Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/7317 Esas 2022/9418 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7317
Karar No: 2022/9418
Karar Tarihi: 22.11.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/7317 Esas 2022/9418 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı-davacı erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat miktarı konusu ile davalı-davacı kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet yönünden verilen hükümler temyiz edilmiştir. Mahkeme kararı incelendiğinde, davalı-davacı erkek tarafından yapılan temyiz itirazlarının neden olmadığı, kadın lehine verilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu, yoksulluk nafakasının daha uygun miktarda takdir edilmesi gerektiği ve iştirak nafakasının da çocuğun ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde artırılması gerektiği belirtilmiştir. Yukarıdaki karara göre Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddeleri de göz önünde bulundurularak daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, mahkemece verilen nafaka hükümlerinde de aynı ilkenin dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır.
Detaylı kanun maddeleri şöyle:
- Türk Medeni Kanunu madde 4: \"Hukuk düzeni, hakkaniyet, adalet ve dürüstlük kurallarına dayanır.\"
- Türk Medeni Kanunu madde 174/1: \"Boşanma nedeniyle maddi tazminat, kusuru daha ağır olan tarafın kusurunun sonucu olarak boşanmaktan doğan manevî zararların giderilmesi için, kusuru daha az olan tarafından istenebilir.\"
- Türk Medeni Kanunu madde 174/2: \"Boşanma nedeniyle manevi tazminat istenmesi ancak, suç veya kusur nedeniyle manevi şiddete uğrayan tarafın haklılığı halinde kabul edilebilir.\"
- Türk Borçlar Kanunu madde 50: \"Hakim, hizmet türüne, süresine, uzmanlaşma gerektirmesine ve gereken emek ile nispi yetenek, tecrübe ve saygınlığa göre, hizmet bedelini belirler.\"
- Türk Borçlar Kanunu madde 51: \"Eser sözleşmesiyle, maddi veya manevi hizmet yüklenen kimse, sorumluluğu altına girdiği işi görecek yeterlikte değilse, iş yerine getirilinceye kadar, müteahhit ya da işveren tarafından, işin eksik kalması nedeniyle tazminat olarak düzenlenecek bedel üzerinden sorumlu tutulur.\"
2. Hukuk Dairesi         2022/7317 E.  ,  2022/9418 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı ve vekâlet ücreti; davalı-davacı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin tüm; davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    3- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    4- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk ... ...’ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak adı geçen ... lehine daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (2.), (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi hükmünün BOZULMASINA; (1.) bentte açıklanan nedenle tarafların temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden ...’a yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Sümeyye'ye geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 22.11.2022 (Salı)




    Hemen Ara