Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7631 Esas 2022/8446 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7631
Karar No: 2022/8446
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7631 Esas 2022/8446 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7631 E.  ,  2022/8446 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın taraflar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili Şirkette uzun süre mali ve idari işlerden sorumlu olarak çalıştığını, davacı ile aynı statüde çalışan üretim şefi H.A.K.'nin firma ana yetkilisine giderek davalının kendisine "hesabına fazladan para yatırdım bunu kimseye söyleme" dediğini söyleyerek bir terslik olduğunu ifade etmesi ve yazılı beyanda bulunması üzerine davalının işlemlerinin incelemeye alındığını, yapılan incelemede davalının Şirketin ana yetkilisi G.C.'ye imzalattığı ücret ödemelerine ilişkin banka talimat asıllarını sakladığı ve işleme koymadığını, G.C. adına sahte imza atarak bankalara farklı ödeme talimatları faksladığını, bankaya evrak asıllarını götürmeden talimat ile ücretinin çok üstünde bedelleri hesabına geçirdiğinin tespit edildiğini, konunun anlaşılması üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve vergi matrahlarından 65.479,16 TL ve konut ödemelerinden de 22.779,72 TL'yi kendi hesabına geçirdiğini itiraf ettiğini, 14.02.2011 tarihinde sahte belge düzenleyerek bu defa kıdem tazminatı adı altında hesabına 25.000,00 TL para aktardığını, işyerine gelerek dosyaları almaya çalıştığını, yazılı evraktan da anlaşılacağı üzere kendi borcu olan 22.779,72 TL'yi konut ödemesi taksiti olarak Şirket hesaplarından aktardığını, Şirketin davalıdan bu miktarda alacağının bulunduğunu, ayrıca kendi adına ya da başka kanallara sahte evrakla, bankayı ve internet işlemlerini kullanarak büyük miktarlarda paralar aktardığını, bu miktarın çok daha fazla olup davalının kendi beyanına göre dahi Şirketlerini 65.479,16 TL zarara uğrattığını, ... 6. Noterliğinin 16.02.2011 tarih ve 4563 yevmiye nolu ihtarı ile bu alacakların ödenmesinin istendiğini ve iş sözleşmesine haklı nedenle son verildiğini, davalının emniyeti suistimal etmek, sahte evrak düzenlemek suretiyle hesabına geçirdiği, bu amaçla muhasebe kayıtlarında oynamalar yaptığı anlaşıldığından fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davalının sahte işlemlerle hesabına geçirdiği (haklı fesih olmasına rağmen sahte belgeler düzenleyerek aldığı kıdem tazminatı) 25.000,00 TL'nin 14.02.2011 tarihinden itibaren en yüksek işletme kredi faizleri ile birlikte, davalının kendi yazısı ile kabul ettiği Şirket hesaplarından kendi konut ödemeleri için aldığı 22.779,72 TL'nin ve yine davalının kendi kabulü ile aldığını belirttiği 65.479,16 TL'nin ödenme tarihlerinden itibaren yasal faizleri ile davalıdan tahsisilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 01.07.1992 tarihinden itibaren davacıya ait işyerinde çalışmaya başladığını, en son satış-pazarlama, müşteri ilişkileri ve vergi sorumlusu görevinde işçi olarak çalışırken 14.02.2011 tarihinde gerekçe gösterilmeksizin iş sözleşmesinin feshedildiğini, 14.02.2011 tarihinde işyerinde çalışmasına devam ettiğini ve 15.02.2011 tarihinde işyerine gittiğinde Şirket müdürünün talimatıyla güvenlik kapısından alınmadığını, davalının 17.02.2011 tarihli Bizim ... gazetesindeki ilanla iş sözleşmesinin feshedildiğini öğrendiğini, işveren vekili tarafından gönderilen 16.02.2011 tarihli ihtarname ile iş sözleşmesini fesih gerekçesinin 14.02.2011 tarihinde hesaba para geçirmek olduğunu, davalıdan hesabına aktardığı iddia olunan 25.000,00 TL'nin iadesinin istenildiğini, davalının işten çıkarıldığı tarihte maaş hesabına 25.000,00 TL'nin işyerinden gönderilmiş olduğunu ve bu paraya banka yetkilileri tarafından bloke konulduğunu, davalının bu paranın hesabına aktarılması ile ilgisinin olmadığını, kim tarafından ve neden yatırıldığı konusunda bilgisinin de bulunmadığını, işverenin bu parayı hesaba kendisinin gönderdiğini ve hemen iadesini sağlayarak bu yolla davalının kendi hesabına aktardığı gerekçesini yaratmaya çalıştığını, davalının ... 2. İş Mahkemesinin 2011/138 Esasına kayıtlı işe iade davası açtığını, işyerinde 19 yıla yakın çalıştığını, emekli olabilmek için prim gün sayısı yönünden çalışma şartını tamamladığını, işten çıkarılma yöntemi dikkate alındığında açılan davanın davacının kıdemine bağlı işçilik haklarından mahrum kalması amacını taşıdığının açık olduğunu, dava dilekçesine eklenmiş olan ücretlerde olması gereken ve ödenen olarak gösterilen ve aradaki farkın da davalının işverene verdiği zarar olarak gösterildiği rakamların işyerinde çalışanların fazla çalışmalarından kaynaklandığını, işyerindeki ücret bordro programına çalışanların aylık fazla çalışmalarının girildiğini, çıkan rakamların Şirket yetkilileri tarafından ödendiğini, bu uygulamanın yıllardır devam ettiğini, çalışanlara ödenen fazla çalışma bedellerinin ve bu bedellerinin SGK primi ve vergilerinin davalının işverene verdiği zarar olarak gösterildiğini, iş sözleşmesinden feshinden bir süre önce 08.00-18.00 vardiyasında haftanın 6 günü çalışan Laminasyon, Matbaa ve Sevkıyat bölümünde çalışanların ücret bordrolarında fazla çalışma tahakkuku yapılması sebebi ile davalının suçlandığını, davalının verdiği raporda uzun zamandır fiili çalışmanın yapıldığının belirtildiğini, bu olaylar sonrasında davalı işten çıkması için baskı uygulandığını, davalının sadece banka hesaplarının internet adresini görüntülemeye yetkisi olduğunu, hesaplar üzerinde değişiklik yapma, havale yapma, para aktarma yetkisi bulunmadığını, davalı işten çıkarıldıktan sonra bu sefer işyerinde birlikte çalıştığı F.T. üzerinde baskı uygulanmaya başlandığını, davalının beyanını içeren 11.02.2011 tarihli yazının genel müdür gözetiminde baskı kurularak yazdırıldığını, daha önce hesap edildiği açık olan 22.779,72 TL ve 65.479,16 TL gibi küsuratlı bir rakam yazdırılarak zarara kendisinin neden olduğunun yazılmasının istenildiğini, davacı işverenliğin zararını hesap ederken işveren kesintileri ile birlikte hesaplama yaptığını Şirket hesaplarının cirosu gereği mali müşavir denetiminde olduğunu, mali müşavir tarafından bir kez daha gözden geçirilen hesapların davalı tarafından gizli saklı senelerdir kullanıldığını iddia etmenin doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ceza dosyası, banka kayıtları ve tüm dosya kapsamından davalının davacı Şirketin idari ve mali işler bölümünde çalışmaktayken ücret ödemeleri konusunda bankaya gerçeğe aykırı olarak talimat vermek suretiyle kendisinin ve dava dışı kişilerin gerçek ücretlerinden fazla ücret almalarını sağladığı, bu şekilde davacı Şirketin zararına neden olduğu, yapılan ceza yargılaması sonunda davalının mahkumiyetine karar verildiği; bilirkişi heyeti tarafından yapılan hesaplamaya göre davaLının hesabına alması gereken ücretten 39.007,48 TL fazla para yattığı; davalının hesabına kıdem tazminatı olarak yatırılan 25.000.00 TL'nin dava açıldıktan sonra davalı tarafından iade edildiği, bilirkişiler tarafından davacının hesabına firma ve yöneticileri tarafından yatırıldığı belirtilen 51.580.00 TL'nin 20.000.00 TL'sinin davalının bankadan çektiği kredi olduğu, bu miktarın davacı ile alakasının bulunmadığı, yani ücret ödemeleri dışında davacı tarafça yatırılan miktarın 31.580.00 TL olduğu, bu durumda davalının hesabına fazladan yatan toplam bedelin (39.007,48 TL + 31.580,00 TL=) 70.587,48 TL olduğu belirlenerek davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının zimmetine geçirmiş bulunduğu 113.258,88 TL'nin tahsili için davanın açıldığını, son bilirkişi raporunun eksik incelendiğini, rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, dosya içerisindeki delillerin, ceza mahkemesi kararı ve değişik iş tespit dosyalarının ve bu dosyalardaki delillerin değerlendirilmediğini, çelişkiler giderilmeden karar verildiğini, davalının birlikte bu suçu işlediği diğer iki arkadaşından olan alacakların kabul ve tahsil edildiğini, bu durum karşısında davalı için verilen kararın eşitsizlik oluşturduğunu, usul ve kanuna aykırı ve hatalı İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.

    2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ek raporda sundukları bordroların değil davacının sunduğu gerçeği yansıtmayan bordroların dikkate alınmasının raporun hatalı olmasına sebep olduğunu, zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, 2003 yılı Mart ayından itibaren hesap yapılmasına itiraz ettiklerini, sahte maaş talimatı olduğu hususunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, itiraz üzerine sadece cüz'i bir kısmın hesaplamadan düşülmesinin de eksik ve hatalı olduğunu, müvekkilinin çalıştığı sürece davacıyı dolandırmasının söz konusu olmadığını, yalnızca banka hesaplarının internet adresini görüntüleme yetkisinin olduğunu, hesaplarda değişiklik yapma, para aktarma yetkilerine sahip olmadığını, tanık anlatımlarında da bu durumun ispatlandığını, mali müşavir denetiminden de geçen hesaplar için davacının yıllardır müvekkili tarafından zarara uğratıldığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yapılan ödemelerin bir sebebi bulunmakta olup rapora itiraz dilekçesinde de belirtildiği, iadesini gerektirecek durumun olmadığını, davacı tarafından söz konusu belgelerin kasıtlı olarak ibraz edilmediğini, kredi dışında diğer ödemeler toplamı olan 31.580,00 TL tutar bakımından davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ve kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/298 Esas sayılı dava dosyasında ; 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii edildiği bilirkişi heyetinin surduğu rapor ile banka kayıtları, şirket kayıtları ve SGK kayıtları karşılaştırılarak inceleme yapılarak rapor düzenlendiği, bilirkişilerin hazırlamış oldukları bilirkişi raporunda "yıllar içerisinde toplamda, davalı ...'in 193.735,16 TL fazla ödeme aldığı, 38.245,57 TL fazla kesinti yapılmasına sebebiyet verdiği, toplamda 231.980,73 TL fazla tahakkuk yapılmasına sebep olduğu ve şirkete zarar verdiği" belirtilerek rapor düzenlendiği, davalıya özel belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık suçlarından mahkumiyet kararı verildiği, verilen kararın Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 17/03/2016 tarih 2015/1559 Esas ve 2016/2576 karar sayılı ilamı kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    ... 1. İş Mahkemesinin 2011/11 Değişik iş dosyasına alınan bilirkişi raporunda; Belgeler üzerinde kişilerin tahrifat yaptıkları video görüntülerinde göz ile görülmekte olduğu, firmanın incelenen muhasebe kayıtlarının kendi hazırlamış oldukları belgeler ile muhasebeleştirildiği, bankaya verilen talimatlar ile ilgili belgelerin ıslak imzalı belgeler olması gerekli iken bilgisayar çıktılı belgeler ile işlemlerin yürütüldüğü ve ayrıca banka görevlilerinin yıllarca ıslak imzasız belgeleri nasıl ve ne şekilde işleme koyduklarının ayrı bir suç ve suistimal olduğunu, ilgili firmanın yeterli derecede iç kontrol ve risk yönetiminin bulunmayışı veya bu tür usulsüzlüklere açık olduğu, maaşlarla ilgili muhasebe kayıtlarının alt hesaplarının tutulmadığı, dolayısı ile yukarıdaki usulsüzlüğün örtülmesine neden olduğu, bankanın maaşlar ile ilgili ıslak imzalı talimat belgelerini alması gerektiği ancak almadığı, ilgili talimat belgelerinin tek imzalı olması bu suistimale kapı araladığı, 2005/2010 yılları itibari ile usulsüz olarak...kendi lehine 219.808,30 TL, ... 50.195,68 TL ve Arzu Ateş 74.476,07 TL olmak üzere toplam 3444.480,05 TL şirketi zarara uğrattıkları tespit edilmiştir.
    ... 6. İş Mahkemesinin 2017/28 Esas sayılı dava dosyasında davacı şirket ...Plastik Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından davalı ... aleyhine itirazın iptali davası açıldığı, davalı tarafça ... 3. İcra Dairesinin 2016/12570 Esas sayılı takip dosyasında yapılan itirazın iptali ile takibin devamına mahkemece karar verilmiştir.
    Davalının , davacı şirketin idari ve mali işler bölümünde çalışmaktayken maaş ödemeleri konusunda bankaya gerçeğe aykırı olarak talimat vermek suretiyle kendisinin ve dava dışı kişilerin gerçek ücretlerinden fazla ücret almalarını sağladığı, bu şekilde davacı şirketin zararına neden olduğu ,yapılan ceza yargılaması sonunda davalının mahkumiyetine karar verildiği ve verilen kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Davalının, 1992-2011 yılları arasında davacı işyerinde muhasebe elamanı, sekreter, personel elamanı gibi görevlerde çalıştığı en son muhasebe müdürü olarak görev yaptığı, Ağır Ceza Mahkemesinde birlikte yargılandığı iş arkadaşları ... ve ... ile çalıştığı yerdeki denetim eksikliği ve işyerinin çalıştığı banka personeli ile oluşan güven ortamından yararlanarak Şirket Yetkilisi ... tarafından imzalanan ve bankalara gönderilen talimatlardaki rakamları değiştirerek asıl ücret bordrosundan farklı ücretleri hesaplarına aktardıkları, ...'in kendine ait gayrimenkulün taksitlerini şirket hesabına verilen talimatla ödettiği , kendi maaşlarını ve kesintileri yüksek gösterip yıllar içerisinde fazla ve haksız ödemeler aldıkları , ceza dosyasında video görüntülerinin incelendiği, belgeler üzerinde tahrifat yaptıkları , bankaya ıslak imzalı belge yerine çoğunlukla bilgisayar çıktılı belgeler vererek işlemleri yürüttükleri, ceza dosya yargılaması ile sabit olmuştur.
    Davalının ilk derece mahkemesince yöntemince aldırılan 01/09/2019 tarihli ek rapor ile davalının maaş olarak alması gereken ücretlerden 39.007,48 TL daha fazla hesabına maaş adı altında para yatırıldığı, maaş ödemeleri dışında davalının hesabına 51.580,00 TL davacı firma ve yöneticileri adına para yatırıldığının görüldüğü, kıdem tazminatı olarak hesaba yatan 25.000,00 TL nin daha sonra iade edildiği, dolayısıyla toplama dahil edilmediği, 27/08/2010 tarihli 20.000,00 TL kredi ödemesi açıklamalı ödemenin mahsup edilip edilmeyeceği hususunun mahkemenin taktirinde olduğu beyan edilmiştir.
    Tesbit edilen 51.580,00 TL'nin 20.000'00 TL sinin davalının bankadan çektiği kredi olduğu, bu miktarın davacı ile alakasının bulunmadığı bu hususun Ağır Ceza Mahkemesindeki beyanlardan anlaşıldığı, maaş ödemeleri dışında davacı tarafça yatırılan miktarın 31.580 TL olduğu, bu durumda davalının hesabına fazladan yatan toplam bedelin 39.007,48 TL + 31.580 TL yani 70.587,48 TL olduğu ve davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi şeklindeki ilk derece mahkemesi kararı İSTİNAF SEBEPLERİ İLE BAĞLI KALINMAK SURETİYLE usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
    Davalı yanın ücretlerinin çalışmaya istinaden alındığı yönündeki savunmasının ceza dosyası ve dosya kapsamına göre geçerliliğinin olmadığı anlaşılmaktadır.
    Ceza mahkemesi kararının maddi olgular ile bağlayıcı oduğu ispat yönü ile hukuk mahkemesini bağlamadığı anlaşılmakla bu yöndeki istinaf talebi de yerinde değildir..." gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    1.Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri yineleyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

    2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davalı işçinin işvereni zarara uğratıp uğratmadığı ve zararın miktarına ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 400 ve 50 inci maddeleri.
    4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.














    Hemen Ara