Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3468 Esas 2022/8924 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3468
Karar No: 2022/8924
Karar Tarihi: 08.11.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3468 Esas 2022/8924 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2022/3468 E.  ,  2022/8924 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1.Asıl davada tasfiye konusu 319 parsel, 2848 parsel, 863 ada 358 nolu bağımsız bölüm, 7074 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, 2301 ada 24 parsel 7 nolu bağımsız bölüm ve ... Bankası’nda bulunan para yönünden tarafların temyiz itirazlarının incelemesinde:
    a.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin ve davalı-davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yersizdir.
    b.Davacı-davalı erkeğin ... Bankası’nda bulunan para yönünden diğer temyiz itirazlarının incelemesinde:
    Somut olayda, mahkemece, banka hesabında boşanma dava tarihinde mevcut olan miktar dikkate alınarak katılma alacağı hesaplanmış ise de, karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, davalı-davacı kadının boşanma dava tarihinden kısa süre önce 19.07.2005 tarihinde de toplu 16.608,32 TL çektiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, boşanma dava tarihinden kısa süre önce çekilen miktarın da artık değere katılma alacağının hesabında dikkate alınması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
    c.Davalı-davacı kadının zamanaşımına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde:
    Eşler, 09.09.1989 tarihinde evlenmişler, 15.08.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 29.01.2008 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Mal rejimi TMK'nin 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
    4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı Kanun’un 5. maddesi yollamasıyla 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK'nin 646. maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. TBK'nin 146. maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Dairemiz uygulamalarında da, mal rejiminin tasfiyesi davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresi kabul edilmektedir.
    TBK'nin 149/1. maddesine göre, zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Aynı Kanun’un 153/3. maddesine göre de, evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa da durur. Açıklanan yasal düzenlemeler karşısında; boşanma kararının kesinleştiği tarihte on yıllık zamanaşımı başlar.
    Somut olayda dava, 31.03.2006 tarihinde açılmış olup kısmi dava niteliğindedir. Davacı dava dilekçesinde 100.000,00 TL alacağın tahsilini talep etmiş, 04.04.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle talep miktarını toplam 454.324,00 TL ye yükseltmiştir. Davacının ıslah yoluyla kısmi dava konusu yaptığı miktarları, bilirkişi raporu doğrultusunda arttırmasından sonra davalı vekili zamanaşımı def`in de bulunmuştur.
    Kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan ... için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. Diğer bir deyişle, davacı tarafından kısmi dava olarak açılan ve ıslah dilekçesi ile alacak miktarları arttırılarak taleplerini kısmen ıslah ettiği davasında dava dilekçesi ile talep edilen kısım yönünden dava tarihi; ıslah dilekçesi ile talep edilen miktarlar yönünden ise ıslah tarihi itibariyle zamanaşımının kesintiye uğraması söz konusu olacaktır.
    Tüm bu açıklamalara göre, boşanma davası 29.01.2008 tarihinde kesinleştiği, ıslahın yapıldığı 04.04.2019 tarihinde on yıllık zamanaşımının dolduğu anlaşılmakla, mahkemece davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşı süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’inin dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
    2.Asıl davada tasfiye konusu İşbankası’nda bulunan kasa yönünden davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelemesinde:
    Somut olayda mahkemece, İşbankası'ndan gelen yazı cevabına göre, davalı-davacı kadın adına kasa bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, her ne kadar İşbankası'nın yazı cevabında davalı-davacı kadın adına kasa bulunmadığı bildirilmiş ise de, yazı cevabının ekinde bulunan hesap hareketlerine göre, davalı-davacı kadının hesabından 2005 ve 2006 yıllarında 'kiralık kasa bedeli' ödemesi yapıldığı anlaşılmakla, hesap hareketlerindeki ödeme bilgilerine göre, boşanma dava tarihinde (15.08.2005) davalı-davacı kadın adına kiralık kasa bulunduğunun kabulü gerekir. O halde, davalı-davacı kadın adına kiralık kasa mevcut ise de, kasa içerisinde bulunduğu iddia edilen altın miktarı yönünden ispat külfeti davacı-davalı erkekte olup davacı-davalı delil listesinde yemin deliline de açıkça dayanmıştır (HMK mad. 119/e-f). Davacı-davalı erkek iddiasının ispatı bakımından yemin deliline dayandığına göre, öncelikle davacı-davalı tarafa yemin teklif hakkı bulunduğu hatırlatılarak yemin teklifi hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, kullanmak istediği takdirde usulüne uygun bir biçimde davalı-davacı kadının 6100 sayılı HMK'nin 228 ve devamı maddeleri gereğince davet edilip yeminli beyana başvurulması, toplanmış ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
    3.Birleşen davada tasfiye konusu ... Deri San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden tarafların temyiz itirazlarının incelemesinde:
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların temyiz itirazları yersizdir.
    4.Birleşen davada tasfiye konusu ... Otomotiv Motorlu Araçlar Yedek Parça San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelemesinde:
    Somut olayda, mahkemece, ... Otomotiv Motorlu Araçlar Yedek Parça San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin boşanma dava tarihinden sonra kurulduğu, davacı-davalı erkeğin ortak olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, davalı-davacı kadının sunduğu 1998 ve 2003 tarihlerinde davacı-davalı erkeğin adi ortaklık kurduğuna dair belgeler sunduğu, SGK’den gelen yazı cevabına göre, davacı- davalı erkeğin 1994-2007 tarihleri arasında ‘... Oto. Yedek Parça Ltd. Şti.’ ve ‘... Oto. Yedek Parça San. Tic. Ltd Şti’ tarafından sigorta ödemesi yapıldığı, işbu şirketlere ilişkin ticaret sicil kayıtlarının dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, davalı-davacının tasfiye konusu yaptığı şirketin sigorta kayıtların gözüken ‘... Oto. Yedek Parça Ltd. Şti.’ ve ‘... Oto. Yedek Parça San. Tic. Ltd Şti’ olup olmadığı, ... Otomotiv Motorlu Araçlar Yedek Parça San. ve Tic. Ltd. Şti. ile diğer şirketler ve davacı-davalı erkekle şirketler arasındaki ilişki araştırılarak toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
    5.Birleşen davada tasfiye konusu seracılık faaliyeti yönünden davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelemesinde:
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının temyiz itirazları yersizdir.
    SONUÇ: Yukarıda 1.b., 1.c., 2. ve 4. bentlerinde gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.a., 3. ve 5. bentte gösterilen sebeplerle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 08.11.2022 (Salı)






    Hemen Ara