Esas No: 2021/4946
Karar No: 2022/3359
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4946 Esas 2022/3359 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/4946 E. , 2022/3359 K.Özet:
Davacılar, davalı şirketten, eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik işler nedeniyle doğan alacak ve tazminat istemiyle bir dava açtılar. Mahkeme, davayı kısmen kabul ederek karar verdi. Davacılar bu karara itiraz ederek temyiz talebinde bulundular. Dava dosyası incelendi ve Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında, dosyadaki iflas durumunun göz ardı edildiği için kararın bozulması gerektiği kararına varıldı. İflas kamu düzenine ilişkin olduğu için mahkemece, iflas müdürlüğüne müzekkere yazılarak, iflas giderleri tamamlanarak işlemlerin devam edilmesi, tasfiyenin niteliğinin belirlenmesi ve adi tasfiye yapılacak ise 2. alacaklılar toplantısının beklenmesi, iflas idare memurlarının oluşturulması ya da basit tasfiye yapılması halinde ise tasfiye iflas memuru aracılığı ile yapılacağından tasfiye memurunun tespit edilmesi ile kararın gereği yerine getirilerek yeniden hüküm kurulması gerektiği belirtildi. Karar, HMK'nın 325. maddesi ve İİK'nın 194, 218, 226-229. maddeleri doğrultusunda verildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik işler nedeniyle doğan alacak ve tazminata ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 03.10.2019 tarihli, 2019/2240 Esas, 2019/3755 Karar sayılı bozma ilamında; davanın 14.11.2012 tarihinde açıldığı, dosya içerisinde bulunan Bingöl Asliye Hukuk (Ticaret mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi'nin 2011/43 Esas, 2014/810 Karar sayılı ilamında davalı şirketin iflasına karar verildiği, İİK'nın 194. maddesinde; acele haller dışında müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davalarının duracağı ve alacaklıların 2. toplantısından 10 gün sonra devam olunacağı, davalı şirketin iflasına karar verildiği halde mahkemece, İİK'nın 194. maddesi gereğince herhangi bir işlem yapılmadığı belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yargılama sonucunda; Bingöl İcra Dairesin’den 2. alacaklılar toplantısı ile ilgili bilgi sorulduğu, gönderilen 31.01.2020 tarihli cevabi yazıda; iflas kararı üzerine dosyanın 2015/1 iflas numarası ile kaydının yapıldığı, ancak dosyanın takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bu nedenle 2. alacaklılar toplantısı safhasına geçilmemiş olduğu, 2. alacaklılar toplantısına geçilmemiş olması sebebi ile davalı şirket hakkında alınan iflas kararının uygulanabilirliğinin ortadan kalktığı belirtilerek işin esasına girilip davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki iflas dairesi müzekkere cevabında; iflas kararının kesinleştiği ancak yeterli gider avansı olmadığından işlemlere devam edilemediği ve takipszilik nedeni ile dosyanın kapatılmış olduğunun mahkemeye bildirildiği anlaşılmıştır.
İflas kamu düzenine ilişkin olup görevi gereği mahkemelerce ve temyiz halinde Yargıtay'ca kendiliğinden gözetilir. HMK’nın 325. maddesinde; “Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin, bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verilir. Belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedilir.” düzenlemesi mevcuttur. İflas müdürlüğünce iflas avansı olmadığı taktirde suçüstü ödeneğinden iflas giderleri tamamlanarak işlemlere devam edilmesi gerekirken iflas dosyasının takipsizlikle kapatılması kamu düzenine aykırı olmuştur. Mahkemece, kamu düzeni resen gözetilip iflas müdürlüğüne müzekkere yazılıp suçüstü ödeneğinden gerekli giderlerin tamamlanarak iflas işlemlerinin yapılmasını istemek yerine 2. alacaklılar toplantısı safhasına geçilmemiş olması nedeni ile davalı şirket hakkında alınan iflas kararının uygulanabilirliğinin ortadan kalktığı belirtilerek işin esasına girilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
İİK uyarınca; yapılması gereken adi tasfiyedir. Ancak davalı şirketin mal varlığı yok ya da mal varlığı iflas giderlerini karşılayamayacak nitelikte ise tasfiye, basit tasfiye şeklinde yapılacaktır. Adi tasfiye uygulanması halinde İİK'nın 226-229. madde hükümleri uyarınca iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına; İİK'nın 218. madde hükmü uyarınca basit tasfiye usulü uygulanması halinde ise, bu yetki iflas dairesine aittir.
Mahkemece yapılması gereken iş; iflas müdürlüğüne müzekkere yazılarak iflas kamu düzenine ilişkin olduğundan iflas müdürlüğünce iflas avansı olmadığı taktirde suçüstü ödeneğinden iflas giderleri tamamlanarak işlemlere devam edilmesi, tasfiyenin niteliğinin belirlenmesi ve adi tasfiye yapılacak ise 2. alacaklılar toplantısının beklenmesi, iflas idare memurlarının oluşturulması ya da basit tasfiye yapılması halinde ise tasfiye iflas memuru aracılığı ile yapılacağından tasfiye memurunun tespit edilmesi ile taraf teşkili sağlandıktan sonra Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 03.10.2019 tarihli, 2019/2240 Esas, 2019/3755 Karar sayılı bozma ilamının gereği yerine getirilerek sonucuna göre hüküm kurulmasından ibarettir.
Açıklanan nedenlerle kamu düzenine aykırı olacak şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, kararın diğer temyiz itirazları bu aşamada incelenmeksizin bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma sebebine göre bu aşamada davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
karara karşı 15 gün içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulabileceğine, 15.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.