Esas No: 2022/6863
Karar No: 2022/8080
Karar Tarihi: 13.10.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/6863 Esas 2022/8080 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/6863 E. , 2022/8080 K.Özet:
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, boşanma davasıyla ilgili olarak verilen kararın temyiz edilmesini inceledi. Davacı-davalı erkek için manevi tazminat talebi ve kendisine yönelik tazminat aleyhinde hüküm verilmesi, davalı-davacı kadın için ise kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat miktarlarının yetersizliği gerekçesiyle temyiz edildi. Mahkeme, tarafların ekonomik durumları, kusur dereceleri, ihlal edilen menfaatlerin kapsamı, nafakanın niteliği gibi faktörleri göz önünde bulundurarak, maddi ve manevi tazminatların daha uygun miktarda belirlenmesi gerektiğine karar verdi. Ayrıca, hüküm fıkrasında çelişkiye düşüldüğünden ve eksik karar verildiğinden dolayı, kararın bozulması gerektiği sonucuna vardı. Türk Medeni Kanunu'nun 174. maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddeleri hakkında detaylı bilgi verildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminat talebi , aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre çocuk için takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
4- İlk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 6. bendinde davalı karşı davacı yararına 10.000 Türk lirası manevi tazminata hükmedilmesine rağmen, hüküm fıkrasının 7. bendinde bu kez davalı karşı davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmek sureti ile hüküm içerisinde çelişki yaratılması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA; hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, bozma sebebine göre tarafların manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 13.10.2022 (Prş.)