Esas No: 2022/7521
Karar No: 2022/8479
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7521 Esas 2022/8479 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7521 E. , 2022/8479 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ... 2. İş Mahkemesinin 13.11.2018 tarihli ve 2017/274 Esas, 2018/1040 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 10.06.2020 tarihli ve 2019/1032 Esas, 2020/444 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve eksikliğin giderilerek sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine iadesine karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili davacının Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğüne ait işyerinde önce...lı sahalarda, sonrasında ...İnşaat A.Ş. işçisi olarak kazmacı ustası olarak 10.12.1991- 08.06.2012 tarihleri arasında çalıştığını ve bu tarihte meslek hastalığı sebebi ile daha hafif işlere verilmesi gerekirken işveren tarafından haksız ve ihbar öneli verilmeden işten çıkarıldığını, davalı Kurum ve... şirketleri ile ...İnşaat A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin muvazaa olduğunu, davalı Kurum ile şirketler arasında hukuki ilişkinin... ilişkisi olmayıp asıl- alt işveren ilişkisi olduğunu ve muvazaalı olduğunu, havzada tek ruhsat sahibi olanın ... olduğunu, Kurumun asıl işinin kömür üretmek olduğunu, davalının bu asıl işini şirketlere devrettiğini, şirketlerin farklı bir teknoloji kullanmadığını, kömür işini asıl yapan ve bu konuda uzman olan kurumun davalı ... Müdürlük olduğunu, şirketlerin aynı saha içinde Kurum ile birilkte farklı kotlarda kömür üretimi yaptığını, bunun amacının ise teknolojik sebepler değil işçi ve işin maliyetini davalı açısından düşürmek olduğunu, ... ile şirketler arasında imzalanan sözleşmelerde Kurumun sorumluluğunun sürdüğünü, ödenmesi gereken alacaklarının ödenmediğini belirterek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, ücret ( ...İnşaat+ Selahattin Şile çalışması), fark ücret, ilave tediye, hafta tatili ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı def'i bulunduklarını, dava devam ederken muvazaa iddiasında bulunulamayacağını, ...İnşaat A.Ş ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu (4734 sayılı Kanun) uyarınca yapılan yapım işi ihale sonucu sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre şirket işçisi olarak çalışan işçilerin hak ve alacaklarından sorumlu olmayacaklarını, Genel Müdürlüğün işveren sıfatının bulunmadığını, müvekkillerinin kamu kuruluşu olması sebebi ile 4857 sayılı İş Kanunu'ndan (4857 sayılı Kanun) kaynaklı bir sorumluluklarının olamayacağını, verilen işin anahtar teslimi olarak verildiğini, ...İnşaat A.Ş. ile aralarında muvazaa bulunmadığını, ayrıca davacının... şirketlerinde çalışması nedeniyle müvekkili Kurumun işveren sıfatının bulunmadığını, bu nedenle alacaklardan sorumlu olmayacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ...İnşaat A.Ş. şirketi dışında Demir Madencilik, (taşeronları olan Şafak Madencilik, Civelek Madencilik çalışmaları da dâhil ) Yanarelmas Madencilik, (taşeronu Selahattin Şile) Bahadır Kardeşler, Zirve Madencilik ve en son Yanarelmas Madencilik şirketlerinde de çalışmalarının olduğu, bu şirketler ile davalı Kurum arasında... ilişkisi olduğu, yine bu şirketler ile dava dışı ... İnşaat A.Ş arasında asıl alt işveren ilişkisi ya da işyeri devrinin söz konusu olmadığı, bu nedenle ... İnşaat A.Ş. dışında davacının çalıştığı diğer işyerlerinde geçen sürelere ilişkin alacaklarından davalı Kurumun sorumlu olmayacağının kabul edildiği, davalı Kurum ile dava dışı ...İnşaat A.Ş. bakımından Mahkemenin emsal dosyasında alınan bilirkişi raporunda Şirkete devredilen galeri sürme ve hazırlık işinin asıl için bir parçası olduğu, Şirket tarafından kullanılan bir kısım araç gerecin davalı Kuruma ait olduğu, işin niteliğinin Kurumun sahip olduğu teknoloji ve uzmanlık alanını aşacak boyutta olmadığı, sonuç olarak aralarındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespit edildiği, aldırılan raporun gerekçeli, dosya kapsamına uygun ve muvazaa kriterlerinin detaylı olarak irdelenmiş olması dikkate alınarak hükme esas alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda eksik husus olarak belirtilen hususlarda inceleme yapılmadan karar verildiğini, müvekkilinin davalı Kurumun maden ve işletme ruhsat sahası içinde 10.12.1991 tarihinden 08.06.2012 tarihine kadar çalışmış olduğu hâlde sadece 14.01.2009-28.10.2009, 09.07.2010-30.11.2010 ve 29.12.2011-18.03.2012 tarihleri arasında geçen çalışmalarına göre hesaplama yapıldığını, sadece ...İnşaat A.Ş. 'de geçen çalışma dönemi için alacaklarının hesaplanmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin ücretinin davalı Kurum ile şirket arasında imzalanan sözleşmenin eki niteliğindeki Yapım İşleri Şartnamesi'nin 35 inci maddesine göre belirlenmesi gerektiğini, davalı Kurum tarafından usul ve kanuna uygun zamanaşımı def'inde bulunulmadığını, davalı Kurum ile müvekkilinin çalıştığı şirketler arasında geçerli usul ve kanuna uygun bir... sözleşmesi bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkeme kararının hatalı olduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kararları uyarınca işin büyüklüğünün tek başına o işin asıl iş kapsamında bir iş olduğunun kabulüne yeterli sayılamayacağını; araç gereçlerin bir kısmının Kurumdan kiralanmasının da muvazaanın varlığını göstermeyeceği yönünde olduğunu; Yargıtay uygulamasına göre işin teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirmesi hâlinde alt işverene verilmesinin mümkün olduğunu; bu konuda işi alan firmanın teknolojisinin Kurumdan yüksek olmasının bir öneminin bulunmadığını; 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin sekizinci fıkrasının yok sayılamayacağını; Kurum ile dava dışı şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını; dava konusu işin yardımcı iş olduğunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ve 4734 sayılı Kanun uyarınca anahtar teslim iş olarak ihale edildiğini; TTK Genel Müdürlüğünün işten el çektiğini ve işveren olarak dahi sorumluluğunun bulunmadığı belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesinin davalı Kuruma 10.04.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı Kurumun 24.04.2017 tarihinde süresinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunduğu, Mahkemenin zamanaşımı uygulamasında hata bulunmadığı, davacı tarafça... sözleşmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin somut delillerin ileri sürmediği, davacı asılın duruşmada alınan beyanında tüm emir ve talimatları işvereni olduğu şirket görevlilerinden aldıklarını, kullandıkları tüm araç ve gereçlerin şirketlerin olduğunu, bu ocaklarda Kurum işçisinin çalışmadığını beyan ettiği, buna göre davacının ... İnşaat A.Ş. dışında çalıştığı şirketlerdeki hizmet süresinin... olarak kabul edilerek davalı Kurumun sorumlu tutulmamasının yerinde olmadığı, davalı Kurum ile dava dışı ...İnşaat A.Ş. arasındaki ilişki bakımından; davalı Kurumun asıl işi kapsamındaki işin teknolojik uzmanlık gerektirdiği ve ihale alan şirketin bu işi yapabilecek ekonomik bağımsızlığa ve teknolojik kapasiteye sahip olduğu, davacı asılın beyanlarından asıl işverenin aynı işlerde personel çalıştırılmadığının, kontrol ve denetim görevi dışında çalışan işçisi bulunmadığının anlaşıldığı, emir ve talimatın şirket yetkilileri tarafından verildiğinin açık olduğu, davalı şirketin asıl işverenden ayrı oluşturduğu iş organizasyonu kapsamında işin yürütüldüğü, asıl işverenin denetim dışında söz konusu işe müdahalesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı, kanunen geçerli asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, 4857 sayılı Kanun uyarınca davalı Kurumun davacının iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından asıl işveren olarak müteselsilen sorumlu olduğu, hesaplamalarda Yapım İşleri Şartnamesi'nin 35 inci maddesi uyarınca emsal Kurum işçisinin çıplak ücretinin esas alındığı, Yapım İşleri Şartnamesi'nin 35 inci maddesinde yer alan düzenleme gereği Kurumda yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinde belirlenen taban ücrete göre hesaplama yapılması gerekmekeceği, kıdem tazminatı alacağının brüt 2.010,91 TL olduğunun kabul edildiği, davacının işten kendisinin ayrılmış olduğunu beyan etmiş olması nedeniyle ihbar tazminatı talebinin reddinde isabetsizlik bulunmadığı, ...İnşaat A.Ş.'den ayrılış tarihi 18.03.2012 olup dava tarihine göre diğer alacakların da zamanaşımına uğramış olması nedeniyle reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının esas hakkında yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, Mahkemenin eksik araştırma yaptığını, müvekkilinin TTK Genel Müdürlüğünün maden sahası içerisinde çalışma yaptığını, diğer işverenlerin de aynı maden sahası içerisinde çalışma yaptığını, bu nedenle organik bağın araştırılmasına dahi gerek olmadığını, uyuşmazlığın devir esaslarına göre çözülmesi gerekeceğini, davalı Kurum ile davalı Şirketin yaptığı... sözleşmesinin geçerli olmadığını, ...İnşaat A.Ş. ile Kurum arasındaki alt işveren asıl işveren ilişkinin muvazaalı olduğunu beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ile dava dışı şirketler arasında alt işveren - asıl işveren hukuki ilişkisinin bulunup bulunmadığı, varsa muvazaalı olup olmadığı, davacının alacaklarını talep ettiği çalışma dönemine ilişkin çalıştığı işyerleri arasında işyeri devri bulunup bulunmadığı ve davacının tüm çalışma döneminden davalının sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası.
2. 3213 sayılı Maden Kanunu'nun "Hakların bölünmezliği, devir ve intikali" başlıklı 5 inci maddesi, ek 1 ve ek 7 nci maddeleri
3. 06.11.2010 tarihli Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nin "Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 4 üncü maddesinin "Rödövans Sözleşmesi" başlıklı (rr) fıkrası ile "Rödövans işlemleri" başlıklı 100 üncü maddesi
4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Ürün Kirası" bölümünün "Tanımı" kenar başlıklı başlıklı 357 nci maddesi
5. 4857 sayılı Kanun’un "Tanımlar" başlıklı 2 nci maddesinin altıncı fıkrası şöyledir:
"Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. ..."
6. Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin "Asıl İşveren-alt İşveren İlişkisinin Kurulma Şartları" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin ( b) bendi şöyledir:
"Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır.""Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır."
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut uyuşmazlıkta, davalı Kurum ile dava dışı şirketler arasında geçerli... sözleşmeleri imzalandığı, dava konusu alacaklardan bu nedenle davalı Kurumun sorumlu olmadığı, dava dışı ...İnşaat A.Ş. yönünden ise davalı Kurumun asıl işi kapsamındaki işin teknolojik uzmanlık gerektirdiği ve ihale alan şirketin bu işi yapabilecek ekonomik bağımsızlığa ve teknolojik kapasiteye sahip olduğu, davacı asılın beyanlarında asıl işverenin aynı işlerde personel çalıştırılmadığını, kontrol ve denetim görevi dışında çalışan işçisi bulunmadığını, emir ve talimatın şirket yetkilileri tarafından verildiğini, şirketin asıl işverenden ayrı oluşturduğu iş organizasyonu kapsamında işi yürüttüğünü, asıl işverenin denetim dışında söz konusu işe müdahalesinin bulunmadığını belirttiği, bu nedenlerle taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı kanunen geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.