Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7533 Esas 2022/8127 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7533
Karar No: 2022/8127
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7533 Esas 2022/8127 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7533 E.  ,  2022/8127 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
    BELG
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 09.01.2020 tarihli ve 2018/796 Esas, 2020/21 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 08.04.2021 tarihli ve 2020/622 Esas, 2021/763 Karar sayılı kararı ile hükmün ortadan kaldırılmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davacı ve davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

    Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

    Dosya içeriğine göre; hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 22.558,28 TL olup dava tarihi itibarıyla iş sözleşmesinin sona ermiş olduğu da dikkate alınarak bu miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

    Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 18.04.2006-02.10.2018 tarihleri arasında temizlik işçisi olarak 2.228,00 TL ücretle çalıştığını, iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle haklı fesihle sonlandırdığını, davacıya bir kısım tazminat ödemelerinin yapıldığını, davacının sendika üyesi olduğunu ancak ücretinin sendikalı işçilerin seviyesine getirilmediğini, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmediğini, fazla çalışma yapmasına rağmen kanundan doğan alacaklarının ödenmediğini iddia ederek yıllık ücretli izin, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ilave tediye, ücret farkı, aile yardımı, çocuk yardımı, yemek yardımı, yol yardımı, giyim yardımı, yakacak yardımı, Pazar çalışması, ek gıda yardımı, sendikal yardım, kıdem tazminatı, temizlik yardımı alacağı, eğitim yardımı, bayram yardımı, ücret yardımı alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı savunmasında bulunduklarını, husumet itirazlarının olduğunu, davacının Belediyede Belediyeden hizmet alım işi üstlenen firmalarda firma işçisi olarak çalıştığını, dolayısıyla ihbar olunan Şirket işçisi olduğunu, davaya konu taleplerin muhatabının diğer ihbar olunan Şirketler olduğunu davacının fazla çalışma yapmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    Tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, ihale sözleşmeleri, davalıların tabi olduğu mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı ... Belediye Başkanlığı'nın belirtilen işleri alt işverene vermesi 4857 sayılı Kanunun 2/6-7. Maddeleri uyarınca mümkün olup, geçerli ve muvazaaya dayanmayan bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmaktadır.

    Davacının 20/11/2013 tarihinde ... Sendikası'na üye olduğu, alt işveren TİS'lerinin 15/10/2015 tarihinde yürürlüğe girdiği ve imzalandığı, TİS'ler imzalandığı tarihte davacı sendika üyesi olduğundan bu tarihten itibaren TİS'lerden faydalanması gerektiği anlaşılmıştır.
    Dosyada mevcut Sulh Sözleşmesi'nin 01/04/2018 tarihinde imzalandığı ve buna göre sulh sözleşmesi geçerli kabul edilerek davacının bu tarihten öncesine ilişkin alacak talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
    Kıdem tazminatı alacağına ilişkin olarak; Davacı tarafça iş akdini emeklilik nedeniyle feshettiği 20.750,00 TL kıdem tazminatı ödendiği ancak ödemenin eksik ödendiği ileri sürülmüş ve fark kıdem tazminatı talep edilmiştir. Davalılar tarafından dosyaya sunulan belgelerden davacıya 20.910,28 TL kıdem tazminatı ödendiği anlaşılmıştır. Ödemeler, dosya kapsamı ve tanık beyanları dikkate alındığında davacının kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde iş akdinin sona ermesi nedeniyle ödenen tutar mahsup edilerek bilirkişi tarafından hesaplanan bakiye kıdem tazminatı alacağına hak kazanacağı kanaatine varılmıştır.
    Davacı tarafça yıllık ücretli izin alacağı talebinde bulunulmuştur. Kaldırma kararı sonrası celp edilen alt işveren toplu iş sözleşmelerine göre bilirkişi tarafından yapılan hesaplama doğrultusunda davacının 01/04/2018 tarihinde Sulh Sözleşmesi imzalaması nedeniyle sulh sözleşmesinin imza tarihinden fesih tarihine kadar geçen süre 1 yılı doldurmadığı tespit edildiğinden davacının yıllık izin hakkının bulunmadığı kanaatine varılarak yıllık izin ücreti talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    Davacı tarafça fazla mesai ve genel tatil alacağı talebinde bulunulmuştur. Tanık beyanlarının incelenmesinde davacının haftanın 6 günü 08:00-17:00 saatleri arasında çalıştığı, dini bayramların 1 günü dışında çalıştığı, anlaşılmış, bu doğrultuda günlük 1 saat ara dinlenme süresinin mahsubu sonucunda davacının haftalık 3 saat fazla mesai yaptığı belirlenmekle fazla mesai ücreti alacağına hak kazanmıştır. Dini bayramların 1 günü dışında tüm genel tatillerde çalıştığı saptanmış ve dava açmakta haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Fazla mesai hesaplamaları TİS gereği %60 zamlı, genel tatil alacak ücretleri ise 2 yevmiye üzerinden puantaj kayıtları dikkate alınarak sulh sözleşmesi nedeniyle 01/04/2018 tarihinden sonraki döneme ilişkin hesaplanmış ve taleplerin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
    Davacı eğitim, çocuk, yakacak ve bayram yardıma alacağı talep etmiştir. Alt işveren TİSleri doğrultusunda ve sulh sözleşmesi dikkate alınarak düzenlenen bilirkişi raporu ile tespit edilen alacakların ödendiğine ilişkin dosya içerisinde veri bulunamadığından davacının bu alacaklara hak kazanacağı kanaatine varılmıştır.
    TİS gereğince yılda 10 yevmiye ikramiye düzenlenmişse de Sulh sözleşmesi doğrultusunda yapılan bilirkişi hesaplamasında 696 sayılı KHK ve alt işveren TİS'leri gereğince alacağı bulunmadığı tespit edildiğinden ilâve tediye alacağı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    Davacının haftanın 6 günü çalışıp 1 gün izin kullandığı anlaşılmakla hafta tatili kullanan davacının pazar mesaisi talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    Davacıya yol ve yemek yardımı alacağı ödendiği ve alacağının kalmadığı bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden bu taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
    Davacı giyim, aile, ek gıda, temizlik yardımı alacağı talep etmiş; asıl alt işveren ilişkisinde muvazaa bulunmayıp yapılan sulh sözleşmesi doğrultusundaki hesaplamada alacak bulunmadığı tespit edildiğinden davacının bu taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
    Davacı dava dilekçesinde 32 ay boyunca üzerinden her ay 100,00-TL kesildiğini iddia ederek ücret alacağı talep etmiş; dosyaya sunulan banka kayıtlarının incelenmesinde, davacıya ücretinin tam olarak ödendiği, kesinti yapıldığına dair dosya içerisinde herhangi bir veriye rastlanmaması nedeniyle davacının ücret alacağına hak kazanamayacağı kanaatine varılmıştır.
    Davacı tarafça emsal işçiyle aynı ücretin ödenmesi gerektiği ileri sürülerek ücret fark alacağı talep edilmiştir. Davacı tarafın muvazaa iddiası kabul edilmediğinden bu konuda hesaplama yapılmamış davacının ücret fark alacağına hak kazanamayacağı kanaatine varılmış,.." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dosya içerisinde bir sulh sözleşmesinin bulunmadığını, bilirkişinin alacakları eksik hesapladığını, muvazaa iddialarının kabulü gerektiğini, müvekkilinin asıl işveren Belediyenin işçisi olduğunu, muvazaalı olarak alt işveren işçisi olarak gösterildiğini, reddedilen alacaklar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

    2. Davalı Belediye vekili istinaf dilekçesinde; davacının ihale ile iş alan şirketlerde çalıştığını, alacaklardan sorumlu olmadıklarını, taşeron ile yapılan sözleşmelerde muvazaa bulunmadığını, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı def'inin dikkate alınması gerektiğini, davacının kıdem tazminatı almaya hak kazanmadığını, belirsiz alacak davası açılamayacağını, sair alacak kalemlerinin ispat edilemediğini ileri sürmüştür.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemenin kaldırma kararının gereklerini yerine getirdiği, davalı ... Belediye Başkanlığının belirtilen işleri alt işverene vermesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) ilgili hükümleri uyarınca mümkün olduğu, Belediye ile şirketler arasında geçerli ve muvazaaya dayanmayan bir asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının 20.11.2013 tarihinde ... Sendikası üyesi olduğu, alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinin 15.10.2015 tarihinde yürürlüğe girdiği, toplu iş sözleşmesinin imzalandığı dönemde davacının sendika üyesi olduğu ve 01.04.2018 tarihinde imzalan sulh sözleşmesinin geçerli kabul edilmesine göre alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmeleri kapsamında yapılan hesaplamanın yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin muvazaalı olarak alt işveren işçisi olarak gösterildiği iddiası ispatlanmasına karşın Mahkemece muvazaa iddiasının kabul edilmemesi ihtimaline göre yapılan hesaplama doğrultusunda karar verilmesinin yerinde olmadığını, asıl işveren alt işveren ilişkisi muvazaalı olup davacının baştan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılarak işlem görmesi gerektiğini, muvazaa iddiaları reddedilmesine rağmen bu yönde herhangi bir gerekçeye de yer verilmediğini Yargıtay nezdinde esas alınan hususun davacının hangi işte çalıştığı değil, muvazaanın var olup olmadığının araştırılması olduğunu, bu tip dosyalarda davacıların temizlik işçisi, park ve bahçe işçisi, büro işçisi veya şoför olmasının da tek başına muvazaanın delili mahiyetinde olmadığını, dolayısıyla yalnızca otobüs şoförleri yönünden muvazaa ihtimaline göre karar verileceği düşüncesinin herhangi bir hukuki dayanağı olmadığı gibi, hukuk düzenine de aykırı bir düşünce olacağını, bu şekilde ayrım yapmanın eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil edeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da kanuna ve usule aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda bütün alacaklarının da eksik hesaplandığını, bir kısım alacaklar yönünden ise hiçbir hesaplamanın yapılmadığını, müvekkili tüm dosya kapsamı ve toplu iş sözleşmeleri gereği alacaklara hak kazandığından Mahkeme kararının bu yönüyle de yerinde olmadığını, Mahkemenin davacı lehine 5.768,37 TL davalı lehine ise 23.340,10 TL vekâlet ücretine hükmetmesinin yerinde olmadığını, zira Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yapılan en son değişikliğe göre maddi tazminat davalarında kısmen kabul hâlinde davalı yararına hükmedilecek avukatlık ücretinin, davacı yararına hükmedilen avukatlık ücretini geçemeyeceğini, Anayasa Mahkemesinin de tazminat davasında reddedilen kısım için kanuni dayanak olmaksızın aleyhe nispi vekâlet ücretine hükmedilmesini mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak kabul ettiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davalı İdare ile dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, buna göre davacının davalı Belediyenin işçisi olarak kabul edilmesi hâlinde ilave tediye ile birlikte bir kısım alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ile hüküm altına alınan alacakların eksik belirlenip belirlenmediği noktalarında toplanmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VI. KARAR
    A. Davacı Temyizi Yönünden
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    B. Davalı Temyizi Yönünden
    Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,


    Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,


    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,


    22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara