Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2833 Esas 2022/8470 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2833
Karar No: 2022/8470
Karar Tarihi: 25.10.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2833 Esas 2022/8470 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı eşin ismi kayıtlı olan taşınmaz üzerine ipotek konulmasına dair açılan davada, bölge adliye mahkemesi TMK m. 194’e göre aile konutu olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunu reddetmiş; ancak temyiz edilerek dosya Yargıtay’a gelmiştir. Karar, aslında TBK m. 584 gereği kefalet sözleşmesinin geçersizliği nedeniyle dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir ve Asliye Hukuk Mahkemeleri bakmakla görevlidir. Ayrıca, yargılamanın her aşamasında kamu düzeni sebebiyle görevsizlik kararının kendiliğinden dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır. Kararda belirtilen kanun maddeleri: TMK m. 194, TBK m. 584, ve HMK m. 33’tür.
2. Hukuk Dairesi         2022/2833 E.  ,  2022/8470 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 25.10.2022 günü temyiz eden davacı ... ve vekilleri gelmedi. Karşı taraf davalı ... ... Bankası A.Ş. vekili Av. ... ... ... geldi. Başka gelen olmadı. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Davacı tarafından sunulan dava dilekçesiyle; davalı ...'ün eşi olduğunu, aralarındaki evlilik birliğinin halen devam ettiğini, dava konusu taşınmazın tapuda davalı eş adına kayıtlı olduğunu ve dava konusu taşınmaz üzerine 12.08.2014 tarihli, 500.000,00 TL bedel karşılığında ipotek konulduğunu, davalı eş ...'ün hatır amaçlı olarak teminat ipoteği verdiğini, yapılan bu işlem ile ilgili olarak TBK m. 584 hükmü gereği açık rızasının alınmadığını iddia ederek dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığını, davacının TMK m. 194 hükmünün korumasından faydalanamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen bölge adliye mahkemesi tarafından davanın TMK m. 194 hükmü gereği aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığı ve ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine dair verilen kararın doğru olduğu belirtilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    04.06.1958 tarihli ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara; ileri sürülen olayları hukuken nitelemek, uygulanacak Kanun hükümlerini tespit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Nitekim 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33 üncü maddesinde hâkimin, Türk Hukuku'nu resen uygulayacağı belirtilmiştir. Bu ilke gereği açılan davayı nitelemek ve açılmış bir dava hakkında doğru hukuk kurallarını bulup uygulamak hâkime düşen bir görevdir.
    Davacının dava dilekçesinde açıkladığı maddi olaylara göre talebi, TMK'nın 194. maddesinde belirtilen aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, Türk Borçlar Kanunun 584. maddesinde belirtilen kefalet sözleşmesinin geçersizliği nedeniyle dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteminden ibarettir. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Dava, belirtildiği üzere Türk Borçlar Kanunun 584. maddesinde belirtilen kefalet sözleşmesinin geçersizliği nedeniyle dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu gözetilerek bu
    taleple ilgili görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevli olmayan Aile Mahkemesi tarafından hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 25.10.2022 (Salı)







    Hemen Ara