Esas No: 2022/7151
Karar No: 2022/9169
Karar Tarihi: 14.11.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/7151 Esas 2022/9169 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/7151 E. , 2022/9169 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kişisel ilişki yönünden, davalı ... tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının tüm, davalı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yersizdir.
2- Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferileri istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu ancak tarafların yurt dışında boşanmalarına karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği gerekçesiyle boşanma talebinin hukuki yarar yokluğu sebebi ile reddine, ortak çocuğun velayetinin annesine verilmesine, çocuk ile ... arasında kişisel ilişki kurulmasına, 22.01.2019 tarihli celse ara kararı ile ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 200 TL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar aynen devamına, hükmün kesinleşmesinden itibaren 300 TL arttırılarak toplamda aylık 500 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 22.01.2019 tarihli celse ara kararı ile hükmedilen aylık 400 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar aynen devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren 100 TL arttırılarak aylık 500 TL yoksulluk nafakasına, davacı kadın yararına 20.000 TL maddi tazminata hükmedilmiştir. Bu karara karşı davalı ... tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince “tedbir nafakasının ancak boşanma kararı kesinleşinceye kadar verilebileceği” gerekçesiyle “müşterek çocuk ve davacı kadın için tedbir nafakası takdirine yer olmadığına” karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; tarafların boşanmasına ilişkin yabancı mahkeme ilamının 20.03.2017 tarihinde kesinleştiği, Aksaray 1. Aile Mahkemesi’nin 2017/909 esas-2018/341 karar sayılı ilamıyla yabancı mahkeme ilamının tanınmasına karar verildiği, tanıma kararının taraflarca istinaf edilmeyerek 18.06.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince, davacı kadın yararına hükmedilen nafakalara yönelik karara karşı sadece davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. O halde, davacı eş yararına yabancı mahkeme tarafından verilen boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakasına hükmedilmemiş olması hususu davacı kadın tarafından istinaf edilmediğinden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. İş bu davanın açıldığı 27.03.2018 tarihinde taraflar boşanmış olduğundan davacı kadın yararına dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olmadığından bölge adliye mahkemesince tedbir nafakasına yönelik yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince davacı kadın ile ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakalarının hükümden kaldırılmasına karar verilmesi yerinde olmuştur. Ne var ki, ilk derece mahkemesince, kararın kesinleşmesinden itibaren ödenmesine hükmedilen yoksulluk nafakasına ilişkin bölüm davalı erkek tarafından istinaf ve temyiz kanun yoluna götürüldüğünden henüz kesinleşmediği ve karar henüz kesinleşmeden davacı kadının UYAP sistemi üzerindeki güncel nüfus kaydından bölge adliye mahkemesi karar tarihinden önce 25.08.2021 tarihinde evlendiği ve 4721 sayılı TMK’nın 176/3 maddesi gereğince yoksulluk nafakasının, davacı kadının yeniden evlenmesi hâlinde kendiliğinden kalkacağı tabi bulunduğundan yoksulluk nafakası talebinin de reddine karar verilmesi gerekirken yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden ...’e yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran ...’e geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 14.11.2022 (Pzt.)