Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4070 Esas 2022/3314 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4070
Karar No: 2022/3314
Karar Tarihi: 14.06.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4070 Esas 2022/3314 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, bir eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin itirazın iptali davasında, dava şartı yokluğu gerekçesiyle verilen ilke kararını incelendi. Kararda, HMK'nın yetki kuralları düzenleyen maddeleri açıklandıktan sonra, TBK'nın 89. maddesi (BK'nın 73. maddesi) gereğince borcun ifa yeri tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir denildi. Ayrıca, ifa yerinin belirlenmesinde karz akdinin dikkate alınması yeterli değildir ve sözleşme türü ne olursa olsun neticede bir para borcu bulunduğu için, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri ifa yeri olarak kabul edilebilir. Bu nedenle, davacı alacaklının yerleşim yeri olan Antalya'da dava açılması mümkündür. Muhalif görüşte olan bir hakim de, mahkemenin, para alacağının tahsilinin talep edilmesi ve ifa yerinin davacı alacaklının yerleşim yeri olduğunun kabulü ile davaya bakması gerektiğini belirtti. Kanun maddeleri olarak, HMK'nın 5. ve devamı maddeleri, 6. madde (genel yetki kuralı) ve 10. madde (sözleşmeden doğan davalarda ifa yerinde davacı açılabileceği) ile TBK'nın 89. maddesi (borcun ifa yerinin tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirleneceği) belirtildi.
6. Hukuk Dairesi         2021/4070 E.  ,  2022/3314 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hüküm taraflar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 14.06.2022 tarihinde davacı vekili Avukat ... gelmiş, tebligata rağmen başka gelen olmadığı anlaşılmamakla onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden taraflardan alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 14.06.2022 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın açıldığı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı ve sözleşmenin ifa yerine göre yetkili mahkeme Manavgat Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, verilen karar süresinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    HMK’nın 5. ve devamı maddelerinde yetki kuralları düzenlenmiş olup 6. maddesi gereğince genel yetki kuralı gereğince yetkili mahkeme (veya icra dairesi) davalının, davacı açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yine aynı yasanın 10. maddesi gereğince sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir. TBK’nin 89. maddesinde (dava konusu sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan BK’nın 73. maddesi) gereğince borcun ifa yeri tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, parça borçları sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, bunların dışındaki tüm borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir.
    Maddeden açıkça anlaşıldığı üzere; sözleşmeye dayanan borçlarda, borcun ifa yeri sözleşmede kararlaştırılmamış ve para borcuna ilişkin ise alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. HMK’nın 10. maddesi gereğince de ifa yerinde davacı açılabilecektir. TBK’nın 89. maddesi (BK’nın 73. maddesinde) ifa yeri belirlenirken sözleşme türü belirtilmemiştir. Onun için ifa yerinin belirlenmesinde yalnızca karz akdinin dikkate alınması söz konusu değildir. Sözleşme türü ne olursa olsun neticede bir para borcu bulunmakta ve alacaklı bu paranın tahsilini talep etmekte ise, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri ifa yeri olarak kabul edilecek ve bu yerin yetkili olması nedeniyle dava ve takipte bulunması sözkonusu olabilecektir (Yargıtay HGK’nın 25.04.2018 tarih 2017/19-902 Esas 2018/973 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere).
    Davaya konu olayda, para alacağının tahsilinin talep edilmesi ve ifa yerinin davacı alacaklının yerleşim yeri olduğunun kabulü ile mahkemenin davaya bakması gerekirken dava şartı yokluğundan davanın reddi kararı verilmesi doğru olmadığından kararının bozulması gerektiği düşüncemle sayın çoğunluğun onama yönündeki görünüşe katılmamaktayım.



    Hemen Ara