Esas No: 2022/7601
Karar No: 2022/8341
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7601 Esas 2022/8341 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7601 E. , 2022/8341 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 5. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkete ait işyerinde 01.12.2001-14.06.2019 tarihleri arasında tıbbi satış temsilcisi, uzman tıbbi satış temsilcisi, ... Bölge Müdürü ve son olarak da Akdeniz Bölge Müdürü unvanı ile çalıştığını, görevini çok yüksek bir performansla icra etmekte iken 28.05.2019 tarihinde yemekli toplantıda yer alan bir hekimin acilen ayrılması gerektiğinden müvekkilinin de aniden ayrılmak zorunda kaldığını, o esnada trafik ekiplerince yapılan denetimde alkollü araç kullandığına dair tutanak tutulup ehliyetine el konulduğunu, müvekkilinin bunun üzerine 29.05.2019 tarihinde konuyu amirlerine bildirdiğini, 29.05.2019 tarihinde durumdan haberdar olan davalı işverenin 6 iş günü geçtikten çok sonra savunma veya bilgisine başvurulmaksızın 14.06.2019 tarihinde önce sözlü sonrasında ise yazılı olarak iş sözleşmesini feshettiğini bildirdiğini, yapılan feshin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kıdem ve ihbar tazminatlarının davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava dilekçesinin içeriği ile sonuç kısmının çelişkili olduğunu, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, müvekkili Şirketin feshe son çare olarak baktığını, hukuki prosedürlerin hepsini yerine getirdiğini, tolerans sınırı aşıldığında iş sözleşmesinin feshedildiğini, zira davacının Şirket araç prosedürü ve Karayolları Trafik Kanunu ile görev tanımına aykırı davranışları ve şahsına tahsis edilmiş olan Şirket aracını alkollü olarak kullanmış olması sebebiyle ve ayrıca bu durumun işverenin güvenini zedelemesi nedeniyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e), (h) ve (ı) alt bentleri gereği feshedildiğini, öncesinde de 07.03.2018 tarihinde davacının Şirket aracını alkollü kullanması nedeniyle ehliyetine 6 ay süreyle el konulduğunu, davacının savunmasında hatasını kabul ettiğini, bu tarz bir durumun bir daha gerçekleşmeyeceğini belirttiğini; 28.05.2019 tarihinde yine Şirket aracını alkollü kullandığını, ehliyetine 2 yıllığına el konulduğunu, bu davranışın trafik içinde seyrüsefer hâlinde olan üçüncü kişilerin can güvenliği ve gerekse de yapmakta olduğu iş açısından ciddi ve ağır tehlikelerin doğumuna sebebiyet verebilecek nitelikte olduğunu; tüm bunların yanı sıra davacının görev tanımı sebebiyle ehliyetine uzun süre el konulması sonucunda araç kullanarak yerine getirdiği tanıtım görevini de aksatmış bulunduğunu, olayın öğrenilmesinin ardından disiplin kurulu olarak alınmış bulunan 12.06.2019 tarihli karar gereğince iş sözleşmesinin feshedildiğini, feshin haklı sebebe dayanması ve iş sözleşmesi feshedilirken gerçekleşmesi gereken tüm hukuki prosedürlere müvekkili Şirket tarafından uyulması sebebiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının iş sözleşmesinin, işverence kanuni süresi içinde haklı sebeple feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilin 28.05.2019 tarihinde ehliyetine el koyulması olayını 29.05.2019 tarihinde dört sıralı üst amirine yazılı şekilde bildirmesine ve ayrıca araç kiralama firması tarafından da davalı işverene bildirim yapılmasına rağmen iş sözleşmesinin altı iş günlük kanuni süre geçtikten sonra savunma veya bilgisine başvurulmaksızın feshedildiğini, feshin usul ve kanuna aykırı olduğunu; İlk Derece Mahkemesince işçi lehine yorum prensibinin, davacının işyerinde sadakatle 19 yıllık emeğinin, başarılarının göz ardı edildiğini; davalıya ait işyerinin piyasada ulaştığı pazar payında müvekkilin katkısı, çabası, emeğinin çok büyük olduğunu, böyle bir çalışan için verilen kararın çok ağır ve haksız bir karar olduğunu, çalışanın fiilinin ağırlığı konusunda tereddüt hasıl olması hâlinde feshin geçerli sebebe dayandığının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“...
Dosya içeriğine göre; davacının davalı işyerinde tıbbi tanıtım mümessili olarak çalıştığı ve en son görevinin Akdeniz Bölge Müdürlüğü olduğu, tanıtım yaptığı doktorlarla düzenlenen iş yemeği toplantısı dönüşü alkollü araç kullandığı ve ehliyetine el konulduğu, davacının bu durumu amirlerine ertesi gün e-mail yolu ile bildirdiği, davacının ehliyetine iki yıl süreyle el konulduğu, bu eylemi nedeniyle ASCM tarafından mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacının kusuru ile sebep olduğu bu durum işin yürütümünü bozucu nitelikte olup işverenden davacı ile iş ilişkisini yürütmesi beklenemez. Davacının eylemi gerek işyeri disiplin yönetmeliği ve gerekse iş yasası gereği haklı fesih nedenidir. Bu sebeplerle mahkemece kıdem, ihbar tazminatı isteklerinin reddi yerindedir. Davalı işverenin işten çıkarma yetkisine haiz olan merciye davacı hakkındaki dosyanın intikal ettirilmesi üzerine yasal 6 günlük süre içerisinde sözleşmenin feshedildiği de anlaşılmakla; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ...” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvurusundaki gerekçelerini yinelemiş, ayrıca ... Bölge Adliye Mahkemesince davalı tarafın vekâletnamesinin eksik olması sebebiyle dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiş ise de vekâletnamenin bulunmasının bir dava şartı olduğunu, böyle bir dava şartının eksikliğinin bilinmemesinin davalı tarafın davayı sürüncemede bıraktığının bir göstergesi olduğunu, son dönem Yargıtay içtihatlarında alkollü olarak işverenin ilaç tanıtımı için tahsis ettiği aracı kullanırken polis kontrolünde durumun anlaşılması üzerine ehliyetine altı ay süreyle el konulan işçinin ilaç tanıtım işini de aksatması üzerine iş sözleşmesinin feshinin haksız ancak geçerli bir fesih olduğunun kabul edildiğini, herhangi bir maddi zarara da sebep olmayan davacının iş sözleşmesinin feshinin evleviyetle geçerli nedene dayandığının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işverence iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve buna bağlı olarak davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4857 sayılı Kanun'un "İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı" kenar başlıklı 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (d), (e), (h) ve (ı) alt bentleri; "Derhal fesih hakkını kullanma süresi" kenar başlıklı 26 ncı maddesi hükümleri.
2. Mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun yürürlükteki "Kıdem tazminatı" kenar başlıklı 14 üncü maddesinin (1) numaralı bendi.
3. Değerlendirme
Yukarıda yazılı uyuşmazlıkla doğrudan ilgili Kanun hükümleri ile dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile kararın gerekçesinin dosya kapsamına uygun olduğu; zira davalı tarafça keşide edilen 14.06.2019 tarihli "İş Sözleşmesinin Fesih Bildirimi" başlıklı belge içeriği dikkate alındığında, davacının kendisine işi sebebiyle tahsis edilen aracı ikinci kez alkollü oılarak kullanması sebebiyle gerek işin güvenliğini gerekse üçüncü kişilerin güvenliğini tehlikeye düşürmesi nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiği hususu dikkate alındığında, davacının tekrarlanan söz konusu eyleminin, işyerinde yürürlükte bulunan (davacının da önceki tarihli eylemine ilişkin savunması sebebiyle içeriğinden haberdar olduğu anlaşılan) Şirket Araç Prosedürü'nün yanı sıra 4857 sayılı Kanun'un belirtilen maddelerine aykırılık teşkil ettiği açıktır. Bu sebeple iş sözleşmesinin işverence feshinin haklı nedene dayandığının kabulünde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi feshe yetkili mercilerce durumun öğrenilmesinden sonra kanuni süre içinde davacının iş sözleşmesinin feshedildiğinin anlaşılmasına göre de fesihte usule aykırı bir yön de bulunmamaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.