Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7154 Esas 2022/8375 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7154
Karar No: 2022/8375
Karar Tarihi: 28.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7154 Esas 2022/8375 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7154 E.  ,  2022/8375 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK


    Taraflar arasında ... 35. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.



    Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.06.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

    Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.

    Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

    Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 15.07.2003-05.05.2004 tarihleri arası davalının Arnavutluk'ta bulunan işyerinde, 23.06.2007-02.07.2009 tarihleri arası Bulgaristan'da bulunan işyerinde, 13.01.2010-24.06.2010 tarihleri arası Dubai'de bulunan işyerinde, 12.01.2012-12.05.2013 tarihleri arası Azerbaycan'da bulunan işyerinde kalıpçı ustası olarak çalıştığını, son ücretinin net 1.830,00 ABD doları olduğunu, üç öğün yemek ve barınmanın işverenlikçe karşılandığını, hafta sonları dâhil 07.00-21.00 saatleri arası çalıştığını, dinî bayramların ilk günü dışında kalan ulusal bayram ve genel tatil günleri çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 08.06.2007-26.07.2009 tarihleri arası Mapa-Cengiz Adi Ortaklığı bünyesinde günlük 4,50 avro ücret ile çalıştığını, bu dönem yönünden iş sözleşmesinin işverence haklı sebeple feshedildiğini, davacının fazla çalışma iddiasının taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesine göre mümkün olmadığını, aksi durumun kabulü hâlinde haftalık çalışma süresinin 48 saat olarak belirlendiğini, davacının tüm çalışmalarının karşılığının davacıya ait banka hesabına ödendiğini, davacının 13.01.2010-24.06.2010 tarihleri arası Dubai'de geçtiğini iddia ettiği çalışmasında davalı işverenlik bünyesinde çalışmadığını, davacının Azerbaycan'da geçtiğini iddia ettiği çalışmasında davacının günlük ücretinin 54,00 ABD doları olduğunu, bu çalışma döneminin davacının istifası ile sonlandığını ve alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    ... 35. İş Mahkemesinin 06.02.2018 tarihli ve 2016/293 Esas, 2018/36 Karar sayılı kararıyla dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ile fazla çalışma ücreti alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin 22.10.2020 tarihli ve 2018/1636 Esas, 2020/2191 Karar sayılı kararı ile davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 06.04.2021 tarihli ve 2021/1401 Esas 2021/7667 Karar sayılı ilâmı ile davacının farklı işverenler yanında geçen çalışmaları fasılalı çalışma olarak nitelenemeyeceğinden, 23.06.2007-02.07.2009 tarihleri arası döneme ilişkin yapılan değerlendirmenin hatalı olduğu, davacının 12.01.2014-12.05.2013 tarihleri arası Azerbaycan’da geçen çalışma döneminin yalnızca 5 aylık bölümünde davacı ile beyanlarına itibar edilen tanıkların birlikte çalıştığı, bu nedenle dava konusu hafta tatili, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bu dönemde 5 ay ile sınırlı olarak ispat edildiği, dava konusu fazla çalışma alacağının hesabı noktasında davacının sürekli hafta tatili günlerinde çalıştığı kabul edildiği hâlde davacının bu günler yönünden 7,5 saati aşan 3 saatlik fazla çalışması değerlendirilmeksizin fazla çalışma alacağı hesaplanmasının isabetli olmadığı gerekçeleriyle karar bozularak dosya kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.

    B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak
    "...
    Davacının, davalının yurt dışı şantiyelerinde kalıpçı ustası olarak çalıştığı, tüm hizmetlerinin yurt dışında geçtiği, Yargıtay bozma ilamında belirtilen davacının Bulgaristan çalışmasının; 23.06.2007-02.07.2009 tarihleri arasında 2 yıl 9 gün süre ile olduğu, Bulgaristan dışında kalan 3 ülkedeki toplam çalışma süresinin ise 2 yıl, 7 ay, 1 gün süre ile olduğu, Dairemizce aldırılan 27/12/2021 tarihli bilirkişi raporu ile, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacı tarafça talep olunabilecek kıdem ve ihbar tazminatları ile davacının sürekli hafta tatili günlerinde çalıştığı kabul edildiğinden davacının bu günler yönünden 7,5 saati aşan 3 saatlik fazla çalışması da ilave edildiğinde haftalık fazla mesai süresinin 18 saat olduğu, davacı tanıkları C. Ö, ve H.Ö'nün beyanlarına itibarla hesap konusu 12.01.2012-12.05.2013 tarihleri arası Azerbaycan'da geçen çalışma döneminin yalnızca 5 aylık bölümünde davacı ile anılan tanıkların birlikte çalıştığı hususları gözetilerek dava konusu hafta tatili, fazla çalışma ve genel tatili ücreti alacaklarının bu dönemde 5 ay ile sınırlı olarak ispat edildiği gözetilerek hesaplamaların yapıldığı, davacının fazla çalışmalarının varlığın kanıtladığı aksinin davalı tarafça davacıya fazla çalışmalarının karşılığı ücretlerinin tam olarak ve zamanında ödendiğinin yasal delilleri ile ispat edilemediği ..." gerekçesiyle bozma konusu alacaklar hakkında karar verilmiş, bozma konusu olmayan diğer hususlarda ise bozma öncesinde olduğu gibi hüküm kurulmuştur


    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu fazla çalışma, kıdem ve ihbar tazminatı hesabı yönünden davacının çalışmalarının nasıl değerlendirilmesi gerektiği hususundaki bozma gerekçelerinin eksik ve yanlış değerlendirildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz başvurusunda bulunmuştur.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma alacağı ile hesaplama yöntemlerine ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası.

    2. 6100 sayılı Kanun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

    3. Değerlendirme
    1. Dairemizin yerleşik kararlarında da belirtildiği gibi bozulan karar, sonradan verilen kararın eki niteliğinde değildir. Hüküm bozulmakla tamamen ortadan kalkar. Hükmün bozulması üzerine mahkemece, davacının talep ettiği tüm alacaklarla ilgili kabul veya ret yönünde yeniden hüküm kurulmalıdır.

    2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak direnme kararı veremeyeceği gibi hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalan bölümleri hakkında da yeni bir karar veremez. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.

    3. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    4. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Davacı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücreti ile aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    28.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara