Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2017/515 Esas 2017/556 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2017/515
Karar No: 2017/556

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2017/515 Esas 2017/556 Karar Sayılı İlamı

                       T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO   : 2017 / 515

          KARAR NO   : 2017 / 556

          KARAR TR    : 25.09.2017

ÖZET: Davacının hissedarı olduğu taşınmaz üzerindeki gecekondu tarzındaki yapının kentsel dönüşüm projesi kapsamında kalması nedeniyle davalı Belediye tarafından yıkılması sonucu oluştuğu öne sürülen zararın tazmini isteminin İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

                                                          

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı : R.T.

Vekili  : Av. K.K.

Davalı  : Uşak Belediye Başkanlığı

Vekili  : Av. O.T. (Adli Yargıda), Av. E. Ö. (İdari Yargıda)                                   

 

O L A Y        : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Uşak Merkez Durak Mah. Musanaltı mevkiinde 315 ada 138 parsel sayılı taşınmazın 250/8947 hissesine sahip olduğunu, Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde işlemlerin hukuka uygun ve adil gerçekleştirilmediği düşüncesiyle taşınmazını rızası ile devretmeye yanaşmadığını, aynı durumda olan mağdurlardan bazılarının yasa gereğince iptal davası açtığını, İdare Mahkemesi tarafından "Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı Tespiti ve İlanı " konulu 03/08/2009 gün ve 164 sayılı Uşak Belediye Meclisi kararının iptal edildiğini, iptal kararı sonrasında iptal edilen kararın yerine mahkeme kararının hukuki gerekçelerini gözeterek Belediye Meclisi tarafından "Kentsel Dönüşüm alanı tespiti ve ilanına" ilişkin yeniden karar alınması gerekirken, bu güne kadar bir meclis kararı alınmadığını, davalıların birlikte müvekkiline ait olan binayı yıktıklarını, davalı Belediyenin hüküm ve tasarrufu altında gerçekleşen yıkım işleri sırasında davalıların eylemleri neticesi müvekkilinin taşınmazının tamamen yıkıldığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

UŞAK 1.  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 17.11.2015 gün ve E:2015/399, K:2015/591 sayılı kararı ile “…Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve belgelerden dava konusu taşınmazın bulunduğu bölge davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 23/02/2011 tarih ve 14511 sayılı karan ile Gecekondu Önleme Bölgesi ilan edildiği, 05/08/2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 05.07.2012 tarih ve 2012/3442 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bu bölgenin Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 27. Maddesi gereğince acele kamulaştırılmasına karar verildiği, uygulama imar planlarına alındığı ancak öncesinde dava konusu yerdeki binanın yıkıldığı anlaşılmıştır.

Dosya kapsamında davalılar arasında 18/08/2010 tarihli "Uşak Belediyesi Tabakhane Kentsel Dönüşüm/Yenileme Projesi Alanında yer alan Belediye Mülkiyetindeki Yapıların Yıkım ve Enkaz Nakli Hizmet Protokolü " şeklinde sözleşme yapıldığı, davalı belediyenin iş sahibi olduğu ve denetim yetkisinin bulunduğu, dava haksız eylem nedeniyle zararın tazmini istemi olduğundan yüklenici ile iş sahibinin birlikte ayrı ayrı sorumlulukları söz konusu olduğu, bu durumda davalı belediye yönünden davanın davalı idarenin yetkili organının kamu gücünü kullanarak re"sen ve tek taraflı olarak tesis ettiği işlem nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararın tazminine ilişkin olduğu dolayısıyla davalı idare yönünden davanın idari yargı yerinde tam yargı davası olarak görülmesi gerektiği anlaşılmıştır.

Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında resen gözönünde bulundurulması gereken hususlardan olduğu, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın İdari Yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği anlaşılmıştır. HMK nun 114/1-b maddesi uyarınca yargı yolunun caiz olmasının dava şartlarından olduğunun belirtildiği HMK nun 115.maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığının kendiliğinden araştırılacak bir husus olup, davalı idarelere yönelik açılan davada yargı yolu bakımından mahkememizin görevsiz olması görevli yargı yolunun idari yargı olması sebebiyle davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, davalı Çelik Metal Ltd. Şti aleyhine açılan davanın işbu davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmesi gerektiği” görüşüyle davalı Belediye yönünden yargı yolu nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın reddine karar vermiş, temyiz edilmeyen karar 25/11/2016 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

MANİSA 2.İDARE MAHKEMESİ: 29.06.2017 gün ve E:2016/1698 sayılı kararı ile “…Belediyelerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8 nci ve 18 inci maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar plânlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar plânlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların İdarî yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.

Buna karşılık, idareler tarafından, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usûl ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, taşınmazlara fiilen el atılması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plân ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, suyolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir aynî hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plân ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adlî yargı yerinde çözümleneceği yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiştir.

Bakılan davanın, henüz kamulaştırma işlemi tesis edilmeden önce, yani idari bir işlem dayanak alınmaksızın, idarenin doğrudan davacının mülkiyet hakkına müdahale ederek, taşınmazın yıkımı nedeniyle uğranılan zararın giderimi istemiyle açıldığı anlaşıldığından, bu nedenle görüm ve çözümünün adlî yargının görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmıştır.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 28/11/2016 tarih ve E:2016/411, K:2016/545 sayılı kararı da bu yöndedir.

Bu durumda, Mahkememizin uyuşmazlığa bakmakla görevli olmaması ve görevli yargı yerinin adlî yargı mahkemeleri olması yanında Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 17/11/2015 tarih ve E:2015/399, K:2015/591 sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine uyuşmazlığa karşı Mahkememizde dava açıldığı anlaşıldığından, hangi Mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi amacıyla 2247 sayılı Kanun"un 19 uncu maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurulmasına, temin edilmiş olan Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin E:2015/399 sayılı dosyanın ve dava dosyasının gerekçeli kararımızla birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi"nce karar verilinceye kadar ertelenmesine” karar vermiş, dosya Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 25.09.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

I-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının hissedarı olduğu Uşak Merkez Durak Mah. Musanaltı mevkiinde 315 ada 138 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki gecekondu tarzındaki yapının kentsel dönüşüm projesi kapsamında kalması nedeniyle davalı Belediye tarafından yıkılması sonucu oluştuğu öne sürülen zararın tazminat istemiyle açılmıştır.

03.07.2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye Kanunu"nun “Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı” başlıklı 73.  maddesinde; “(Değişik: 17/6/2010–5998/1 md.) Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmesi için yukarıda sayılan hususlardan birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması şarttır. Ancak, kamunun mülkiyetinde veya kullanımında olan yerlerde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilebilmesi ve uygulama yapılabilmesi için ilgili belediyenin talebi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca bu yönde karar alınması şarttır.

Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilecek alanın; üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi, alanın büyüklüğünün en az 5 en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde yapılabilmesi hususlarının takdiri münhasıran belediye meclisinin yetkisindedir. Toplamı 5 hektardan az olmamak kaydı ile proje alanı ile ilişkili birden fazla yer tek bir dönüşüm alanı olarak belirlenebilir.

Büyükşehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı ilan etmeye büyükşehir belediyeleri yetkilidir. Büyükşehir belediye meclisince uygun görülmesi halinde ilçe belediyeleri kendi sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir.

Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında bulunan gayrimenkul sahipleri ve belediye tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle görüşülür ve karara bağlanır.

Kentsel dönüşüm ve gelişim alanları içinde yer alan eğitim ve sağlık alanları hariç kamuya ait gayrimenkuller harca esas değer üzerinden belediyelere devredilir. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili vergi, resim ve harçların dörtte biri alınır.

Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarındaki gayrimenkul sahipleri ve 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanuna istinaden, hak sahibi olmuş kimselerle anlaşmaları halinde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanında hakları verilir. 2981 sayılı Kanun kapsamına girmeyen gecekondu sahiplerine enkaz ve ağaç bedelleri verilir veya belediye imkânları ölçüsünde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı dışında arsa veya konut satışı yapılabilir. Bu kapsamda bulunanlara Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile işbirliği yapılmak suretiyle konut satışı da yapılabilir. Enkaz ve ağaç bedelleri arsa veya konut bedellerinden mahsup edilir.

Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen yerlerde belediyelere ait gayrimenkuller ile belediyelerin anlaşma sağladığı veya kamulaştırdıkları gayrimenkuller üzerindeki inşaatların tamamı belediyeler tarafından yapılır veya yaptırılır. Belediye ile anlaşma yapmayan veya belediyece kamulaştırılmasına gerek duyulmayan gayrimenkul sahiplerinden proje alanında kendilerine 3194 sayılı Kanunun 18 inci maddesine göre ayrı ada ve parselde imar hakkı verilmemiş olanlar kamulaştırmasız el atma davası açabilir.

Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yapılacak alt yapı ve rekreasyon harcamaları, proje ortak gideri sayılır. Belediyelere ait inşaatların proje ortak giderleri belediyeler tarafından karşılanır. Kendilerine ayrı ada veya parsel tahsis edilen gayrimenkul sahipleri ile kamulaştırma dışı kalan gayrimenkul sahipleri, sahip oldukları inşaatın toplam metrekaresi oranında proje ortak giderlerine katılmak zorundadır. Proje ortak gideri ödenmeden inşaat ruhsatı, yapılan binalara yapı kullanma izni verilemez; su, doğalgaz ve elektrik bağlanamaz.

Dönüşüm alanı sınırı kesinleştiği tarihte, bu sınırlar içindeki gayrimenkullerin tapu kütüğünün beyanlar hanesine kaydedilmek üzere tapu sicil müdürlüğüne, paftasında gösterilmek üzere kadastro müdürlüğüne bildirilir. Söz konusu gayrimenkullerin kaydında meydana gelen değişiklikler belediyeye bildirilir.

Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen yerlerde; ifraz, tevhit, sınırlı ayni hak tesisi ve terkini, cins değişikliği ve yapı ruhsatı verilmesine ilişkin işlemler belediyenin izni ile yapılır. (İptal ikinci , üçüncü, dördüncü cümleler: Anayasa Mahkemesi’nin 18/10/2012 tarihli ve E.: 2010/82, K.:2012/159 sayılı Kararı ile) 

Belediye, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini gerçekleştirmek amacıyla; imar uygulaması yapmaya, imar uygulaması yapılan alanlardaki taşınmazların değerlerini tespit etmeye ve bu değer üzerinden hak sahiplerine dağıtım yapmaya veya hasılat paylaşımını esas alan uygulamalar yapmaya yetkilidir.

Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinin uygulanması sırasında, tapu kayıtlarında mülkiyet hanesi açık olan veya ayni hakları davalı olan taşınmazlar doğrudan kamulaştırılarak bedelleri mahkemece tayin edilen bankaya belli olacak hak sahipleri adına bloke edilir. Belediye kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinin uygulama alanında bulunan taşınmazların kamulaştırılması sırasında veraset ilamı çıkarmaya veya tapudaki kayıt malikine göre işlem yapmaya yetkilidir.

Bu Kanunun konusu ile ilgili hususlarda Başbakanlık Toplu Konut İdaresine 2985 sayılı Kanun ve diğer kanunlarla verilen yetkiler saklıdır.” hükmü yer almış;  bu Kanunun işaret ettiği 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu"nun " İskan sahalarının tespiti, kamulaştırma ve kadastro " başlıklı 4. maddesinde; " (Değişik: 5/5/2004 – 5162/2 md.)

 (Değişik birinci fıkra: 24/7/2008-5793/7 md.) Başkanlık, gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veya mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerde veya valiliklerce toplu konut iskan sahası olarak belirlenen alanlarda çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde her tür ve ölçekteki planlar ile imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkilidir. Bu planlar; büyükşehir belediye sınırları içerisinde kalan alanlar için büyükşehir belediye meclisi tarafından, il ve ilçe belediye sınırları ile mücavir alanları içerisinde kalan alanlar için ilgili belediye meclisleri tarafından, beldelerde ve diğer yerlerde ilgili valilik tarafından, planların belediyelere veya valiliğe intikal ettiği tarihten itibaren üç ay içerisinde aynen veya değiştirilerek onaylanır. Belediyeler ve valilik tarafından üç ay içerisinde onaylanmayan planlar Başkanlık tarafından re’sen onaylanır. Belediyeler, valilik veya Başkanlık tarafından onaylanan bu planlar; askı, ilan ve itiraza dair kararlar da dâhil olmak üzere 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre belediyeler ve ilgili kamu kurumları tarafından yapılacak tüm işlemler Başkanlık tarafından re’sen yapılmak suretiyle yürürlüğe konur.

Başkanlık kanundaki görevleri çerçevesinde gerçek ve tüzel kişilere ait arazi ve arsaları ve bunların içerisinde veya üzerinde bulunan her türlü eklenti ve yapıları kamulaştırmaya yetkilidir. Başkanlık tarafından yapılacak kamulaştırmalar, 4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

İdare Mahkemesince; Mahkememizin 28/11/2016 tarih ve E:2016/411, K:2016/545 sayılı kararına atıfta bulunulmuşsa da, söz konusu kararın 5393 sayılı Yasanın 73.maddesinde düzenlenen Kentsel Dönüşüm Projesi uyarınca tesis edilen imar uygulaması işlemine ilişkin olmadığı, uyuşmazlık konusunun idari eylemden değil haksız fiil iddiasından kaynak­landığı anlaşılmaktadır.  Benzer olayda verilen Mahkememizin E:2016/320, K:2016/537 sayılı kararı uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği yönündedir.

Davacının tazminat isteminin, 5393 sayılı Yasanın 73.maddesi uyarınca düzenlenen Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında taşınmaz üzerindeki yapılarının yıktırılması suretiyle yapıların bulunduğu taşınmaza kamulaştırmasız el atılmasından kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. 

Buna göre, uyuşmazlığın, 3194 sayılı İmar Kanunu"nun "Arazi ve arsa düzenlemesi" başlıklı 18 nci,  2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi ve 5393 sayılı Yasanın 73.maddesi hükmü uyarınca düzenlenen Kentsel Dönüşüm Projesi uyarınca tesis edilen imar uygulaması işlemlerinden kaynaklandığı açıktır.

Bu durumda, idarece kamu gücü kullanılarak, resen ve tek yanlı biçimde tesis edilen uygulama işlemlerinden kaynaklanan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Manisa 2. İdare Mahkemesinin 29.06.2017 gün ve E:2016/1698 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Manisa 2. İdare Mahkemesinin 29.06.2017 gün ve E:2016/1698 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 25.09.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI

 

 

 

 

 

 

 

 

Hemen Ara