Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7146 Esas 2022/7779 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7146
Karar No: 2022/7779
Karar Tarihi: 15.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7146 Esas 2022/7779 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7146 E.  ,  2022/7779 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 19.06.2015 dönemine kadar olan ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının ... 1.İş Mahkemesinin 2015/747 Esas, 2016/475 sayılı kararı ile ödendiğini, 20.06.2015 sonrasında ise ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin ücret farkı alacakları nedeni ile 50,00 TL ve 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun'a göre (6772 sayılı Kanun) 50,00 TL ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ihale alan firmanın çalışanı olduğunu, numune alma ve hazırlama işini asıl işin parçası olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 15.02.2018 tarihli ve 2016/825 Esas, 22018/160 Karar sayılı kararıyla; davacıyla aynı şekilde çalışan işçiler tarafından daha önce açılan davalarda, muvazza tespiti yapıldığı ve verilen kararların onandığı, davacının yaptığı işin madencilik işi olmasına rağmen temizlik işçisi olarak gösterilmesi nedeniyle ilgili sendikaya üye olmasının mümkün olmadığını, davacının elinde olmayan bir nedenle sendikaya üye olamaması nedeniyle toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin 27.02.2020 tarihli ve 2019/2398 Esas, 2020/490 Karar sayılı kararıyla; Yerel Mahkemece, davacının baştan itibaren davalı idarenin işçisi sayılması gerektiğinin tespitine yönelik kararının yerinde olduğu, davacının sendika üyelik tarihi ile dava tarihi arasındaki ücret farkı alacağına hak kazandığı, davalı işyerinde sendikasız emsal işçi bulunmadığından sendika üyelik tarihinden öncesine ilişkin ücret farkı alacağı talebinin varit olmadığı, asıl alt işverenlik sözleşmelerinin muvazaalı olması sebebiyle davacı en baştan itibaren davalı İdarenin işçisi olduğundan 6772 sayılı Kanun kapsamındaki ilave tediye alacağına da hak kazandığı, Dairemizce alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, davanın kısmi dava olarak açılmış olmasına rağmen Mahkemece hüküm altına alınan alacakların tamamı için dava tarihi itibariyle faiz yürütüldüğü ancak bu konuda davalı tarafın istinaf talebinin bulunmadığı, davalının, davacı tarafın dava ve ıslah dilekçelerine karşı zaman aşıma def'inde bulunmadığı gerekçesiyle;
    "...
    A- Davalının istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KABULÜ İLE hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere yukarıda bilgileri yazılı olan ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
    B- Davanın KISMEN KABULÜ İLE
    1-Davacının baştan itibaren davalı ... müdürlük işçisi sayılması gerektiğinin tespitine,
    2-Net 3.170,48-TL ücret farkı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
    3-Net 3.174,51-TL ilave tediye alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, ..." karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 01.02.2021 tarihli ve 2020/5255 Esas, 2021/2839 Karar sayılı ilâmı ile;
    "...
    Davacının davalı işveren işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikaya 18/01/2016 tarihinde üye olduğu görülmektedir. Öncelikle ilgili sendikadan davacının üyeliğinin işverene bildirilip bildirilmediği araştırılmalı, bu durum sabit ise davacının sendikaya üye olduğu tarihte almakta olduğu ücretine, toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarihte yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi hükümleri uygulanmak suretiyle artışlar yapılmalı ve tespit edilen ücretlerine göre hesaplanacak olan fark ücret ve ilave tediye alacakları; toplu iş sözleşmesinden faydalanmadığı dönem yönünden ise fiilen aldığı ücrete göre hesaplanacak olan ilave tediye alacağı hüküm altına alınmalıdır. Bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup ... " gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "Yargıtay bozma ilamından sonra davacı vekili tarafından dosyaya ibraz olunan belgelerden; Türkiye Maden İşçileri Sendikası tarafından 30.03.2016 tarihli yazı ekinde davacı ile birlikte 23 sendika üyesinin işverene bildirildiği, yazının işverene 31.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi raporu alındığı,15.12.2021 tarihli ek bilirkişi raporunun denetime elverişli, bilimsel verilere ve dosya kapsamına uygun olduğu" gerekçesiyle,
    "A- Davalının istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KABULÜ İLE hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere yukarıda bilgileri yazılı olan ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
    Davanın KISMEN KABULÜ İLE
    1-Davacının baştan itibaren davalı ... müdürlük işçisi sayılması gerektiğinin tespitine,
    2-Net 2.485,77-TL ücret farkı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
    3-Net 3.052,56-TL ilave tediye alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, ..." karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; asıl alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olmadığını, bu konuda yeterli incelemenin yapılmadığını, keşif yapılmadığını, tanık dinlenmediğini, eksik inceleme ve kanuna aykırı değerlendirmeyle karar verildiğini ileri sürmüştür.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davacının davalı işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden faydalanıp faydalanamayacağı noktasında toplanmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    15.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.














    Hemen Ara