Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7381 Esas 2022/8129 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7381
Karar No: 2022/8129
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7381 Esas 2022/8129 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7381 E.  ,  2022/8129 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Kurumda 31.12.2004 tarihinde işe başladığını ve 06.03.2017 tarihine kadar sistem revizyon yönetmeni olarak kesintisiz şekilde çalıştığını, 02.02.2017 tarihinde 186 Çağrı Merkezinde nöbet tutması için görevlendirildiğini, görev tanımında yer almadığı için görev emrini imzalamadığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi ve Sosyal Güvenlik Kurumuna çalışma günlerinin eksik bildirilmesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini, tazminat ve işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile ücret, fazla çalışma, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle tüm alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının davalı Şirket nezdinde 31.12.2014 tarihinde çalışmaya başladığını ve devamsızlık yapması sonucunda 23.03.2017 tarihinde iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, yıllık izin ücret alacağının 2017 yılı Mart ayı ücret bordrosuna ek olarak ödendiğini, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücret alacaklarının ve ödenmeyen ücret alacağının bulunmadığını, fazla çalışma da yapmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 05.07.2018 tarihli ve 2017/129 Esas, 2018/356 Karar sayılı kararıyla toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak yıllık izin ücreti ve ücret alacağı taleplerinin reddine, kıdem tazminatı talebinin kabulüne, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacak taleplerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.


    B. Gerekçe ve Sonuç
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 20.05.2021 tarihli ve 2018/4012 Esas, 2021/1132 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 29.09.2021 tarihli ve 2021/8061 Esas, 2021/13255 Karar sayılı ilâmı ile davalının diğer temyiz itirazları yerinde görülmeyerek;
    "...
    Dosya içeriğine göre, bilirkişi raporunda haftanın dört günü davacının dava dilekçesinde belirtmediği 21.00'e kadar çalışma ve yine talebini aşacak şekilde 2013-2017 arasında (davacının 2013-2015 arası için iddiası vardır), bazı haftalar bir gün, bazı haftalar iki gün 24.00'e kadar çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmış, mahkemece resen yapılan hesaplamada bilirkişinin tespitinden daha yüksek miktar bulunarak hüküm altına alımış ise de bu hesaplama denetime elverişli değildir.
    Bu itibarla, mahkemece yapılacak iş; davacının çalışma saatleri belirlenirken davacı ile birlikte çalışmamış olan davacı tanıklarının beyanları dikkate alınmadan, davalı tanıklarının beyanlarına göre, sunulu imzalı puantaj kayıtlarındaki haftalık çalışma günlerinde, davacının mesaisinin 08.00-18.00 arası olduğu ve 2013 yılından sonra beş ay haftada iki gün 24.00'e kadar çalıştığı kabul edilerek, sözleşmedeki yıllık 270 saat fazla çalışmanın ücrete dahil olduğuna ilişkin hüküm de göz önüne alınarak gerekirse bilirkişi raporu alınmak suretiyle denetime elverişli bir şekilde davacının fazla çalışma ücret alacağını tespit etmektir.
    ..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    Mahkememizce uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı kapsamında; bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
    Dinlenen tanık beyanları kapsamında; davacının 2014 yılı ocak - şubat - ekim - kasım aylarında haftada 5 gün çalıştığı, 3 günü 08:00-18:00 saatleri arasında, 2 günü 08:00-24:00 saatleri arasında çalıştığı, buna göre asgari dinlenme ve fazla mesainin ücrete dahil olması nedeni ile 5,2 saatin düşümü ile haftalık ortalama 6,75 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir.
    Puantaj kayıtları kapsamında 2014 yılı mart - nisan - haziran- temmuz ve ağustos aylarında ve 2015 yılında davacının fazla mesaisinin bulunmadığı kabul edilmiştir.
    Taraf itirazları ve Yargıtay bozma ilamı kapsamında bilirkişi raporunun değerlendirilmesinde; 2016 yılına ilişkin 6 gün üzerinden hesaplama yapılmış ise de; bu dönemde davacının ayda 1 hafta 6 gün diğer haftalar 5 gün çalıştığı anlaşılmakla günlük 08:00 - 18:00 saatleri arasında olan çalışmaları yönünden haftalık 45 saati aşan çalışmaları resen hesaplanmış, yine fazla mesainin ücrete dahil olduğu yönündeki anlaşma dikkate alınarak haftalık 5,2 saatlik süre fazla mesaiden düşülmüş neticeden ayda bir hafta ortalama 3,8 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir.
    Davalı tarafça, davacının fazla mesai ücretlerinin ödendiği ispat edilmediğinden, Mahkememizce açıklanan kabul doğrultusunda resen yapılan hesaplama doğrultusunda, fiilen çalışılan gün sayılı puantaj kayıtları ile saat sayısı tanıkla ispatlandığından takdiri indirim % 20 kabul edilerek alacak hüküm altına alınmıştır. ( Hesap ayrıntı raporu dosya içerisindedir. )
    ..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili
    temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; bozma ilâmında açıkça davacı talebinin 2013-2015 yılları ile sınırlı olduğunu, davacının 2013 yılı sonrası 5 ay haftada 2 gün 24.00'e kadar çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma hesaplanması gerektiği belirtilmesine rağmen Mahkemece 2017 yılına kadar hesaplama yapıldığını, davacının tek delili tanık olduğundan %20 indirimin yetersiz olduğunu, bozmadan önceki kararda %30 indirim uygulandığını ve bu karara karşı davacı tarafından kanun yoluna başvurulmadığından usuli kazanılmış hak oluştuğunu, davalı tanık beyanlarının da esas alınamayacağını, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücret alacak taleplerinin reddi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin fazla çalışma ücretinin doğru belirlenip belirlenmediği noktasındadır.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

    Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

    22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara