Esas No: 1963/69
Karar No: 1966/8
Karar Tarihi: 15/02/1966
AYM 1963/69 Esas 1966/8 Karar Sayılı Norm Denetimi İlamı
Esas No.:1963/69
Karar No.:1966/8
Karar tarihi:15/2/1966
Resmi Gazete tarih/sayı:25.4.1966/12282
Dâvacı : Adalet Partisi Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi Grupları
İptal dâvasının konusu : 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 14 üncü maddesinin iknici fıkrasında yer alan ve Devlet Şûrasına dâva açılmasını önleyen hükmün Anayasa"nın 114 üncü maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenmiştir.
İLK İNCELEME :
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 15 inci maddesi uyarınca 4/3/1963 gününde yapılan ilk incelemede; dilekçede Adalet Partisi Büyük Millet Meclisi Grupları adına imzası bulunan Ali Nailî Erdem ve Cahit Okurer"in Grup Başkan veya Başkanvekili olduklarına dair onanlı belgenin 15 gün içinde gönderilmesi için tebligat yapılmasına oybirliği ile karar verilmiş, tebligat üzerine eksikliğin süresinde tamamlandığı anlaşıldığından 15/4/1963 gününde işin esasının incelenmesi oybirliği ile kararlaştırılmıştır.
ESASIN İNCELENMESİ :
Bu konuda düzenlenen rapor, iptali istenen hükümle Anayasa"nın ilgili hükümleri bunlara ilişkin görüşme tutanakları okunup incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü :
1- 6830 sayılı Kamulaştırma Kanununun 14 üncü maddesi, anılan Kanunun 9 uncu madesinin kaldırılması ve 10, 11, 14, 15, 17, 19 ve 30 uncu maddelerinin değiştirilmesi ve bu Kanuna iki geçici madde eklenmesi hakkındaki 4/11/1960 günlü ve 122 sayılı Kanunla değiştirilmiş ve Danıştay"a dâva açılmasını önleyen hüküm yeni metinde de yer almış bulunduğundan istemin maddenin değişik şekli ile daha önceki şeklinden hangisine yöneltildiği konusunun görüşülmesinde, Üyelerden Rıfat Göksu, Şemsettin Akçoğlu, Şeref Kocaoğlu ve Avni Givda özetle dâva dilekçesinde, maddenin değişik şeklinden söz edilmediğine, "Devlet Şûrası" sözünün eski metinde bulunduğuna dayanarak istemin eski metni hedef tuttuğunu ileri sürmüşlerdir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile diğer yasalarda yer alan Türkçe kelimelerin bu gün dahi eski karşılıklarının kullanıldığı gözönünde tutulduğu takdirde dilekçeye "Danıştay" yerine "Devlet Şûrası" kelimesinin yazılmış bulunmasına bakılarak istemin hedefinin belli edilmesi mümkün değildir. İptali istenen hüküm, dâva dilekçesinde metin olarak belirtilmediğine ve dâva 4/11/1960 günlü ve 122 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden çok sonra açıldığına göre istemin 14 üncü maddenin değişik şekline yöneltildiğine adları geçen üyelerin muhalefetleriyle ve oyçokluğu ile karar verilmiştir.
2- 334 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa"sının geçici 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki 22/4/1962 günlü ve 44 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, 27 Mayıs 1960 tarihinden 6 Ocak 1961 tarihine kadar çıkarılan kanunlar hakkında Anayasa"ya aykırılık iddiasiyle Anayasa Mahkemesine iptal dâvası çılmayacağı belirtilmiş ve böylece belli tarihler arasında çıkan kanunlar Anayasa Mahkemesinin denetimi dışında bırakılmıştır. Dâva konusu 14 üncü maddeyi değiştiren 122 sayılı Kanun, 4/11/1960 gününde kabul edildiğine göre dâvanın yukarıda belirtilen yasaklayıcı hüküm yönünden reddi gerekir.
Üyelerden Şemsettin Akçoğlu bu görüşe kalılmıyarak işin esasının incelenmesi gerektiği düşüncesinde bulunmuştur.
SONUÇ :
Dâvanın yukarıda belirtilen nedenlerden Ötürü reddine Üyelerden Şemsettin Akçoğlu"nun muhalefetiyle ve oyçokluğu ile
15/2/1966 gününde karar verildi.
|
|
|
|
Başkan Lütfi Akadlı |
Başkanvekili Rifat Göksu |
Üye Asım Erkan |
Üye Şemsettin Akçoğlu |
|
|
|
|
Üye İbrahim Senil |
Üye İhsan Keçecioğlu |
Üye A. Şeref Hocaoğlu |
Üye Salim Başol |
|
|
|
|
Üye Celalettin Kuralmen |
Üye Sait Koçak |
Üye Avni Givda |
Üye Muhittin Gürün |
|
|
|
Üye Ahmet Akar |
Üye Muhittin Gürün |
Üye Lütfi Ömerbaş |
MUHALEFET ŞERHİ
Dâvada açık olarak 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Devlet Şûrasına dâva açılmasını önleyen" hükmün iptali istenmektedir.
Halbuki 6830 sayılı Kanunun iptali istenen hükmü, 4/11/1960 günlü ve 122 sayılı Kanunla kaldırılarak bunun yerine aynı mânayı ifade eden yeni bir hüküm konulmuş ise de dâvada, 122 sayılı Kanunla değişen hükmün iptaline dair bir sistem olmadığı gibi bu kanundan da bahis yoktur.
Mevcut olan bir kanun hükmünün sonradan değiştirilerek düzenlenirken yerine aynı mânada yeni bir hüküm konulmuş olması halinde, eski hüküm aleyhine açılan dâvanın yeni hükme de sirayet edeceğini kabul etmek hukuken caiz olamaz.
Mesele, burada terimlere mâna vermek değil dâvanın hangi hükmü hedef tuttuğunu tâyin etmekten ibarettir. Dâva 6830 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmünün iptaline matuf ve münhasır bulunmasına ve bu hüküm de 122 sayılı Kanunla değiştirilmiş olmasına göre dâvanın konusu kalmadığı gerekçesiyle reddi icap etmektedir.
Aksi gerekçe ile verilen karara bu yönden muhalifiz.
|
|
Başkanvekili Rifat Göksu |
Üye A. Şeref Hocaoğlu |
MUHALEFET ŞERHİ
l- Dâva, 122 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olmakla beraber 6830 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi dâva konusu yapılmış; değişiklikten bahsedilmemiştir.
14 üncü madde 122 sayılı Kanunla değişmiş olduğuna göre, konusu bulunmayan dâvanın reddine karar verilmesi gerekirdi.
2- 122 sayılı Kanunla 14 üncü maddede yapılan değişiklik bu maddeye (İştirak halinde mülkiyette de iştirakçi kendi hissesi hakkında bedel dâvası açabilir) hükmünün 3 üncü fıkra olarak ilâvesinden ibaret kalmış; maddenin diğer hükümlerine bu meyanda dâva konusu hükme dokunulmamıştır.
O halde, maddenin ilâve edilen üçüncü fıkra dışındaki hükümlerini 27 Mayıs 1960 dan 6 Ocak 1961 tarihine kadar çıkarılan kanun hükümleri içinde mütalâa şeklen caiz olsa bile hukuken caiz değildir.
Kaldı ki, Anayasa"nın geçici 4 üncü maddesi bu hükümlere asla dokunulamıyacağını değil bunlar hakkında iptal ve itiraz yolu ile Anayasa Mahkemesine başvurulamıyacağını göstermekte; fakat bir kanunla değiştirilebileceğini ve kaldırılabileceğini de kabul etmektedir.
Geçici maddenin derpiş ettiği Kanunla kaldırma) kanaatimce tahakkuk etmiş, (İdarenin hiç bir eylem ve işlemi, hiçbir halde, yargı merciinin denetimi dışında bırakılamaz.) hükmünü taşıyan Anayasa"nın 114 üncü maddesi 6830 sayılı İstimlâk Kanununun değişik 14 üncü maddesinde yer alan (6 ncı maddenin son fıkrasında gösterilen ve umumi menfaat kararı alınmasına ve tasdikına lüzum olmayan hususlardan dolayı Danıştay"da dâva açılamaz.) hükmünü ortadan kaldırmıştır.
Bu itibarla işin esasının incelenmesi ve bir karara bağlanması gerekirdi.
Çoğunluk kararma bu sebeplerle muhalifim.
|
|
|
|
Üye Şemsettin Akçoğlu
|