Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6925 Esas 2022/8134 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6925
Karar No: 2022/8134
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6925 Esas 2022/8134 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/6925 E.  ,  2022/8134 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 26. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait Dicle ve HES Yöresi İşletme Müdürlüğü kapsamında yer alan Kral Kızı Barajı işyerinde davalı işveren işçisi olarak çalıştığını, görünürde hizmet alım ihâlesi kapsamında çalışma söz konusu ise de yapılan işin asıl iş olması nedeniyle muvazaanın söz konusu olduğunu, davacının sendika üyesi olup üyeliğinin işverene bildirildiğini, bu çerçevede davalı Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) ile ... Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiğini, müvekkili tarafından açılan ... 4. İş Mahkemesinin 2014/613 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada muvazaanın saptandığını ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini ileri sürerek iş güçlüğü tazminatı, sosyal yardım, ikramiye ve ilave tediye alacaklarını talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunarak işin anahtar teslimi iş olduğunu, mevzuat gereği muvazaadan bahsedilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    Yapılan inceleme, celp edilen kayıtlar, taraf açıklamaları, tanık beyanları, denetime elverişli hükme esas alınan 28.01.2019 tarihli bilirkişi raporundaki ayrıntılı tespit, değerlendirme ve hesaplamalar neticesinde, davacının, 01/09/2014- 31/12/2017 tarihleri arasında davalı şirketten hizmet alım işi yapan firmalarda davacı kuruma ait Dicle -HES, Kralkızı HES ve Batman HES'in güvenlik harici enerji üretimini gerçekleştirmek üzere işletme, periyodik bakım, onarım, arıza giderme ve revizyon işlerinin yaptırılması işi kapsamında çalıştığı, davacının, dahil olduğu hizmet alım işinin muvazaalı olduğu hususunun muhtelif yargısal kararlar ile belirlendiği, buna göre raporda belirtilen alacaklara hak kazandığı anlaşılmakla ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne ve alacakların davalı şirketten tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." gerekçesiyle
    davanın kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde; faiz açısından hatalı karar verildiğini, davalının toplu iş sözleşmesi imzalaması ile temerrüde düşmüş sayıldığını, bu nedenle alacaklara doğdukları tarihten itibaren bankalarca fiilen mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

    2. Davalı vekili istinafa başvuru dilekçesinde; davacının geçerli bir alt işverenlik ilişkisi içerisinde alt işveren işçisi olduğunu, muvazaa bulunmadığını, davalının ihale makamı olup talep olunan alacaklardan sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    Somut uyuşmazlıkta; davacının işe girdiği tarihten itibaren asıl işveren olan davalının işçisi olduğunun tespitine ilişkin mahkeme kararı, ... 4. İş Mahkemesinin 2014/613 Esas sayılı dosyası ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.09.2015 tarih, 2015/1895, 2015/1779 Esas ve Karar sayılı kararı uyarınca muvazaanın benzer dosyalarda da kabul edilmesi nedeniyle yerinde bulunmuştur.
    Ancak, mahkemece davacı lehine varlığı tespit edilen iş güçlüğü tazminatı alacağı ve ikramiye alacağına dava ve ıslah tarihi esas alınarak faiz işletilmesi yerinde görülmemiştir. Şöyle ki;
    Toplu İş Sözleşmesinin 75. maddesinde işçi ücretlerinin ayda bir defa ve ertesi ayın en geç 17. günü sonuna kadar ödeneceği, 17. günün tatile denk gelmesi halinde bu ödemenin bir gün sonra yapılacağı belirlendiğinden her ayın 18. günü işçi ücretleri ve geniş anlamda ücret alacağı içerisine giren iş güçlüğü zammı açısından temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.
    Toplu İş Sözleşmesinin 89/b maddesinde ise; ilave tediyeler dışında işçilere 8 Nisan, 18 Eylül, 20 Kasım tarihlerinde 20'şer günlük çıplak yevmiyeleri tutarında ikramiye ödeneceği belirlenmiş olup 9 Nisan, 19 Eylül ve 21 Kasım tarihleri temerrüt tarihi olarak tespit edilmektedir.
    İlave tediye alacağı ve sosyal yardım alacağı açısından herhangi bir ödeme tarihi belirlenmediğinden talep edilen kısımlar için dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi yerinde görülmüştür.
    İzah edilen nedenlerle; davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddi; davacı vekilinin istinaf talebinin faiz başlangıç tarihleri yönünden kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların davalı EÜAŞ'ın toplu iş sözleşmesini imzalaması ile temerrüde düşmüş sayılacağını, bu nedenle hükmedilen alacaklara doğdukları tarihten itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte karar verilmesi gerektiğini, ... Bölge Adliye Mahkemesi kararında sosyal yardım alacağını da diğer alacaklar gibi değerlendirdiğini ve faiz tarihi olarak ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verdiğini, sosyal yardım alacağının da toplu iş sözleşmesinden doğan alacaklardan olduğunu ve temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

    2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının geçerli bir alt işverenlik ilişkisi içerisinde alt işveren işçisi olduğunu, muvazaa bulunmadığını, davalının ihale makamı olup talep olunan alacaklardan sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Taraflar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı, davacının alacaklarının bulunup bulunmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.

    2. İlgili Hukuk
    1.4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 15 inci maddesi 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun (6446 sayılı Kanun) 30 uncu maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup 6446 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi şöyledir; "Lisans sahibi tüzel kişiler, lisansları kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olarak hizmet alımı yapabilirler. Ancak, bu durum ilgili lisans sahibi tüzel kişinin lisanstan kaynaklanan yükümlülüklerinin devri anlamına gelmez. Hangi faaliyetlerin hizmet alımı yoluyla yaptırılabileceği Kurul tarafından belirlenir" şeklinde düzenleme getirilmiştir.

    2. 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun), 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği.

    3. Elektrik Üretim AŞ'nin (EÜAŞ) 27.07.2006 tarih ve 26241 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Ana Statüsünde, şirketin amacı aynen "kamu yararını gözeterek, karlılık ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde, güvenli sürekli, kaliteli, verimli, düşük maliyetli, çevreyi gözetir elektrik enerjisi üretimi ve satışı faaliyetinde bulunmak" olarak belirtilmiş olup, şirketin amaç ve faaliyetleri başlığı altında ise; "İlgili mevzuat hükümleri çerçevesinde üretim tesislerinde elektrik enerjisi üretmek", "Üretim tesislerinin işletilmesi ve kurulmasında diğer gerçek ve tüzel kişilerden bu konulara ilişkin hizmet almak", "Elektrik üretimi için gereken her türlü etüt ve projeler ile inşaat ve tesisleri yapmak, yaptırmak ve söz konusu tesislerin proje, tesis ve işletme aşamalarında ülkemiz çevre mevzuatına uygun olmasını sağlamak amacıyla gerekli her türlü önlemleri almak ve kendi paylarına düşen hukuki ve mali sorumluluk, ilgili şirket veya kuruluşlarda kalmak üzere aldırmak","Üretim tesislerinin yapılması, bakımı ve onarımı, rehabilitasyonu, işletilmesi ve genişletilmesi ile ilgili her türlü mal ve hizmetleri yurt içinden ve/veya yurt dışından tedarik etmek" "Amaç ve faaliyet konuları ile ilgili olarak ve sahip olduğu imkanlar kullanılarak bedeli mukabilinde, gerektiğinde araç ve gereç kiraya vermek ya da üçüncü şahıslardan kiralamak", "Elektrik üretiminde kullanılacak maden tesislerini kurmak, kurdurmak, işletmek veya hizmet alımı yoluyla işlettirmek" "İlgili mevzuatta tanınan tüm hak ve yetkilerle faaliyette bulunmak" "Mevzuat hükümleri, çerçevesindeki diğer görevleri yapmak" olarak belirlenmiştir. 07.10.2020 tarih ve 31267 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan en son yenilenen ana statüsünde de şirket amaç ve faaliyetleri aynı şekilde düzenlenmiştir.

    3. Değerlendirme
    1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    2.Davacı işçi davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu iddiasında bulunmuş, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarını talep etmiştir. Asıl işveren-alt işveren ilişkisi geçerli olarak kurulmuşsa muvazaa denetimi söz konusu olabilir. 4628 sayılı Kanun'da gerekli hâllerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerinin hizmet alımı yoluyla verilebileceği düzenlemiş, bu hüküm 6446 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılarak Kurul tarafından belirlenecek işlerin hizmet alımı yoluyla verilebileceği öngörülmüştür. Davacının da çalıştığı ihbar olunan Yamanlar Turizm Madencilik Enerji İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti. ile EÜAŞ arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğuna ilişkin olarak açılan davalar muvazaa tespiti yapılarak kesinleştiğinden, davacının Yamanlar Şirketinde çalıştığı dönem için muvazaanın kabulü isabetlidir.

    3.Diğer taraftan 01.09.2017-13.12.2017 tarihleri arasındaki dönemde davacının, EÜAŞ'ın hizmet alım sözleşmesi imzaladığı ihbar olunan Gülkar Müh. En. Tem. Gıda İnş. ve Tic. Ltd. Şti. nezdinde çalışması bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece 30.11.2017 tarihini de kapsayacak şekildeki hesaplama doğrultusunda hüküm kurulmuş ise de bu dönem yönünden davalı ile Gülkar Şirketi arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı yönünden herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Anılan Şirkette çalışılan döneme ilişkin asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı araştırılarak sonuca gidilmesi gerekir.

    4. Ayrıca Mahkemece 01.09.2017 tarihinden sonraki dönem için muvazaa bulunup bulunmadığı yönünde değerlendirme yapılacağından ve bu dönemde 6446 sayılı Kanun yürürlükte bulunduğundan verilen işin "Kurul tarafından belirlenen" işlerden olup olmadığının tespit edilmesi gerekir. Hizmet alım sözleşmeleri bu Kanunlara yani kanuni yetkiye uygun olarak yapılmış ise, burada artık 4857 sayılı Kanun'da öngörülen işletmenin ve işin gereği ile teknolojik uzmanlık gerektiren iş ve Alt İşverenlik Yönetmeliği'nde yer alan mal veya hizmet üretiminin zorunlu unsurlarından olan, işin niteliği gereği işletmenin kendi uzmanlığı dışında ayrı bir uzmanlık gerektiren iş şartı sınırlandırması aranamayacağından, yapılan sözleşmeler geçerli olacaktır.

    5. Yapılacak araştırmada; 01.09.2017 tarihinden sonra verilen işin Kurul tarafından belirlenen işlerden olduğu, 6446 sayılı Kanun'un hukuki çerçevesinde işlem tesis edildiği ve böylece geçerli hizmet alım sözleşmeleri yapılmış olduğu, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olduğu, davacı işçinin de bu ihale ile verilen iş kapsamında çalıştırıldığı belirlendiğinde, davalı ile dava dışı Şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu sonucuna varılarak işçilik alacakları bu tespite göre; 01.09.2017 tarihine kadarki dönem için toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre bu dönem sonrası için ise toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınmaksızın hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır. 6446 sayılı Kanun'un hukuki çerçevesinde işlem tesis edilmediğinin, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olmadığı ya da davacının ihale ile verilen iş dışında çalıştırıldığının tespit edilmesi hâlinde ise davacı işçinin sendika üyesi olduğu dikkate alınarak toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre şimdiki gibi davaya konu alacaklarıyla ilgili hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

    Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

    22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara