Esas No: 2022/7233
Karar No: 2022/8223
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7233 Esas 2022/8223 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7233 E. , 2022/8223 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 3. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki muvazaanın tespiti ve ilave tediye alacağının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya bağlı ... Atatürk Devlet Hastanesinde daimi olarak fakat farklı alt işveren şirketlerde 29.01.2014 tarihinden itibaren sürekli ve asıl işlerde çalıştığını, davalı ile alt işveren şirketler arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı ile alt işveren şirketler arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olduğunun ve müvekkilinin işe başlamasından itibaren davalının işçisi sayılması gerektiğinin tespiti ile ödenmeyen ilave tediye alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının çalıştığı şirketler ile davalı Bakanlık arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davalı ile dava dışı yüklenici ... Sağlık Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi arasında yapılan hizmet alım sözleşmesinin 5.1 maddesinde sözleşme konusu iş ‘Sterilizasyon ve Dezenfenksiyon Hizmetleri Alımı’ olarak tanımlanmıştır.
Dava dışı yüklenici şirket tarafından verilen işe giriş bildirgelerinde davacı işçinin meslek adı ‘sterilizasyon görevlisi’ olarak belirtilmiştir.
İşçinin çalıştığı işyerinin niteliği itibarıyla ana/asli hizmet konusu sağlık hizmeti olup, işyeri 'sağlık' iş koluna giren işyerlerindendir. Aslolan işçinin işyerinde fiilen yaptığı işlerdir. Tanık anlatımları karşısında, davacı işçinin hizmeti süresince fiilen yaptığı işlerin davalı kamu işverenin asli işlerinden olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, davalıya karşı aynı mahiyette açılan davalarda alınan bilirkişi kurulu raporlarında özetle, sterilizasyon ve dezenfeksiyon işlerinin doğrudan doğruya hizmetin zorunlu bir parçası olduğu ve asli iş niteliğinde olduğu belirtilmiştir.
Bu tespitler karşısında; davacı işçinin belirtilen iddia/talep konusu hizmeti süresince işçi teminine yönelik hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştığı ve davacı işçinin bu dönemde 6772 Sayılı Yasa kapsamında olan davalı kamu işverenin asıl işçisi sayılıp hak kazandığı ilave tediye ücretinin ödenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
..." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının yaptığı işlerin kamu idarelerince hizmet satın alma yoluyla gördürülebilecek işler arasında bulunduğunu, hizmet alımı sözleşmesinin tarafı olan alt işveren çalışanlarının sözleşme gereğinin düzgün yerine getirilmesi amacıyla denetlenmesinin ve alt işverenlerin sürekli değişmesine rağmen işçinin değişmemiş olmasının hizmet alımı sözleşmesinin muvazaalı olduğu anlamına gelmeyeceğini, yardımcı işlerin alt işverene verilmesinin mümkün olduğunu ve istinaf dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...Davalı kuruma ait hastane ile dava dışı ... Sağlık Hizmetleri Ticaret A.Ş. arasında 'Sterilazasyon ve Dezenfeksiyon Hizmeti Alımına Ait Sözleşme' başlıklı belge gereğince hizmet alımları yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu hizmet alım sözleşmelerinde işin tanımı kısmında "sterilizasyon ve dezenfeksiyon hizmeti alım işinin teknik özellikleri ve diğer ayrıntıları sözleşme ekinde yer alan ve ihale dökümanını oluşturan belgelerde düzenlendiği" ifade edilmiştir. Teknik şartnameye göre de ihale kapsamında ameliyathaneler, TBC odası, izolasyon odası, bronkoskopi ünitesi, acil servis, doğumhane, yoğun bakım, laboratuvarlar, poliklinikler gibi yerlerin (diğer kamu hastanelerini de kapsar şekilde genel olarak düzenlenmiş) sağlık hizmetinde kullanılacak her türlü ekipmanın sterilizasyon ve dezenfeksiyon işlemlerinin yürütülmesi için hizmet alımları yapıldığı anlaşılmıştır. Dairemizce incelenen emsal nitelikteki dosyalardan; ... Atatürk Devlet Hastanesi bünyesinde aynı ihale kapsamında çalıştırılan ... şirketi çalışanlarından bir kısmının ihale konusu dezenfeksiyon ve sterilizasyon işlerinde çalıştırıldığı, bir kısmının ise özellikler erkeklerden oluşan bir kısım çalışanların ise ameliyathanelerde sağlık teknikeri, hasta bakıcı, yardımcı sağlık personeli gibi asıl işlerde çalıştırıldığı belirlenmiştir.Bu durum karşısında her bir davacı yönünden yapılan ihale ve hizmet alım sözleşmelerinin ve fiilen yapılan işlerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
İlk derece mahkemesince dinlenen davacı tanıklarının anlatımlarına göre de davacının ihale kapsamında ... Atatürk Devlet Hastanesi bünyesinde sadece dezenfeksiyon ve sterilizasyon işlerinde çalıştığı, davacı ile aynı dönemde ve birlikte aynı işlerde çalışan Bakanlığın kadrolu personeli olmadığı, davacı ve diğer bir kısım alt işveren işçileri tarafından yapılan işlerin niteliği ile hizmet alım sözleşmesi ve teknik şartnamenin örtüştüğü, davacı ve diğer bir kısım alt işveren işçilerinin hizmet alım sözleşmesi doğrultusunda niteliği itibariyle bünyesinde bir nev’i temizlik işlemi içeren ve yardımcı iş olan sterilizasyon ve dezenfeksiyon işi yaptığı, davacı asilin yaptığı işin davalı ... Bakanlığının yaptığı asıl işin bir parçası olmadığı bu hali ile davacı yaptığı iş yönü ile muvazaa iddiasının yerinde olmadığı ve davalı ... ile dava dışı şirket arasındaki ilişkinin davacı yönünden muvazaalı olmadığı ve alt işverenin 6772 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığının anlaşılmasına göre davanın reddi yerine davanın kabulüne karar verilmesi hatalı bulunmuştur.
..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının yaptığı işin asıl iş olduğunu, dezenfeksiyon ve sterilizasyon işlerinde çalıştırılmak üzere işe alınmasına rağmen kadrolu işçilerin yaptığı işi yaptığını, usulüne uygun olarak kurulmuş asıl işveren alt işveren ilişkisi olmadığını, emsal mahiyette olan davalarda muvazaalı ilişki bulunduğunun tespit edildiğini ve temyiz dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Bakanlık ile alt işveren şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının ilave tediye alacağını hak edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası,4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi; Dairemizin asıl işveren-alt işveren ilişkisi ve muvazaa konusunda ilkeleri (Örneğin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30.03.2022 tarihli ve 2022/3451 Esas, 2022/4208 Karar; 15.03.2022 tarihli ve 202/1037 Esas, 2022/3405 Karar; 07.03.2022 tarihli ve 2022/2189 Esas ve 2022/2845 Karar; 09.02.2022 tarihli ve 2022/674 Esas, 2022/1558 Karar sayılı kararları),
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.