Esas No: 2022/6922
Karar No: 2022/8132
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6922 Esas 2022/8132 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6922 E. , 2022/8132 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 6. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikasının (... Sendikası) üyesi olduğunu, ... 19. Bölge Müdürlüğünde davalı ... AŞ'nin (TEİAŞ) hizmet alımı sözleşmesi ile hizmet satın aldığı dava dışı yüklenici firmaların işçisi olarak davalıya ait işyerinde trafo merkezinde çalıştığını, toplu iş sözleşmesi için yapılan görüşmelerde taraflar arasında anlaşma sağlanamayınca Yüksek Hakem Kurulunun 17.11.2016 tarihli ve 2016/1265 Esas, 2016/1395 Karar sayılı kararıyla 01.04.2016 - 31.03.2018 tarihleri arasında yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinin işyerinde uygulanmasının karar altına alındığını, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım alacaklarının ödenmediğini, davalı işverenin ödenmeyen alacaklardan asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek ücret farkı, ikramiye, gece çalışması ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yakacak yardımı, bayram yardımı, çocuk yardımı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile davalı işveren arasında herhangi bir iş sözleşmesi bulunmadığını, davacının yüklenici firmanın işçisi olduğunu, davalı TEİAŞ'ın ihale makamı konumunda bulunduğunu, davacının çalışmaları sebebiyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının tüm özlük haklarından yüklenici firmanın sorumlu olduğunu, alt işverene bırakılan hizmet alım işinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine göre değil aynı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında ihale edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının, dava dışı yüklenici firma işçisi olarak davalıya ait işyerinde çalıştığını, davalı işverenin asıl işveren sıfatıyla davacının çalışmalarından doğan alacaklardan sorumlu olduğu, davacının sendika üyesi olduğu, toplu iş sözleşmesinden faydalanma hakkı bulunduğu, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmediği, dosyada bulunan bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olduğu gerekçesiyle toplanan kanıtlar ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 22 nci maddesine aykırı bir şekilde tam vekâlet ücretine hükmedildiğini, dava konusu toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin davacının üyesi olduğu Tes- İş Sendikası ile davacının o dönem işvereni olan Emre Enerji Turizm Madencilik İth. ve İhr. Tic. Ltd. Şti. arasında yapıldığını, anlaşma sağlanamaması nedeniyle Yüksek Hakem Kurulu kararıyla sonuçlandırıldığını, taraflar arasında yapılan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin ve Yüksek Hakem Kurulu kararının müvekkili yönünden bağlayıcılığının olmadığını, müvekkili Kurum veya müvekkilinin bağlı olduğu kamu işveren sendikasının toplu iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu kararının tarafı olmadığını, alt işverenlerce yapılan ihale sözleşmelerine göre davacının her türlü ücret, tazminat, prim vs. özlük hak ve alacaklarından alt işveren şirketlerin sorumlu olduğunu, bu alacaklar nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilmesine imkân olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte faiz yönünden dava konusu alacaklara, işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizin uygulanmasına karar verilmesinin de usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Dava, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark alacaklara ilişkindir, davalının asıl işveren olarak davacının alacak taleplerinden sorumlu olduğu, cevap dilekçesinde de belirtildiği üzere davacının çalıştığı şirketlerin aldığı için davalı vekilinin ileri sürdüğü istisna ihalelerden olmadığı, talep edilen alacaklar toplu iş sözleşmesinden kaynaklandığından uygulanan faiz türünde hata olmadığı, ihbar edilen şirketlere dosyadaki tebligat parçaları dikkate alındığında elektronik postayla tebligat yapıldığı, inceleme aşamasında ilgili Mahkeme'den davalı vekilinin davacı lehine Avukatlık Ücret Tarifesi'nin 22.maddesine göre vekalet ücreti taktir edilmesi ile ilgili istinaf sebebinin değerlendirilmesi için yazılan yazıya ... 6.İş Mahkemesi'nin 21.02.2022 tarihli cevabında, inceleme konusu karara ilişkin dosyanın karara çıktığı gün karar verilen, tüm duruşmaları aynı gün olan aynı davalı aleyhine açılan dava dosya sayısının 6 olduğunun bildirildiği, davacı lehine taktir edilen vekalet ücretinde de hata olmadığı, ..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasında, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve bu alacaklardan davalının sorumlu olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası.
2.4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Tanımlar" kenar başlıklı 2 nci maddesinin altıncı fıkrası şöyledir:
"Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur."
3. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Somut olayda, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacının davalının işyerinde alt işverenler nezdinde çalıştığı, davalı TEİAŞ tarafından hizmet alım ihalelerinin 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi gereğince yapıldığı, davacının, Yüksek Hakem Kurulu tarafından verilen karar gereğince yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinden faydalandırılmadığı, asıl işveren olan davalının 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin altıncı fıkrası gereğince davacının alacaklarından sorumlu olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre hükmedilen vekâlet ücretinde ve uygulanan faiz türünde hata olmadığı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.