Esas No: 2022/7265
Karar No: 2022/8159
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7265 Esas 2022/8159 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7265 E. , 2022/8159 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 32. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle miktar itibarıyla kesin olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 11.01.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamına göre somut davada yapılan ücret tespitinin ileriye yönelik etkisinin bulunması karşısında verilen kararın kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir. Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 11.01.2022 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 08.08.2015 tarihinden itibaren hizmet alım sözleşmesi ile asıl işveren-alt işveren ilişkisi kapsamında çalışmakta iken 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçtiğini, müvekkilinin asıl işveren/alt işveren kapsamında çalıştığı döneme ilişkin ücretinin taraflarca asgari ücretin %10 fazlası olarak belirlendiğini ve çalıştığı süre boyunca bu ücret ödendiğini, ancak kadroya geçisi sırasında imzalatılan iş sözleşmesinin ücret kısmının boş bırakıldığını, davalı Kurum tarafından 01.01.2019 tarihinden itibaren herhangi bir yazılı ve sözlü bir bildirim yapılmadan çıplak ücretinin düşürüldüğünü ve 11 ay düşük ödeme yapıldığını ileri sürerek fark ücret alacağının hüküm altın alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Kurum ile herhangi bir akdi ilişkisinin bulunmadığını, davaya konu iş sözleşmesinin ... Valiliği (İl Göç İdaresi Müdürlüğü) ile davacı arasında imzalandığını, bu sebeple işbu davanın yanlış hasma yöneltildiğini ve davaya konusu alacakların ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
" ...
Mahkememizin 25/03/2021 tarihli celsesinde davacının katılmadığı ve dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı tarafınca dosyanın işlemden kaldırıldığı 25/03/2021 tarihinden itibaren 3 ay içerisinde davasını yenilemediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150/5. Maddesinde; işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan davanın 3 ay içinde yenilenmemesi halinde açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlemesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ..." gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek davalı lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kararın hüküm kısmında vekâlet ücretinin belirlenmesinde hata yapıldığını, davanın 100,00 TL üzerinden açılmış olmasına rağmen davalı lehine 4.080,00 TL vekâlet ücretine hükmedildiğini, ancak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin konuya ilişkin kanuni düzenlemesi gereği davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte hükmedilecek vekâlet ücretinin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Miktar ve değeri istinaf kesinlik sınırını aşmayan alacak davalarına ilişkin nihai kararlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. İstinaf kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Dosya içeriğine göre; hüküm altına alınan ve istinafa konu edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin karar tarihi itibari ile 5.880,00 TL istinaf kesinlik sınırı kapsamında kaldığı..." gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 352 nci maddesi gereğince usulden reddine, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olmak üzere karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; alacağın bir kısmının dava edilmiş olması hâlinde kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirlenmesi gerektiğinden kesinlik sınırının altında kalsa da kararın temyiz incelemesine tabi olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince kesin olmak üzere karar verilmesinin hatalı olduğununu, zira müvekkili davacı ile davalı Kurum arasında iş ilişkisinin hâlen devam ettiğini, İlk Derece Mahkemesince vekâlet ücreti hesabında hatalı değerlendirme yapıldığını, istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle bu husustaki yanlışlığın düzeltilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacı tarafından takip edilmediği için işlemden kaldırılmasına karar verildikten sonra 3 aylık kanuni süresi içinde de yenilenmediğinden açılmamış sayılmasına karar verilen davada, davalı lehine hüküm altına alınan vekâlet ücretinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir :
"(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
..."
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıda yer alan (3) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7 nci maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarife'de yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, Tarife'nin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez. Bununla birlikte söz konusu Tarife'nin 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre ise hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
3. Somut olayda, davanın açılmamış sayılması kararı üzerine davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacı tarafından talep konusu yapılan dava değerinin 100,00 TL olduğu ve bu durumda davalı lehine hükmedilecek vekâlet ücretinin de bu tutarı geçemeyeceği göz ardı edilerek yazılı şekilde 4.080,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olup bozma sebebidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 11.01.2022 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
3. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının vekâlet ücreti yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine “ Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre belirlenen 100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.