Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/6842 Esas 2022/8844 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6842
Karar No: 2022/8844
Karar Tarihi: 03.11.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/6842 Esas 2022/8844 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İlk derece mahkemesinin kararı sonrasında yapılan temyiz başvurusu sonucu bölge adliye mahkemesi, kadının kusur belirlemesine ilişkin itirazını reddetti. Ancak kadının davası kabul edilerek boşanma kararı verildi ve tazminat talepleri reddedildi. Bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu sonucunda, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve karar bozulmuştur. Maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesi yanlıştır ve boşanma kararı verilirken kadının maddi ve manevi tazminat talepleri dikkate alınmalıdır. Ayrıca, nafaka miktarı ekonomik koşullar ve hakkaniyet ilkesine göre değerlendirilmeli ve daha uygun bir miktar belirlenmelidir. Kararda Türk Medeni Kanunu’nun 174. ve 4. maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
2. Hukuk Dairesi         2022/6842 E.  ,  2022/8844 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre; davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince davaların kabulüne karar verilerek boşanmanın ferilerine hükmedilmiştir. Hükme karşı ,kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince davacı-davalı kadının istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Karar yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz edilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararında; kadının; erkeği ... yeğeninden kıskandığı, onun gelip gitmesini istemediği,erkeğin de parasal yönlerden psikolojik baskı uyguladığı ,hakaret, küfür niteliğinde sözler sarf ettiği, tarafların karşılıklı kesinleşen ceza dosyası ile birbirlerine yönelik darp içeren eylemlerde bulun duğu ve ,eşe karşı basit yaralama suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği belirtilerek; boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesi, ilk derece mahkemesinin eşit kusur tespitinin yerinde olduğunu belirterek davacı-davalı kadının kusur belirlemesine ilişkin istinaf itirazlarını esastan reddetmiştir. Dosyanın tetkikinden, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda kadının erkeğin ... yeğenini kıskanarak onunla görüşmek istemediğinden kadın az; parasal yönlerden psikolojik baskı uygulayarak ,hakaret ve küfür niteliğinde sözler sarf eden davalı-davacı erkek ise ağır kusurludur. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
    3-Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu davacı-davalı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesi gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi ve kadının da maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesine dair yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.
    4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle (2.), (3.) ve (4.) bentlerinde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA; (1.) bentte açıklanan nedenle tarafların temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 03.11.2022 (Prş.)









    Hemen Ara