Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7310 Esas 2022/8136 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7310
Karar No: 2022/8136
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7310 Esas 2022/8136 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7310 E.  ,  2022/8136 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 43. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; Türk ... Sendikası ile ... Kamu İşverenleri Sendikası arasında, ... ve İçişleri Bakanlığına bağlı işyerlerinde işe girişte hatalı ücret derecesinden intibakı yapılan üyelerinin intibaklarının düzeltimesi amacıyla 21.02.2012 tarihinde protokol imzalandığını, bu protokol kapsamında kurulan İntibak Komisyonu tarafından 789 işçinin ücret derecelerinin düzeltildiğini ve 14.02.2013 tarihinden itibaren yeni ücret derecesi üzerinden ödeme yapıldığını, müvekkiline de 14.02.2013 tarihinde 4 derece eklendiğini, davalı ... Bakanlığından fark alacakların 5 yıl geçmişe dönük ödenmesi konusunda dava açılmasına gerek kalmadan sulhen ödenmesinin talep edildiğini, davalı Bakanlık tarafından yayımlanan 13.11.2014 tarihli ve 15.11.2015 tarihli yazılar ile intibakları düzeltilen işçilerin 14.02.2013 tarihinden geriye dönük 5 yıllık fark alacakları olduğu ve dava açmayan üyelerle sulh sözleşmesi yapılıp geriye dönük alacakların yasal faiziyle ödenmesinin belirtildiğini, geriye dönük ödemelerin yapılması için hesaplamaların yapılarak ödemesi için işlemler devam ederken ve hatta bazı işyerlerince ödemeler yapılmışken sendika üyelerinden bir kaçının dava açması nedeniyle dava sonuçlanana kadar davalı Bakanlık tarafından işlemlerin durdurulması talimatının verildiğini, dava açan işçilerin ödemesini aldığını, dava açmayan üyelerin ödemelerinin yapılmadığını, zamanaşımının 13.11.2014 tarihli yazı ile kesildiğini ve bu tarihten itibaren yeniden işlemeye başladığını ileri sürerek ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı alacaklarını talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; geçmişe dönük ödeme ile ilgili sulh anlaşmasının yapılmadığını, talep hakkının sadece dilekçe ile değil dava ile olduğunu, 5 yıllık süre içerisinde dava açılmayarak alacağın zamanaşımına uğradığını, 21.02.2012 tarihinde sendika ile işçilerin ücret dereceleri ile ilgili protokol imzalandığını, fakat sulh sözleşmesinin imzalanmadığını, daha sonra ücret dereceleri hatalı olanların yeni ücret derecesinden intibakları yapılarak ödemelerinin yeni ücret derecesine göre yapıldığını, protokolün geçici 3 üncü maddesinde Komisyon kararının geldiği tarihten itibaren geçerli olduğunun düzenlendiğini ve 18.01.2013 tarihli 01-13 sayılı yazı ile gönderildiğini, intibak işlemlerinin bu tarihten itibaren geçerli olduğunu, belirtilen tarihten önce iş sözleşmesi sona eren işçilere uygulanmadığını, 21.02.2012 tarihinde protokol imzalandığını, 08.02.2013 tarihinde yeni ücret derecesinin tespit edildiğini, ücret derecesinin geçmişe dönük artırılması hâlinde, geçmişe dönük alacaklarının talep edilebileceğini, işçilerin geçmişe dönük alacaklarının 08.02.2013 tarihinde tespit edildiğini, bu alacakların 08.02.2018 tarihinde zamanaşımına uğradığını, sendikanın zamanında dava açmaması sebebiyle zamanaşımına uğrayan bir alacağın talep edilmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, üyelerinin mağduriyetinin sendikanın zamanında dava açmamasından kaynaklandığını, örnek olarak sunulan davaların zamanaşımı süresinde açıldığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ve en yüksek işletme kredisi faizi talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesince toplanan kanıtlar ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak;
    "...
    ... mahkememizce dava konusu edilen alacakların sulh sözleşmesinden kaynaklandığı, işçilik alacağı niteliğinde olmadığı değerlendirilmiş, 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu benimsenmiş, davalının zamanaşımı savunmasına itibar edilmemiştir.
    Davacının Harb İş Sendikası üyesi olduğu ve toplu iş sözleşmelerinden yararlanma hakkı bulunduğu dosya kapsamından saptanmıştır.
    Dosya, deliller toplandıktan sonra bilirkişi Emin Tazegül'e tevdi edilmiş ve 05/12/2019 tarihli kök rapor ile 14/08/2020 tarihli ek rapor alınmıştır. Bilirkişi raporlarında davacının doğru derecesine göre fark ücret, fark akdi ikramiye ve fark ilave tediye alacakları hesaplanmıştır. Yapılan hesaplamaların dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmiş, mahkememizce bilirkişi raporlarındaki hesaplamalara itibar edilerek, bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
    Davacı vekilince dava konusu edilen alacaklara, toplu iş sözleşmelerinde belirtilen temerrüt tarihleri esas alınarak işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması talep edilmiş ise de, az önce gerekçe kısmı aynen aktarılan Yargıtay ilamında, dava konusu edilen alacakların, artık toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacağı niteliğinde bulunmadığı, sulh sözleşmesinden kaynaklandığı tespiti dikkate alınarak, hesap edilen alacaklara dava ve ıslah tarihlerinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerektiği anlaşılmış,..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; toplu iş sözleşmesine dayanan alacak kalemlerinde faiz başlangıç tarihinin işverenin temerrüde düştüğü tarih ve uygulanacak faizin işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranı olması gerekirken dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

    2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davaya konu işçilik alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu ve bu sürenin dolduğunu, süresinde olan cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunulması sebebiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak istinaf yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    1-) Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin konuyla ilgili pek çok emsal kararında; davalı ... Bakanlığının 13.11.2014 tarihli yazısının ikrar niteliğinde olduğu ve dava tarihi 31.05.2019 itibari ile işçilik alacaklarına uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığının, kabul edilmesi karşısında, davalı Bakanlık vekilinin alacakların zamanaşımına uğradığına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. (örneğin Bkz. Yargıtay 9. HD’nin 23.12.2021 tarih ve 2021/12581 E.- 2021/16897 K. sayılı ilamı)
    2-) Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelince ise;
    6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 53/2 maddesinde “Toplu iş sözleşmesine dayanan eda davalarında, temerrüt tarihinden itibaren işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.” şeklinde kurala yer verilerek, uygulanması gereken faiz türü belirtilmiştir. Toplu İş Sözleşmesi’nden kaynaklanan işçilik alacaklarından ödeme günü açıkça kararlaştırılmış olanlar bakımından belirlenen ödeme tarihi, ödeme günü tespit edilmemiş olanlar yönünden ise işverenin temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizine karar verilmelidir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili hem dava, hem de ıslah dilekçelerinde; Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret ve ikramiye alacakları için temerrüt tarihlerinden itibaren en yüksek işletme kredisi faizi talep etmiştir. Mahkemece talebin yasal düzenlemeye uygun olduğu gözetilerek talep gibi faize hükmedilmesi gerekirken anılan alacaklara dava-ıslah ayrımına göre yasal faiz yürütülmesi hatalıdır.
    ..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek ve faizin hatalı belirlendiği ileri sürülerek kararı temyiz etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Taraflar arasında, davacı işçinin talep ettiği alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve alacaklara işletilen faizin türü konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 154 üncü maddesi, 156 ncı maddesinin birinci fıkrası, 147 nci maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı Kanun, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Somut olayda, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler yukarıdaki bentte belirtilen hükümlerle birlikte incelendiğinde; davalı ... Bakanlığının 13.11.2014 tarihli yazısının ikrar niteliğinde olduğu ve dava tarihi olan 25.04.2019 itibari ile işçilik alacaklarına uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, faiz türünün ve başlangıcının da doğru olduğu anlaşılmaktadır.

    3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara