Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7669 Esas 2022/8437 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7669
Karar No: 2022/8437
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7669 Esas 2022/8437 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7669 E.  ,  2022/8437 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 2006 yılında işe başladığını ve 22.06.2017 tarihinde hiçbir gerekçe gösterilmeden işine son verildiğini, müvekkilinin bunun üzerine 07.07.2017 tarihinde noter aracılığıyla gönderdiği ihtarname ile tüm işçilik alacaklarının kendisine ödenmesini talep ettiğini, hiçbir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin davalı Şirkette boru ustası olarak çalışmaya başladığını, işten ayrıldığı 22.06.2017 tarihine kadar aralıksız olarak çalıştığını, bu süre zarfında haftanın 7 günü 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, 15 günde 1 pazar tatili yaptığını, müvekkilinin en son 2.800,00 TL net ücret aldığını, hiçbir sebep gösterilmeden işten çıkartılmış olması nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı hakkının olduğunu, davacının iş sözleşmesinin feshinde sebep gösterilmediğini ve ihbar süresi de kullandırılmadığını, bu nedenle işverenin kötü niyetli olduğunu ve kötü niyet tazminatının da ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin en son çalıştığı aya ait ücretini alamadığını, dinî bayramlarda çalışmadığını, ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını, ücretinin ödenmediğini, çalıştığı süre boyunca yıllık ücretli izinlerini hiç kullanmadığını, hafta tatili ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile kötü niyet tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatili ücreti ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 22.06.2017 tarihinde yurt dışında çalışmak üzere kendi isteği ile işten ayrıldığını, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığını, en son günlük brüt ücretinin 90,00 TL olduğunu, alacak hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının iş sözleşmesini istifa etmek suretiyle kendisinin feshettiği anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatının reddi gerektiği, yıllık izin alacağı yönünden işverence kullanıldığı veya ücretinin ödendiği ispat edilemediğinden yıllık izin alacağınıa hak kazandığı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatili alacakları yönünden tanık beyanlarına göre hesaplanan alacaktan bordrolardaki ödeme mahsup edilerek makul oranda indirimle kısmen kabul kararı verildiği, ücret alacağının dava tarihinden önce ödendiği, kötüniyet tazminatı yönünden ise davalı işyerinde çalışan sayısının 30 kişiden fazla olduğu ve davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanabileceği, bu açıdan kötüniyet tazminatı talep etme koşullarının oluşmadığı, ayrıca davacının işten istifa etmek sureti ile ayrıldığı ve işverenin feshi bulunmadığı kabul edildiğinden davacının kötüniyet tazminatı talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin hiçbir sebep gösterilmeksizin feshedildiğini, davalı Şirketin davacının kendi isteği ile işten ayrıldığına dair iddialarının yersiz olduğunu, Mahkemece eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile olayda, talimatla dinlenen davacı tanığı A. A.' nın beyanında davacının işyerinden yurt dışında çalışmak için ayrıldığını söylemesi, buna ilişkin dosyaya sunulan e-postalar dikkate alındığında, davacının iş sözleşmesinin istifa suretiyle sona erdiğinin anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.


    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin kararında davacı tanığı A.A.'nın, davacının yurt dışında çalışmak için işyerinden ayrıldığı beyanına değer verilmişse de A.A.'nın davacının iş sözleşmesinin feshinden yaklaşık 3 yıl önce işyerinden ayrıldığını, iş sözleşmesinin nasıl feshedildiğine ilişkin görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığını, Şirket tarafından e-posta kayıtlarında ihtarname çekileceği ifade edilmişse de ihtarname çekilmediğini, davacının iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini, davacı tarafından gönderilen ihtarnameye işverenin cevap bile vermediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmek üzere kararın bozulmasını istemiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, iş sözleşmesinin kim tarafından feshedildi ve feshin haklı olup olmadığına ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının iş sözleşmesinin işverence gerekçesiz feshedildiğini ileri sürmüş, hem de 3.600 gün prim ve 15 yıl sigortalılık süresini doldurduğundan yaş dışında emeklilik koşullarına hak kazandığına dair Sosyal Güvenlik Kurumu yazısını da dilekçesine ekleyerek alacaklarının ödenmesi yönünde ihtarname göndermiştir. Sözleşmesinin işverence feshedildiğini iddia eden işçi, daha sonra sözleşmenin kendisi tarafından feshedildiğini iddia edemez. Dosyadaki delillere göre davacının işyerinden kendisinin ayrıldığı anlaşıldığından, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerinin feshe ilişkin gerekçeleri isabetli olup davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerindedir.

    3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle (2) numaralı paragrafta açıklanan ilave gerekçeye göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    4. Temyiz olunan kararın, (2) numaralı paragrafta belirtilen ilave gerekçe ile onanmasına karar verilmiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,


    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara