yüklememiş ve bu karar davalı-davacı kadın tarafından istinaf ve temyiz edilmeyerek bu yönden davacı-davalı erkek yararına usûli kazanılmış hak oluşmuştur. Bozma sonrası ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacı-davalı erkeğin bu usûli kazanılmış hakkına aykırı olacak şekilde anılan vakıanın davacı-davalı erkeğe kusur olarak yüklenilmesi ve bunun sonucu olarak boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamıştır. Somut olayda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları uyarınca davalı-davacı kadın tam kusurlu olup, yanılgılı gerekçe ile tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
c) Yukarıda (3/b) bendinde açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı kadın tam kusurlu olup, kadının bu kusurlu davranışları her ne kadar erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil etmiyor ise de davacı-davalı erkek yararına somut olayda Türk Medeni Kanunu'nun 174/1 maddesi koşulları oluşmuştur. O halde, davacı-davalı erkek yararına uygun miktarda maddî tazminata (TMK m. 174/1) hükmedilecek yerde yanılgılı gerekçe ile davacı-davalı erkeğin maddî tazminat talebinin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün, yukarıda (3/b) ve (3/c) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (2.) ve (3/a) bentlerinde gösterilen sebeplerle ONANMASINA, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran ...'e geri verilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 11.10.2022 (Salı)