Esas No: 2022/7426
Karar No: 2022/8329
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7426 Esas 2022/8329 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7426 E. , 2022/8329 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 5. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 12.12.2014 tarihinde araç kaptanı olarak çalışmaya başladığını, 3.600 günlük prim gününü doldurmuş olması sebebiyle 17.10.2017 tarihli evrakın Şirkete sunulması ile davacının iş sözleşmesini 17.10.2017 tarihinde 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükte bulunan 14 üncü maddesi gereği haklı sebeple feshettiğini, 17.10.2017 tarihli ’’protokol ve ibraname’’ imzalatılarak davacının hak kazandığı iddia edilen 5.260,93 TL kıdem tazminatı ile 169,43 TL yıllık izin alacağının davacıya, davalı tarafça belirlenecek taksitler ile davacının banka hesabına yatırılacağının belirtildiğini, daha sonra yine davalı tarafça davacıya 17.11.2017 tarihli ibraname imzalatılmışsa da hiçbir şekilde ödeme yapılmadığını, ibranamede yer alan alacak tutarlarının da gerçeği yansıtmadığını, davacının asgari ücret + günlük harcırah ile çalıştığını, davalı işyerinde ücretler ve harcırahların banka kanalı ile ayda 3 taksit şeklinde yatırıldığını, harcırah listesinin davacının şoför olarak gittiği yerlere göre tarife usulü belirlendiğini, davacının işi gereği fazla çalışma yapmak zorunda olduğunu, davalı Şirkette kaptanların çalışmasının 6 gün üst üste aktif çalışma, sonraki 3 gün tatil olacak şekilde olduğunu, davalı otobüs firmasında otobüs seferlerinin hepsinde her araçta üçer araç kaptanı bulunduğunu, ancak 2 kaptan aktif olarak çalıştığı sırada 1 kaptanın istirahat hâlinde olduğunu, otobüslerde dijital takometreler bulunduğunu, söz konusu takometrelerin bir kaptanın yalnızca 9 saat aktif olarak çalışmasına müsaade ettiğini, ancak sefer saatleri gereği araç kaptanları günlük 9 saatten fazla çalışmak zorunda olup mecburen başka bir kaptana ait ehliyet kullanarak fazla çalışma yapmak zorunda kaldıklarını, dijital takometre sonuçlarının dahi gerçeği göstermediğini, davacının günde 9 saat uyuduğu varsayımında dahi günde 15 saat çalıştığının sabit olacağını, davacının 6 gün çalışma 3 gün tatil olacak şekilde, günde en az 15 saat çalışma yaparak davalı işyerinde çalıştığını, davacının 4 günlük yıllık izin alacağının bulunduğunu, tüm resmî bayramlarda ve tüm dinî bayramlarda da davacının işinin gereği çalışma yapmak zorunda kalmışsa da dinî bayram ile ulusal ve resmi tatil ücreti alacaklarının da kendisine ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 12.12.2014 ile 17.10.2017 tarihleri arasında aralığında kaptan şoför olarak çalıştığını, davacının asgari ücret mukabilinde çalıştığını, kaptan şoförler bakımından garanti ücret uygulamasının mevcut olduğunu, bu çalışma sisteminde davacının asgari ücret + gidilen kilometre başına harcırah usulü çalıştığını, aylık ücretlerinin tamamının banka aracılığıyla ödendiğini, yolluk harcırah bedellerinin giydirilmiş ücrete tabi olmayacağını, 17.10.2017 tarihli dilekçesiyle iş sözleşmesini kendi isteği ve iradesi ile sonlandırdığını, davacının istifa etmesi üzerine, bakiye yıllık izin ücreti alacağı kendi nezdinde hesaplanarak banka aracılığıyla davacıya ödendiğini, kanuni sınırlamalar uyarınca bir şoförün fazla çalışma yapmasının mümkün olmadığını, bir otobüste 3 kaptan bulunduğunu ve şoförlerin dönüşümlü olarak araç kullandığını, araçta her daim iki şoför bulunduğunu, bir şoför araç kullanırken diğer şoförün istirahatte olduğunu, kaptanlar ağırlıklı olarak 6 gün çalışma 3 gün istirahat sistemi ile çalıştıklarını, Yargıtayın yerleşik uygulaması uyarınca direksiyon başında bulunulmayan istirahat saatlerinin çalışma saatlerine dâhil olmadığını, şoförlerin çalışmasının ayda 180 saati geçmediğini, davalı Şirketin 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 63 üncü maddesi uyarınca denkleştirme ilkesinden yararlandığını, bir şoförün 24 saat içerisinde 9 saatten fazla araç kullanmasının yasak olduğunu, bir başka sürücünün ehliyeti ile araç kullanma iddialarının gerçek dışı olduğunu, kaptan şoförlere gidilen kilometre başına harcırah ödendiğinden başkaca bir fazla çalışma tahakkukuna gerek bulunmadığını, garanti ücret uygulaması gereğince; hiç sefere çıkılmasa bile yine de şoförlere ücretlerinin ödendiğini, çıkılan seferlerde ise kilometre başına yolluk ödendiğini, sefer ücreti, yapılan seferler ve fazla çalışmaların karşılığı olup bu niteliği itibarıyla fiili çalışmayı da kapsadığını, diğer bir anlatımla davacının sefere çıkıp fiilen çalışması hâlinde ayrıca sefer ücreti ödendiğine göre fazla çalışmaların bu ücretlerden karşılandığını, davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bulunmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yaptığında karşılığının ödendiğini ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile iş sözleşmesi emeklilik sebebi ile son bulan davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, takometre kayıtlarının bulunmadığı ve banka kayıtlarına göre karşılığının ödendiği anlaşılan fazla çalışma alacağının reddi gerektiği, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığı ispatlanan davacının bu çalışmasının karşılığının ödenmediği ve yıllık ücretli izin alacağının da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmişitr.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, Mahkeme kararında ücret bordrolarında fazla çalışma ek tahakkuklarının olduğu belirtilerek tanık beyanları hesaplamada dikkate alınmamış ise de söz konusu tahakkukların eksik yapıldığını, davacının fazla çalışma alacağının bulunduğunu, yıllık izin alacağının ödendiği belirtilmiş ise de davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının 4 günlük yıllık izin alacağının bulunduğunu, eksik inceleme ile kurulan Mahkeme hükmünün kaldırılarak davacının aylık asgari ücret+harcırah aldığı da dikkate alınmak suretiyle talep edilen alacakların bu ücret üzerinden hesaplanarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının kıdem tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin alacağı taleplerinin hüküm altına alınmasının yerinde olduğu, fazla çalışma talebinin reddine dair kararın da isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının fazla çalışma ve yıllık izin alacağına hak kazanıp kazanmadığına, hak kazanmışsa alacakların hesabı ve karşılığının ödenip ödenmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4857 sayılı Kanun'un 41 ve 53 üncü maddeleri
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı fazla çalışma ücreti talebinde bulunmuş ve alacağın ispatı için takometre kayıtlarına dayanmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, takometre kayıtlarının çözümü yaptırılmadığı için incelenemediği açıklanmıştır. Ancak İlk Derece Mahkemesince, davacının takometre kayıtlarının bulunmadığı ve banka kayıtlarına göre de ödenmeyen fazla çalışma alacağının olmadığı gerekçesiyle fazla çalışma alacağının reddine karar verilmiştir. Ne var ki dosya ekindeki zarf içerisinde bilirkişi raporunda bahsi geçen takometre kayıtlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece yapılması gereken iş; ilgili takometre kayıtlarının çözümü yaptırıldıktan sonra davacının fazla çalışma ücreti talebini değerlendirmek ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Dosya içinde bulunan delil değerlendirilmeden yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.