Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7384 Esas 2022/8118 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7384
Karar No: 2022/8118
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7384 Esas 2022/8118 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7384 E.  ,  2022/8118 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ :... İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2019 tarihli ve 2015/653 Esas, 2019/345 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 08.07.2020 tarihli ve 2020/600 Esas, 2020/631 Karar sayılı kararı ile Mahkemenin görevli olmadığı ve iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle hükmün ortadan kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine iadesine karar vermiştir.

    Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 22.07.2020 tarihli ve 2020/141 Esas, 2020/152 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş; bu kararın kesinleşmesi üzerine dosya görevli iş mahkemesine gönderilmiştir.

    Rize 1. İş Mahkemesi 24.12.2020 tarihli ve 2020/243 Esas , 2020/432 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 22.09.2021 tarihli ve 2021/1056 Esas, 2021/1402 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı tarafın Toprak Altın Gümüş Kuyumculuk Ticaret. Ltd. Şti'ni kurduklarını, ortaklık sözleşmesi uyarınca müvekkilinin %30 hissesi davalının ise %70 hissesi olduğunu, sözleşmeye göre müvekkilinin dükkanda sürekli çalışacağını ancak davalının çalışmayacağını, bu çalışması karşılığında davalı tarafın müvekkiline 1.600,00 TL ücret ödeyeceğini, ancak müvekkilinin Toprak Kuyumculukta çalıştığı 31.03.2006-16.05.2012 tarihleri arasında davalı tarafça ödenmesi gereken aylık 1.600,00 TL'nin ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000,00 TL'nin işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın beyanlarını kabul etmediklerini, tamamen kötüniyetli olarak sözkonusu davanın açıldığını, taraflar arasında 16.05.2012 tarihinde hisse devir sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre Toprak Altın Gümüş Kuyumculuk Tic. Ltd. Şti.’nin Kazım Karabekir Caddesindeki Toprak Kuyumculuk olarak işletilen kuyumcu dükkanından kaynaklı olarak davacıya ait hisselerin tamamının 16.05.2012 tarihinde M. E. Toprak’a devir edildiği ve B. Savuk’un Kazım Karabekir Caddesindeki Toprak Kuyumculuktan tüm hak ve alacaklarını alarak ayrıldığını açıkça beyan ve kabul ettiğini, 31.03.2006 tarihli sözleşmede kabul edilen aylık 1.600,00 TL maaşı her ay düzenli olarak yapılan muhasebe işlemleri neticesinde nakit olarak davacıya verildiğini, davacının kötüniyetli olarak sözkonusu davayı açmasının hukuka aykırı olduğunu, hisse devri sırasında hiçbir ihtirazı kayıt ileri sürmediğini, tüm alacaklarını aldığını, hiçbir hakkının olmadığını şahitler huzurunda beyan ve kabul ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 31.03.2006 tarihli sözleşmeye göre tarafların ortak olduğu işyerinde davacının çalışması karşılığında aylık 1.600,00 TL ücretin davalı ... tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığı, devir sözleşmesinin yapıldığı 16.05.2012 tarihine kadar davacının iş sözleşmesi kapsamında çalıştığı, 31.03.2006 - 16.05.2012 tarihleri arasında 6 yıl 1 ay 15 gün ( 73 ay 15 gün ) hizmetinin bulunduğu, bu süreye karşılık 117.600,00 TL ( 1.600 TL x 73 ay + 15 gün için 800 TL) ücret alacağının doğduğu, ödeme olgusunu ispat yükü üzerinde olan davalı tarafından ödeme yapıldığının ispat edilemediği ve zamanaşımı def'inde de bulunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece ücret alacağı kabul edilmesine rağmen faiz başlangıç tarihinin dava ve ıslah tarihi olarak belirlendiğini, ücret alacağının her ay ödendiği için hak kazanıldığı aydan itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bu yönden düzeltilmesini talep etmiştir.

    2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen eksiklikler giderilmeden ve dava aydınlatılmadan karar verildiğini, davacı vekilinin soyut beyanları doğrultusunda beyanlarının doğruluğu araştırılmadan karar verildiğini, davacının yurt dışında ikamet etmiş olmasının davanın sürüncemede kalmaması gerekçesi ile kabul edilebilir bir gerekçe olmadığını, tarafların arasında 16.05.2012 tarihli hisse devri sözleşmesinin imzalandığını, davacının Kazım Karabekir Caddesindeki Toprak Kuyumculuktan tüm hak ve alacaklarını aldığını açıkça kabul ve beyan ettiğini, 31.03.2006 tarihli sözleşmede kabul edilen aylık 1.600,00 TL ücreti her ay düzenli olarak yapılan muhasebe işlemi neticesinde nakit olarak tahsil edildiğini, en son hiçbir hak ve alacak kalmadığına dair 16.05.2012 tarihli sözleşme imzalandığını, beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, davacının yurt dışında çalışmadığını, eşi sayesinde geçindiğini, davalı ile davacının ticari ilişkisinin 16.05.2012 tarihinden sonra da devam ettiğini, davalının Şirket adına kredi kullanıp kredi bedelini şahsi işlerinde kullanmak üzere davacıya verdiğini ancak davacının geri ödemeleri yapmadığını, bu hususta davacı aleyhine... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/825 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacının da bu davaya karşı davalıyı zor durumda bırakmak için eldeki davayı açtığını, dinlenen tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere güvene dayalı dükkan işleyişinde tüm ücretleri davacı ... ödediği gibi kendi ücretini de M.E. Toprak'ın hissesine düşen miktar üzerinden kasadan aldığını, tüm muhasebe işlemlerini ve ödemeleri davacının yaptığını, kendisine duyulan inancı ve güveni kötüye kullandığını, davacının kötüniyetli davası aydınlatılmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    Dosyada mevcut taraflarca kabul edilen 31.03.2006 tarihli sözleşmeye göre tarafların ortak olduğu işyerinde davacının çalışması karşılığında aylık 1.600,00 TL ücretin davalı ... tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığı, 16.05.2012 tarihli devir sözleşmesinin incelenmesinde ...'un %10 hissesini 112.500,00 TL ve 146,46 gram altın karşılığında devrettiği, ...'un bu şirkette hiçbir alacak ve hakkının kalmadığının sözleşmede açıkça belirtildiği görülmektedir. Taraflar arasında düzenlenen 16.05.2012 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesinde davacının taraflar arasında düzenlenen 31.03.2006 tarihli sözleşme gereği davalı ...'ın şahsından alması kararlaştırılan aylık 1.600,00 TL ödemeyi aldığına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Zira bu alacak yönünden dava dışı şirketin değil davalı ...'ın sorumlu olduğu sözleşmede açıkça kararlaştırılmıştır. Ayrıca 16.05.2012 tarihli sözleşmenin davacının davalıyı ibra ettiği şeklinde yorumlanamayacağı açıktır.
    Davalı tarafından ücretlerin ödendiğinin iddia edilmesi karşısında ödemeye ilişkin bir belge sunulamadığı dikkate alındığında, ödenmeyen ücret alacaklarının hüküm altına alınmasında ve hüküm altına alınan alacaklara davanın kısmi dava olması, davalının daha önce temerrüte düşürüldüğüne dair bilgi ve belge sunulmaması nedeniyle, dava ve ıslah tarihi ayrımı yapılarak faiz başlangıç tarihlerinin belirlenmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. " gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.


    B. Temyiz Sebepleri
    1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek İlk Derece Mahkemesi kararının faiz yönünden düzeltilmesini talep etmiştir.

    2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davacının ücret alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.

    2. İlgili Hukuk
    4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi.

    3. Değerlendirme
    Dosyada mevcut taraflarca kabul edilen 31.03.2006 tarihli sözleşmeye göre tarafların ortak olduğu işyerinde davacının çalışması karşılığında aylık 1.600,00 TL ücretin davalı ... tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığı, 16.05.2012 tarihli devir sözleşmesinin incelenmesinde davacı ...'un %10 hissesini 112.500,00 TL ve 146,44 gram altın karşılığında devrettiği,...un bu Şirkette hiçbir alacak ve hakkının kalmadığının sözleşmede açıkça belirtildiği, taraflar arasında düzenlenen 16.05.2012 tarihli Limited şirket hisse devir sözleşmesinde davacının taraflar arasında düzenlenen 31.03.2006 tarihli sözleşme gereği davalı ...'ın şahsından alması kararlaştırılan aylık 1.600,00 TL ödemeyi aldığına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, kaldı ki bu alacak yönünden dava dışı Şirketin değil davalı ...'ın sorumlu olduğunun sözleşmede açıkça kararlaştırıldığı, 16.05.2012 tarihli sözleşmenin davacının davalıyı ibra ettiği şeklinde yorumlanamayacağı, davalı tarafından ücretlerin ödendiğinin iddia edilmesi karşısında ödemeye ilişkin bir belge sunulamadığı, ödenmeyen ücret alacaklarının hüküm altına alınmasında ve hüküm altına alınan alacaklara dava ve ıslah tarihi ayrımı yapılarak faiz başlangıç tarihlerinin belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
















    F.K.

    Hemen Ara