Esas No: 2017/9128
Karar No: 2020/4608
Karar Tarihi: 12.06.2020
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/9128 Esas 2020/4608 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki uyarlama davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesi sıfatıyla İzmir 7. Tüketici Mahkemesince 2014/494 esas 2017/51 karar sayılı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nin 2017/720-2017/647 karar sayılı kararının süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı bankadan 17/09/2008 tarihinde Türk Lirası tutarı karşılığı 267.812,00 TL"lik Japon Yeni ile konut kredisi aldığını, daha sonra kurdaki artışlar nedeniyle ekonomik olarak olumsuz şekilde etkilendiğini, Türk Bankalar Birliğinin 04/03/2014 tarihli tavsiye kararına istinaden TL"ye uyarlama talebinde bulunmasına rağmen davalı bankanın bu isteğini reddettiğini ileri sürerek; 250.000,00 TL"ye kadar olan borç tutarının Türk Lirası olarak yapılandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili, aradan geçen süre itibariyle talebin yerinde olmadığını, davacının döviz kurundaki değişlikleri ön görebilecek durumda olduğunu savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesince, kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf talebi İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince "Mahkemece, gerek ülkede daha önce yaşanan dövize yönelik krizlerin varlığı nedeniyle dövizle borçlanmanın riski dikkate alınarak gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve gerekse Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin emsal kararları doğrultusunda, öngörülebilirlik ilkesinden hareketle sabit olmayan davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin kararlarında da belirtildiği üzere davacının Türk Lirası cinsinden kredi kullanmak imkanı varken, döviz seçeneğini benimsemesi nedeniyle dövizdeki aleyhine olacak değişikliklerle ilgili riski göze aldığının kabulü gerekir. Türkiye"de birden fazla dönemde döviz ile kredi alınması sonucu yaşanan krizler nedeniyle mevcut durumu kolaylıkla öngörmesi gereken davacının talebi yerinde değildir. Üstelik 14/03/2014 tarihli Bankalar Birliği kararı tavsiye niteliğinde ve 250.000,00 TL"ye kadar olan borçlar içindir. Bir an için tavsiye kararına uymanın zorunlu olduğu düşünülse bile davacının kredi kullandığı tarihte 267.812,00 TL borçlanması mevcut olup, yapılandırma isteğinin kabulü mümkün görünmemektedir." gerekçesi ile reddedilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. madddesi uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, GÖNDERİLMESİNE, aşağıda dökümü yazılı 23,00 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 12/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.