Esas No: 2012/144
Karar No: 2012/224
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2012/144 Esas 2012/224 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2012/144 E. , 2012/224 K.- 2918 SAYILI YASA?DAN KAYNAKLANAN SORUMLULUK DAVASININ, ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : S.Ş. Vekili : Av. N.Ö. Davalı : İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Vekili : Av. S.A. O L A Y : Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin sahibi olduğu 34 TEH 69 plakalı ticari taksinin 10.11.2007 tarihinde davalı belediyenin sorumluluğundaki yolda yapılan kazı çalışması nedeniyle açılmış olan çukura düştüğünü; olay mahallinde tutulan kaza tespit tutanağında ve daha sonra Bakırköy 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/78 Değişik İş sayılı dosyası ile yapılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere kazanın olmasında davalı Belediyenin %100 kusurlu olduğunun saptandığını önesürerek, toplam 6.956,03 TL hasar bedelinin, değer kaybının, çalışamamaktan doğan zararın ve tespit masraflarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır. KÜÇÜKÇEKMECE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ: 15.3.2011 gün ve E:2010/1015, K:2011/498 sayı ile, davalı Belediyenin bir kamu kurumu olduğu bir kamu kurumu tarafından kamu yasaları uyarınca yapılmış olan tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğünün yine kamu yasalarından doğan bir yükümlülük olduğu, bu tesislerin yapılması kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan onların ödetilmesi isteklerinin de 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi gereğince idari yargı yerinde görülmesi gerektiği, (Yargıtay Yüksek 4. Hukuk Dairesi 2004/12535 Esas-2005/7300 Karar ve 2004/9514 Esas-2005/3582 Karar) Dava konusu olayda davacının, belediyenin sorumlu olduğu doğalgaz çalışmaları sırasında açılan çukurun kapatılmaması nedeniyle zarara uğradığını ileri sürdüğüne göre dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Davacı vekili, oluştuğu önesürülen 6.956,03 TL hasar bedeli, çalışamama kaybı ve tespit giderinin kaza tarihi olan 10.11.2007 gününden itibaren yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. İSTANBUL 2. İDARE MAHKEMESİ: 14.6.2011 gün ve E:2011/1235, K:2011/1295 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 110.maddesinden sözederek, kamu düzenine ilişkin olan, muhakeme hukukunun önemli bir unsuru görev kuralları açısından derhal uygulanırlık prensibi çerçevesinde, yargılama faaliyetinin yapıldığı anda geçerli olan kural, görev noktasında hangi yargı organını işaret ediyorsa, davanın o yargı organı tarafından çözüme kavuşturulmak durumunda olduğu, dolayısıyla davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, davanın açıldığı anda görevli olan ve yeni yasaya göre görevsiz hale gelen mahkemenin "görevsizlik kararı" vermesi gerekeceği; yine davanın açıldığı andaki hukuki duruma göre görevsiz olan bir mahkemenin, hukuksal durumlardaki değişiklikler neticesinde görevli hale gelmiş ise, mahkemenin davayı esastan çözümlemesi gerekeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 110. maddesinde yapılan bu yeni değişikliğe göre, bu Kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği gerekçesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 15/1-a maddesi uyarınca, davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara karşı yapılan itiraz, İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin 12.1.2012 gün ve E.2011/15660, K:2012/612 sayılı kararı reddedilerek kesinleşmiştir. Davacı vekili, verilen görevsizlik kararları nedeniyle ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Mehmet Aydan AL’ın katılımlarıyla yapılan 5.11.2012 günlü toplantısında: l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece adli yargı dosyası da Başkanlıkça temin edilmek suretiyle Mahkememize gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davacıya ait aracın, davalı idarece açılmış olan çukura girmesi sonucu oluşan zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir. Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, davacıya ait 34 TEH 69 plakalı aracın, 10.11.2007 tarihinde Küçükçekmece Aymakoop Sanayi Sitesi Süleyman Demirel Bulvarı üzerinde davalı idarece açılmış olan çukura girmesi sonucu oluşan hasarlara karşılık olarak, hasar bedeli, çalışamama kaybı ve hasar tespit giderlerinin yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır. Belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 8.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir. Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” Kararına varmıştır. Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin benzer bir konuda İdare Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli bulunmadığı yolundaki kararı gözetildiğinde, oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; dolayısıyla meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 15.3.2011 gün ve E:2010/1015, K:2011/498 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 5.11.2012 gününde üyelerden Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi. AZLIK OYU Davalı Belediyenin karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmali sonucu meydana gelen kazada, davacının uğradığı maddi zararın tazmini istemi ile Adli Yargı İlk Derece Mahkemesinde dava açılmış, Yargılama sonucunda "idarenin hizmet kusuruna dayalı açılan davaların tam yargı davası niteliğinde bulunduğu, İdari Yargıda açılması gerektiği" gerekçesi ile dava dilekçesi yargı yolu yönünden reddedilmiş, Kararın kesinleşmesi üzerine bu kez davacı vekili aynı istekle İdari Yargıda dava ikame etmiş, İdare Mahkemesi de yargılama sonucunda "uyuşmazlığın 2918 Sayılı Yasa"nın 110. maddesi gereğince Adli Yargıda çözümlenmesi gerektiği" gerekçesi ile yargı yolu yönünden davanın reddine, 2247 Sayılı Yasa"nın 19. maddesi gereğince görevli yargı kolunun belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı"na gönderilmesine karar vermiş, Bu kararın da kesinleşmesi üzerine dosya Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmiş, Yüksek Mahkemece yapılan inceleme sonucunda "2918 Sayılı Yasa"nın 110.maddesi hükümleri gözetildiğinde davanın Adli Yargıda çözümlenmesi gerektiği" düşüncesi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına, Adli Yargının görevli olduğuna oyçokluğuyla kesin olarak karar verilmiştir. Sayın çoğunluğun uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden düşüncesine iştirak edilmesi mümkün değildir. Zira; Davada, davalı Belediyenin karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmali sonucu zarara neden olan kazanın meydana geldiği iddia edilmektedir. 2918 Sayılı KTK"nın 10. md. "Belediyelerin yapım ve bakımından sorumlu olduğu yollan, trafik düzen ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak, karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almakla görevli" olduğuna işaret edilmiş, 3030 Sayılı Yasa"nın 6.md. "Büyükşehir dahilindeki meydan, bulvar, cadde ve anayolları yapma, yaptırma, bakım ve onarımını sağlama..." Büyükşehir Belediyesinin görevleri arasında gösterilmiş, TC Anayasası"nın 125/son md. "idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu" kurala bağlanmış, 2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava çeşitleri arasında" sayılmıştır. Bu durumda belediye sınırlan içindeki yolun yapım, bakım ve onarımının yapılmadığı nedeniyle doğan zararın tazmininin amaçlanmış olması karşısında, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü esnada kişilere verdiği zararın ödetilmesine yönelik bulunan uyuşmazlık konusu davanın, olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde esas alman idare hukuku kurallarına ve 2577 Sayılı İYUK 2/1 -b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır. Sayın çoğunluk, karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmalden doğan zararda Adli Yargıyı görevli kabul eden görüşünde hukuki dayanak olarak 2918 Sayılı KTK 110/1 md. hükümlerini esas almıştır. 11.01.2011 gün 6099 Sayılı Yasa"nın 14. maddesi ile 2918 sayılı KTK 110. maddesine eklenen 1.fıkra ile "işleteni veya sahibi devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil bu kanundan doğan sorumluluk davaları Adli yargıda görülür..." hükmü getirilmiştir. Sayın çoğunluk görüşünün aksine eldeki uyuşmazlık anılan yasa hükmü kapsamında kalmamaktadır. Çünkü, 2918 Sayılı KTK 85.maddesinde açıkça belirtildiği gibi yasa motorlu araçların isletilmesinden doğan zararlar nedeniyle işletenin hukuki sorumluluğunu düzenlemektedir. Yasa hükmünde geçen bu kanundan ve Adli Yargıda görülmesi gereken sorumluluk davaları, 2918 Sayılı Yasa"nın 85.maddesinde düzenlenen motorlu araçların işletilmesi nedeniyle verilen zararlardan dolayı araç işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin davalardır. Yasa değişikliğinden önce kamu araçlarının işletilmesi nedeniyle verilen zararlardan dolayı kamu idaresinin sorumluluğunun hangi yargı kolunda görüm ve çözümü konusunda yasada bir düzenleme bulunmadığından İdari ve Adli Yargı organları arasında çıkan görev uyuşmazlıklarını sonlandırmak üzere sözü geçen yasa hükmü getirilmek suretiyle kamu araçlarının verdiği zararlar nedeniyle işletenin sorumluluğunda 2918 Sayılı Yasa"nın amacına uygun olarak Adli Yargıda görüm ve çözüm esası benimsenmiştir. Nitekim yasa değişikliğine ilişkin Hükümet gerekçesi de getirilen yeni hükmün bu nedenle maddeye eklendiğini teyit etmektedir. Somut uyuşmazlıkta davanın karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki idarenin hizmet kusuruna dayanmasına, 2918 Sayılı Yasa"nın 110/1 md. motorlu araçların işletilmesinden doğan zararlardan dolayı işletenini hukuki sorumluluğunun Adli Yargıda görüm ve çözümünü düzenleme altına almasına, Somut uyuşmazlığın anılan yasa hükmü kapsamında bulunmamasına, Kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde, 2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde idari Yargının görevli olmasına göre, Uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. Azlık Oyu Eyüp Sabri BAYDAR