Esas No: 2022/1416
Karar No: 2022/3310
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/1416 Esas 2022/3310 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2022/1416 E. , 2022/3310 K.Özet:
Davacı yüklenici, Altındağ İlçesi'nde bir park yapım işi için sözleşme imzaladıklarını ancak idarenin haksız olarak sözleşmeyi feshettiğini iddia ederek çeşitli alacakları için toplam 1.509.879,11 TL talep etmiştir. Davalı idare ise fesih işlemini haklı gerekçelere dayandırmış ve davanın reddini savunmuştur. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar vermiş ve karar temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda, bozma ilamına uygun şekilde davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının bir kısmının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Dosya, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/VII. maddesi
- HMK 373/2. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm taraflar vekilince duruşmalı temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti.14.06.2022 gününde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davacı ... mirasçıları .... ve .... vekili Avukat ... ile yine duruşmalı temyiz talebinde bulunan davalı vekili Avukat ... geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde özetle; Altındağ İlçesi .... . Mahallesi 24144-24145 ... Park Yapım İşi için taraflar arasında 03.04.2015 tarihli sözleşme imzalandığını, ancak idarenin haksız olarak sözleşmeyi 05/11/2015 tarihli yazı ile feshettiğini iddia ederek 115.000,00 TL teminat bedelinden şimdilik 5.000,00 TL'nin, 5 no.lu hak ediş bedelinin tespiti ile 4 no.lu hak edişten ödenmeyen hak ediş bedeli ile geçici kabul noksanlıkları uyarınca tüm hak edişlerden yapılan kesintilerin iadesi için toplam 5.000,00 TL'nin, fazla imalat nedeniyle 5.000,00 TL'nin, kâr mahrumiyeti nedeniyle 5.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiş, 30/03/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile teminat bedeline ilişkin alacak için toplam 115.000,00 TL, 4 no.lu hak edişten bakiye toplam 50.000,00 TL, 5 no.lu hak ediş bedeli toplam 248.916,61 TL, geçici kabul kesintileri toplamı 14.210,46 TL, fazla imalat bedeli nedeniyle toplam 838.016,15 TL, kâr mahrumiyeti için toplam 243,735,89 TL olmak üzere toplam 1.509.879,11TLnin sözleşmenin fesih tarihi olan 05/11/2015 tarihinden itibaren itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yüklenicinin işin %25,35’ini tamamladığını, sözleşme dışı fazla iş yapmadığını, 4 nolu hakedişin büyük bir kısmının kendisine ödendiğini, ödenmeyen kısmının ise cezalara mahsup edildiğini, yapım işleri genel şartnamesinin ilgili maddeleri uyarınca 115.000,00 TL kesin teminatın ve %3 geçici kabul noksanlıkların irat kaydedildiğini, işi zamanında bitiremediği için ceza-i işlem uygulanarak 12.849,98 TL'nin 4 no.lu hakediş tutarından mahsup edildiğini, iş yapılırken sözleşme hükümlerine uyulmaması nedeniyle tutanaklar tutularak para cezaları uygulandığını, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda ıslah da dikkate alınarak davanın kabulüne dair verilen kararın, davalı tarafından istinaf edilmesi sonucunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince talebin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş, kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi sonucunda (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 2019/2098 Esas – 2020/116 Karar ve 16.01.2020 günlü kararı ile bozulduğu anlaşılmıştır.
Bozma ilamına uyan Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı yüklenicinin yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda taleplerini ıslah ettiği, mahkemece de bozmaya uyularak ıslahla artırılan miktarlar için ıslahtan itibaren faize hükmettiği, bu açıdan kararın doğru olduğu anlaşılmış ise de, ıslah tarihinin 30.03.2017 tarihi olmasına rağmen mahkemece kararda 31.03.2017 tarihi yazılmıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de yapılan bu yanlışlığın giderilmesi tekrar yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının “1. bendinin 2, 3, 4. paragraflarında” yer alan “31” rakamının çıkartılmasına, yerine “30” rakamının yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı yararına takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı mirasçıları tarafından fazla yatırılan harcın davacı mirasçılarına iadesine, aşağıda yazılı harcın davalılardan alınmasına, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.