Esas No: 2022/5794
Karar No: 2022/8055
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5794 Esas 2022/8055 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5794 E. , 2022/8055 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 19. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların müvekkili Bankanın personeli olduklarını, davalılardan ...'nın şube müdürü, ...'in müdür yardımcısı ve ...'un servis elemanı olarak... Şubesinde görev yaptıkları zaman dava dışı S.S.’ye kredi kullandırdıklarını, bu müşterinin krediyi geri ödeyemediğini ve temerrüde düştüğünü, dava dışı S.S. ve kefili hakkında icra takibi başlatıldığını, ipotekten kredinin kısmen tahsil edildiğini ve geri kalan bakiyenin tahsil kabiliyetinin bulunmadığını, davalıların kredinin geri dönüşümünün olamayacağını bilerek yetersiz-teminatsız kredi kullandırdığını, usulsüz olarak Bankanın kurallarına aykırı kredi tahsisinin yapıldığını, davalıların davacı Banka ile aralarındaki sözleşme ve etik kurallara aykırı işlem yaptıklarını, davalıların sebep oldukları Banka zararının tamamından müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek davalıların işlemleri sebebiyle oluşan Banka zararının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesinde; o dönemde dava dışı S.S.ye kullandırılan işyeri edinme kredisi kullandırılmadan önce krediye konu taşınmazın mahallinde incelenip değerlendirilmesi amacıyla davalı ... ve Belediyeden bir teknik personel ile birlikte taşınmazın mahalline gidilerek ekspertiz raporu düzenlendiğini, kendisinin her ekspertiz işlemine iş yoğunluğu ve diğer görev ve sorumlulukları nedeniyle katılmasının mümkün olmadığını, Bankanın anılan kredinin kullandırıldığı dönemde ekspertiz raporunun düzenleme sürecine ilişkin olarak herhangi bir eğitim ve seminer düzenlemediğini, ekspertiz raporu düzenleme işleminin teknik bilgi ve eğitim gerektirdiğini, kendisi göreve başladığında böyle bir eğitim almadığının Banka tarafından bilindiğini, Bankanın sonrasında kredi tahsis sürecinde ve ekspertiz işlemlerinde değişikliğe gittiğini, kullandırılan kredide geçerli mevzuat hükümlerine göre herhangi bir usulsüzlük olmadığını, yetersiz teminat ile kredi kullandırmasının kesinlikle söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacı Banka tarafından davacıya yöneltilen davanın haksız, yersiz, mesnetsiz ve her türlü hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, maddi zarara ilişkin davasının kanuni süresi içinde açılmadığını, davalı müvekkilinin 1985 yılından bu yana ve hâlen davacı Bankada görevini ifa ettiğini, söz konusu kredinin ekspertiz raporunda kendisinin imzasının bulunmadığını ve bu konuda gerekli eğitimi almadığını, üzerine bu konuda herhangi bir görevlendirme de yapılmadığını, söz konusu ekspertiz raporunun davalı ... ve... Belediyesinde görevli teknik personel M.Ö. tarafından hazırlandığını, kendisinin hiçbir usulsüz işlemi bulunmadığını, söz konusu kredide de herhangi bir usulsüzlüğünün bulunmadığını, bankaların topladığı mevduatı kredi olarak pazarlamak zorunda olduğunu, kullandırılan kredilerin risk teşkil ettiğini, dolayısıyla bazı kredilerin tahsilatsız kalabileceğini, dava konusu kredinin tahsilatsız kalmadığını, bankacılık uygulamalarında kasıt ve ihmal olması dışında krediyi kullandıran şahıslara söz konusu kredi tutarının tahsili maksadıyla rücu edebileceği yönünde bir kural bulunmamakla beraber bu yönde bir uygulamanın bankaların kuruluş amacı ile üstlendiği faaliyetlere aykırı olduğunu, kredi işlemlerinin davacı Bankanın koymuş olduğu esaslara uygun olarak yapıldığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
3. Davalı ...; bahse konu kredinin o tarihte şube müdürü ve kredi komitesi başkanı olan ... ve şube müdür yardımcısı ... tarafından verildiğini, kendisinin görevinin kredi dosya ve evrakını kredi komitesinin onayına sunmak olduğunu, S.S.'ye kullandırılan kredide Bankanın istemiş olduğu evrakı kredi esaslarına uygun hazırlayıp kredi komitesine sunduğunu ve komitede onaylanmasının ardından krediyi kullandırdığını, S.S.'nin kredi taksitlerini ödemesi için yeterli emekli maaşının bulunduğunu, ek olarak da kira gelirinin olduğunu, gayrimenkulün Banka lehine ipotek altına alındığını, ek olarak da M.S.'nin kefil alındığını, kefilin otel işletme şirketi bulunduğunu, gelir düzeyinin iyi olduğunu ve kefilin kendi kredisine Banka lehine ipoteğinin olduğunu, kredinin verilmesindeki sorumlu kişilerin diğer davalılar olduğunu, zira kredi verildikten sonra kredinin tahsilatı için gerekli özeni göstermeyen kişilerin diğer davalılar olduğunu ve şahsının bu konularda yetki ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"... tüm dosya kapsamına göre; Kredi kullandırımından önce ve sonrasında yapılması gereken işlemlerin usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, gerekli evrak ve imzaların alındığı, kredinin usulüne uygun bir şekilde kullandırımının sağlandığı, kredi limiti kullandırılacak azami kredi limiti, işyerinin ekspertiz değeri %75 üzerinden tespit edileceği kuralına uyulduğu, bunun yanısıra ipoteğe ilaveten de bir kefil alınması kuralına da uyulduğu, kredinin kullandırıldığı tarihte krediye konu taşınmaz raporlarının şube yetkisinde belediye teknik personeli ile birlikte değerlendirildiği, şube personelinin taşınmaz değerlendirme konusunda eğitime tabi tutulmadığı bu konuda dışarıdan hizmet aldıkları belediye personeli ile birlikte değerlendirme yapıldığı, şube personelinin taşınmaz değerlendirme konusunda komiteye imza attığı ve krediyi kullandırdığı, kredi kullandırılırken bankanın Nisan /2008 Bireysel krediler uygulama esas ve usulleri dahilinde işlem yapılıp bankacılık mevzuatına ve bankanın uygulamalarına riayet edildiği, yine alanında uzman bilirkişiden alınan raporda da kredi uygulama esas ve usullerine uygun davranıldığının tespit edildiği ... " gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalıların müvekkili Bankanın... şubesi eski çalışanları olduklarını, dava konusu kredi işlemi yapıldığında davalı ...'nın şube müdürü, davalı ...’in müdür yardımcısı ve davalı ...’un da servis elemanı olduğunu, dava dışı S.S.’ye ipotek karşılığı kredi sağlandığını, S.S.’nin parkinson hastası, emekli olduğunu ve krediyi ödeyecek geliri olmadığını, kredi teminatı olarak alınan ipotek konusu dükkanın ekonomik değerinin düşük olduğunu, alım satım da tercih edilirliğinin olmadığını, dava dışı S.S.’ye verilen yüklü kredinin teminatı olarak alınmasının davalıların müştereken görevlerini gereği gibi yerine getirmediklerinin işareti olduğunu, kredinin tahsisinde davalıların hassasiyet göstermediğini, işlerini gereği gibi yapmayarak Bankayı zarara uğrattıklarını, 06.05.2008 tarihinde bankaca ipotek alınan bu taşınmazın değerinin 15.000,00 TL etmediğini, fakat çok kıymetli bir yermiş gibi rapor edildiğini, Banka çalışanlarının risk sorumluluğu doğurucu işlemlerde bulunmamasının sözleşme ve bankacılık mevzuatının gereği olduğunu, kredi takibe düştüğünde icra müdürlüğü tarafından yapılan kıymet takdirinde taşınmazın 20.000,00 TL olduğunun rapor edildiğini, kredi verilirken taşınmazın değerinin 90.000,00 TL gösterildiğini, dosya içine alınan raporu kabul etmediklerini, raporun yetersiz olduğunu, bilirkişinin uzmanlığının belli olmadığını, alınan rapora itibar edilmesinin kabul edilemeyeceğini, davanın reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"... Dosya kapsamındaki yazı, bilgi ve belgelere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmamasına, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere göre; dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli 10.05.2019 tarihli emekli banka müdürü bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, davaya konu alacağın kaynaklandığı kredi kullandırılırken bankacılık mevzuatına ve banka uygulamalarına riayet edildiğinin tespiti ile birlikte değerlendirildiğinde, davalıların kusur veya ihmalleri olduğunun ispat edilemediği, dolayısıyla mahkemenin davanın reddine dair kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı ... " gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı Bankanın uğradığını iddia ettiği maddi zarardan davalıların sorumlu tutulup tutulamayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun "Karşılıklar, teminatlar ve kayıttan düşme
" başlıklı 53 üncü maddesi; Bankaların Kredi İşlemlerine ilişkin Yönetmelik hükümleri; davalı Bankaya ait Nisan/2008 Bireysel Krediler, Uygulama Esas ve Usulleri'ne ilişkin ekler ve Disiplin Yönetmeliği hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacı Banka tarafından dava dışı üçüncü kişiye davalılarca yeterli teminat alınmaksızın usulsüz kredi kullandırıldığı iddiası ile maddi zararın tazmini amacıyla işbu dava açılmıştır. Teminat yetersizliğinin krediye ipotek olarak tahsis edilen taşınmazın icra marifeti ile satışında düşük bedel ortaya çıkınca anlaşıldığı, ancak kredinin kullandırıldığı tarihte krediye konu taşınmaz raporlarının şube yetkisinde belediye teknik personeli ile birlikte değerlendirildiği, şube personelinin taşınmaz değerlendirme konusunda eğitime tabi tutulmadığı anlaşılmaktadır. Bu konuda dışarıdan hizmet aldıkları belediye personeli ile birlikte değerlendirme yapılmış, davacı tanığı olarak dinlenen belediye personeli Mahkeme huzurundaki beyanlarında ekspertiz sürecinde bizzat bulunduğunu, sonrasında söylenti olarak davalı ...'un kendisinin düzenlediği değer belirleme raporunda miktar üzerinde oynama yapmış olabileceğini duyduğunu, ancak kendisinin bunun doğruluk derecesini araştırmadığını beyan etmiştir. Söz konusu değerlendirme raporu üzerinde düzeltme yapıldığına ilişkin herhangi bir iz, kalıntı bulunmadığı gibi davacı tarafça değerlendirme raporunun miktarında sonradan oynama yapıldığı hususu da iddia ve ispat olunmamıştır. Şube personeli ...'un taşınmaz değerlendirme konusunda komiteye imza attığı ve üçüncü kişiye kredinin Nisan/2008 Bireysel Krediler, Uygulama Esas ve Usulleri'ne uygun şekilde kullandırıldığı, öte yandan söz konusu taşınmazın değerlendirme sistemine ilişkin davacı Bankanın ne şekilde denetim yaptığının dahi belli olmadığı, dolayısıyla davacı Bankanın bu şekilde kullandırılan kredilerin risk teşkil ettiğini öngörmesine rağmen olay tarihi itibarıyla söz konusu uygulamaya devam ettiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.