Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7388 Esas 2022/8174 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7388
Karar No: 2022/8174
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7388 Esas 2022/8174 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7388 E.  ,  2022/8174 K.

    "İçtihat Metni"


    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Rize İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesinin 03.10.2019 tarihli ve 2016/273 Esas, 2019/234 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu kararın taraflarca istinaf edilmesine üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 05.02.2020 tarihli ve 2020/91 Esas, 2020/93 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;


    Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihâi kararlar, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

    Dosya içeriğine göre kabul edilen ve davalı tarafça temyize konu edilen toplam miktar 48.673,74 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

    Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, davacı vekilince dosyaya sunulan temyize cevap dilekçesinde, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin mahiyetten reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 15.03.2002-16.09.2013 tarihleri arasında davalı Belediyede çalıştığını, davalı ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasındaki ilişkinin muvazalı olduğunun sabit olduğunu, bu nedenle davacının Belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılması gerektiğini beyanla, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının ve bu alacakların işlemiş faizlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunarak davacının muvazaa iddiasının asılsız olduğunu, çalıştığı dönemlere ilişkin tüm alacaklarının ödendiğini, Belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanması talebinin iyiniyet ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı ... Ltd. Şti.'nin ayrı bir iş organizasyonu ve davalı ... karşısında bağımsızlığının bulunmadığı, davacının yaptığı işte davalı Belediyenin işçilerinin de çalıştığının tanık anlatımları ile sübuta erdiği, davacının öncesinde davalı Belediyenin işçisi olduğu, tanık beyanlarında da belirtildiği şekilde ... Şirketinin önce ihale alıp sonra buna uygun işçi temin etmesi nazara alındığında Rize Belediyesi ile ... Ltd. Şti. arasındaki asıl işveren -alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu kabul edilerek davacının davaya konu ettiği alacaklarının da kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ücret farkı alacaklarına temerrüt tarihlerinden itibaren en yüksek işletme kredisi faizi uygulanmak suretiyle hesaplama yapılması yerine en yüksek mevduat faizi uygulanmak suretiyle ücret farkı faiz alacaklarının düşük olarak hesaplanmasının hatalı olduğunu, talep edilen bir kısım alacak kalemlerinin reddedilmesinin doğru olmadığını belirterek dosya kapsamından anlaşılan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

    2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın öncelikle husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, Belediye ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasındaki asıl alt işveren ilişkisinde muvazaa bulunmadığını, dava konusu işçi alacaklarının Belediye-İş Sendikası ve ... Sendikası ile davalı ... arasında yapılan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı ve eksik incelemeye dayandığını, davacının sendikalı olmadığı dönem için toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanması ve alacaklarının toplu iş sözleşmesine göre hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının Rize Belediyesi Emanet Komisyonu Başkanlığı bünyesinde çalıştığı dönemde sendikalı olmadığını, yapılan hesaplamalarda bu hususun dikkate alınmadığını, davalı ... ile ... Ltd. Şti. arasında muvazaa bulunmadığından davacının alacağının da bulunmadığını, hak ettiği tüm alacakların davacıya ödendiğini, davacının alması gereken ücretin yanlış tespit edildiğini, raporda tespit edilen yevmiye ücretinin hatalı olduğundan hükmedilen tüm alacak kalemlerinin hatalı ve fahiş olduğunu, ayrıca davacının iş sözleşmesini ... Ltd. Şti.'ye sunmuş olduğu 16.09.2013 tarihli istifa dilekçesi ile sona erdirdiğini, dava dışı Şirket tarafından iyiniyet göstergesi olarak kıdem tazminatının ödendiğini, hükmedilen faiz tür ve miktarlarının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına engel hâl bulunmadığı, dava dışı Şirketin davalı Belediyeye ait araç gereçleri kullanması, davalı Belediyeye ait işyerinden başka işyerinin bulunmaması, davacının davalı ... işçisi iken daha sonra dava dışı şirket işçisi olarak çalışmaya devam etmesi, daha önce benzer yönde muvazaa tespitine ilişkin verilen kararların kesinleşmesi (bu yönde Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 2019/7299 Esas, 2020/14414 Karar sayılı ilâmı, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi (Kapatılan) 2011/13196 Esas, 2012/5770 Karar sayılı ilâmı) ve özellikle davacıyla aynı dönemlerde aynı işyerinde çalışan işçiler tarafından açılan davaya ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın onanmasına dair Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 28.06.2021 tarih ve 2021/6701 Esas, 2021/10931 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/9375 Esas, 2021/13556 Karar sayılı kararı karşısında muvazaa iddiasının sübuta erdiğinin kabulü ile davacının başından itibaren davalı ... işçisi olarak kabulünün doğru olduğu, bu halde husumetin doğru hasıma yöneltilmiş olduğu, davalının işçisi olan davacının, üyesi olduğu sendika ile davalı arasında imzalanmış toplu iş sözleşmesinin davacı için uygulanmasının yerinde olduğu, bilirkişi tarafından davacının sendika üyesi olmadığı dönem için hesaplama yapılmadığı, imzalanan toplu iş sözleşmelerine göre kıdem tazminatına hükmolunmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı tarafça ve dava dışı Şirket tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemelerinin hesaplanan kıdem tazminatından mahsup edildiği, daha önce davalı tarafça kıdem tazminatı ödenmiş olmakla Mahkemece bakiyesine hükmedilmesinin yerinde olduğu, davacının çalışmadığı günler nazara alınarak hizmet süresinin belirlendiği, bankalardan gelen yazı cevaplarına göre bilirkişi tarafından nazara alınan faiz oranlarının yerinde olduğu, ilave tediye ücreti dışındaki toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret, gıda yardımı, teşvik primi, sorumluluk zamlarının ödeme günü sözleşmelerde açıkça belirlendiğinden bu alacaklara 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 53 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının ve fark ücret, gıda yardımı, sorumluluk zamları alacaklarına temerrüt tarihlerinden dava tarihine kadar olan dönem için işlemiş faize hükmolunmasının yerinde olduğu (bu yönde Dairemizin 2016/16546 Esas, 2016/15764 Karar sayılı ilâmı ile 2017/9090 Esas, 2019/5994 Karar sayılı ilâmı), kaldırma kararı sonrasında kararda belirtildiği üzere ilave tediye ve akdi ikramiye alacaklarının ayrıştırıldığı, brüt olarak talep edilmiş olmakla alacakların brüt olarak hüküm altına alınmasında hata olmadığı gerekçeleriyle tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Taraf vekilleri, istinaf dilekçesinde belirttikleri gerekçelerle ve resen dikkate alınacak nedenlerle temyiz talebinde bulunmuşlardır.



    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davalı ile dava dışı ... Ltd.Şti. arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan davaya konu ettiği alacaklarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    A. Davalı Temyizi Yönünden
    Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

    Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

    B. Davacı Temyizi Yönünden
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara