Esas No: 2022/7393
Karar No: 2022/8110
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7393 Esas 2022/8110 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7393 E. , 2022/8110 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 3. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ... 3. İş Mahkemesinin 21.11.2019 tarihli ve 2017/356 Esas, 2019/1240 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 10.07.2020 tarihli ve 2020/543 Esas, 2020/595 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılması için Mahkemesine iadesine karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalıya ait hastane işyerinde, 15.04.2012-17.01.2017 tarihleri arasında kesintisiz şekilde nöroloji uzmanı doktor olarak çalıştığını, taraflar arasında 4857 sayılı İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) tabi iş sözleşmesinin bulunduğunu, müvekkilinin fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan baktığı hasta sayısı üzerinden gelir bölüşümü şeklinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (6098 sayılı Kanun) kapsamında hizmet satın aldığını, adi ortaklık şeklinde bir çalışma usulünün uygulandığını, davacının her ay baktığı hasta sayısına göre serbest meslek makbuzu kestiğini, taraflar arasında 4857 sayılı Kanun'a tabi bir iş sözleşmesi bulunmadığını, Mahkemenin görevli olmadığını, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti taleplerine yönelik iddiaların haksız olduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını da ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 4857 sayılı Kanun kapsamında değerlendirildiği, 01.12.2012-31.07.2017 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde nöroloji uzmanı olarak çalıştığı, brüt ücretinin 18.000,00 TL (net 15.840,00 TL) olduğu, iş sözleşmesinin 17.01.2017 tarihinde sona erdiği, tanık beyanları doğrultusunda davacının hafta içi (vizit süreleri dahil) 08.30-20.00 saatleri arasında, cumartesi günleri (vizit süreleri dahil) 08.30 -18.00 saatleri arasında çalıştığı, haftalık 13,5 saat fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram ve genel tatil çalışma günleri bakımından Medula kayıtlarının dikkate alındığı, tek nörolog olması nedeniyle hafta tatillerinde de çalışma yaptığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hatalı hesap içerir bilirkişi raporuna göre fazla çalışma ücreti talebinin kısmen reddedildiğini, sadece vizit sürelerinin hesapta dikkate alınmasının hatalı olduğunu, çalışma saatinden sonraki saatlerde çağrıldığı icap çalışmasından kaynaklı fazla çalışma sürelerinin hesaplamaya eklenmemesinin hukuka aykırı olduğunu, 15.01.2022 tarihli bilirkişi raporunun tanık beyanlarına aykırılık arz ettiğini, müvekkilinin vizitten kaynaklı 2 saat, icaptan kaynaklı 1 saat olmak üzere günlük normal çalışmasını aşan 3 saat fazla çalışmasının olduğunu, 30.03.2021 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınması gerektiğini, hafta tatili ücreti alacağı bakımından 30.03.2021 tarihli bilirkişi raporu yerine 15.01.2022 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda çalışılan hafta sayılarının eksik gösterildiğini, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bakımından 30.03.2021 tarihli bilirkişi raporu yerine hatalı hesap içerir 15.01.2022 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, hükümde faiz başlangıç tarihlerinin de hatalı belirlendiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; fazla çalışma ücreti alacağı hesabının hukuka aykırı olduğunu, davacının hak ediş usulüyle çalıştığını, gelirinin tamamının primden oluşmasına göre sadece zam nispeti üzerinden (0,5 çarpanıyla) hesaplama yapılması yerine 1,5 çarpanıyla hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, hesaplamaya esas alınan ücretin hatalı belirlendiğini, gelirin net hâlinin 14.400,00 TL miktarında olduğunu, fazla çalışma iddiasına dair yazılı delillerin dikkate alınmadığını, yazılı delillerin hasta sayısı fazlalığı ve uzmanlık alanı dışı olması sebepleriyle bilirkişi tarafından incelenmediğini, fahiş tutarda fazla çalışma ücreti hesaplandığını, davacının her gün saat 18.00'de çalışmasını tamamlayıp ilaveten 2 saat fazla çalışma yaparak çalışmasına dair kabulün dosya içeriğine uygun düşmediğini, saat 18.00'e kadar hasta bakmadığını, poliklinikte son randevulu hastanın 15.45'de muayene edildiğinin yazılı delille sabit olduğunu, ilk hasta muayenesinin ise saat 09.00'da yapıldığını, bu saatten önce hasta bakılmadığını, davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmesi gerektiğini, davacının her gün yatan hastasının olup olmadığı noktasında kayıtların incelenmediğini, bir kısım tanıkların ikinci kez dinlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, husumetli davacı tanığının beyanına itibar edilmesinin hatalı olduğunu, tanıkların beyanlarının davacının tüm çalışma süresini kapsamadığını, indirim oranının Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, en az %45 oranında indirim yapılması gerektiğini, hafta tatillerinde çalışıldığı iddiasının kanıtlanmadığını, hasta kayıtlarının incelenmediğini, davacı tanığı Sevda'nın husumeti bulunduğunu, tanığın kendi açtığı davada hafta tatili ücreti talebinin reddedildiğini, tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığını, randevu kayıtlarının incelenmediğini, davacının kendi kestiği ve ihtirazı kayıt koymadan tahsil ettiği makbuzlar nedeniyle fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerektiğini, davacının işçi sayılamayacağını, müvekkiline ait hastanede serbest meslek erbabı gibi faaliyette bulunduğunu, kendi çalışma saatlerini kendisinin belirlediğini, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının da bulunmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"... Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu'na tabi iş sözleşmesine dayandığı, davacının fazla çalışma yaptığı, hafta tatili ile bir kısım ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı, üst düzey yönetici konumunda bulunmadığından çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceği, davalı işveren tarafından sunulan CD içeriğindeki hasta kayıtlarının puantaj kaydı niteliğinde olmadığı, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden 15/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre (rapordaki ilk seçenek üzerinden) hüküm tesis edilmesinin dosya kapsamına ve hukuka uygun düştüğü, hafta tatili ücreti alacağı bakımından ise Mahkemece 15/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda yer alan tablodaki hafta tatili sayısı hesabının düzeltilmek suretiyle alacak miktarının belirlenmesinin yerinde olduğu, uygulanan takdiri indirim oranı ve hesaplamalara esas alınan ücret miktarında herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı, davacıya sözleşmede belirtilen sabit ücret tutarını aşan bir ödemenin yapıldığının ortaya konulmaması karşısında fazla çalışma ücretinin 1,5 çarpanıyla hesaplanmasının da dosya içeriğine uygun olduğu, kabule konu yıllık izin hakkının kullandırıldığının kanıtlanmadığı gibi fesihte karşılığının ücret olarak ödendiğinin de ispatlanmadığı, faiz başlangıç tarihleri açısından da hukuka aykırılığın olmadığı, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraflar vekillerinin tüm itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıda gösterildiği şekilde hüküm tesis edilmesi gerekmiştir." şeklinde karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Davalı vekili, istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe:
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ücret miktarı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Kanun’un 117 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.
"
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece hüküm altına alınan alacaklar bakımından, davalının temerrüde düşürülmesi söz konusu ise temerrüt tarihinden, aksi hâlde dava ve ıslah tarihinden faize hükmedilmelidir. Taraflarca dava dilekçesi ve cevap dilekçesi ekinde sunulan 30.12.2016 tarihli dilekçe ile davacının yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, alacaklarının dilekçede belirtilen İBAN hesabına yatırılmasını talep ettiği, dilekçenin 02.01.2017 tarih (3) numaralı evrak kaydına alındığı görülmüştür. Davalının anılan dilekçe ile 02.01.2017 tarihinde temerrüde düşürüldüğü açıktır. Mahkemece davacı tarafın talebi ve temerrüt tarihi nazara alınmadan dava konusu yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarına dava ve ıslah tarihinden faiz yürütülmesi hatalıdır.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı tarafın tüm, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı tarafın temyiz itirazının faiz yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1, 2,3 ve 4 numaralı bentlerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine;
"1- Net 150.685,92 TL Fazla Çalışma alacağının temerrüt tarihi olan 02.01.2017 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2- Net 11.616,00 TL Ulusal Bayram ve Genel Tatil alacağının temerrüt tarihi olan 02.01.2017 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3- Net 11.088,00 TL Yıllık İzin Ücreti alacağının temerrüt tarihi olan 02.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi aşmamak kaydıyla bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4- Net 82.605,60 TL Hafta Tatili alacağının temerrüt tarihi olan 02.01.2017 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, " ibarelerinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.