MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet


Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan şirkete ait mobilya mağazasında 2005 yılından itibaren çalışan sanık ... ..."nun, bir süre sonra katılanın müşterilerine taksitle sattığı malların tahsilat işinde çalışmaya başladığı, eşi olan diğer sanık ..."in ise; 2007 yılında kendi adına lokanta açıp işlerinin kötü gitmesi sonucu eşinden işyerinde tahsil ettiği paraları kayda almayarak bu paralarla kendisine ödemelerinde yardımcı olmasını istediği, sanık ..."in tahsil ettiği paraların bir kısmını katılanın kasa hesabına geçirmeyerek mal edindiği ve sanıkların bu suretle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işledikleri iddia ve kabul olunan olayda;
21/10/2010 tarihi bilirkişi raporunda da işaret olunduğu üzere; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, öncelikle katılan şirketin onaylı ticari defter ve kayıtlarının, varsa sanık tarafından mal edinildiği kabul edilen tahsilatlara ilişkin olarak dayanak satış sözleşmeleri, tahsilat ve reddiyat makbuzlarının katılan şirketten temini, katılan şirketin bilgisayar muhasebe sistemine sanık tarafından yapılan tahsilatların girilip girilmediğinin, girilmemişse hangi müşteri ile ilgili olarak hangi senede dair tahsilatların katılan şirket kasasına ödenmeyerek mal edinildiğinin ve bu suretle elde olunan haksız menfaat miktarının tespiti ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm verilmesi,

Kabule göre de;
1-Sanık ..."in, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılana karşı aynı suçu birden fazla işlemesi nedeniyle TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına rağmen sanık ..."in eylemine azmettirmek suretiyle iştirak ettiği kabul edilen sanık ... yönünden de TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanıklar hakkında verilen hapis cezasının ertelenmesi sonucu belirlenen denetim süresi TCK"nın 51/3 maddesi gereğince mahkum olunan hapis cezasından az olamayacağının nazara alınmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/09/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.