Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7566 Esas 2022/8589 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7566
Karar No: 2022/8589
Karar Tarihi: 30.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7566 Esas 2022/8589 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7566 E.  ,  2022/8589 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 14. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 6. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin davalıya ait ... ...Eğitim Araştarma Hastanesinde 18.04.2003 tarihinden itibaren belirsiz süreli iş sözleşmesiyle sürekli ve kesintisiz şekilde röntgen teknisyeni olarak çalıştığını, çalıştığı süre boyunca alt işverenler nezdinde Hastanenin radyoloji bölümünde görev yaptığını, işe giriş ve çıkışlarının hizmet alım ihalelerinin sonucu olarak farklı taşeron firmalarca yapıldığını, işe dair emir ve talimatları ise Hastane yetkililerinden aldığını, alt işverenlerin sadece ücret ve prim ödemelerini yaptığını, müvekkiline yapılan ödemelerin emsal durumda aynı koşullarda çalışanlara göre yapılması gerektiğini, bu nedenle geçmişe dönük ücret farkını talep ettiklerini, davalı ile taşeron firmalar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, baştan beri davacının davalı İdarenin işçisi sayılması gerektiğini, müvekkiline 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereği ödenmesi gereken yıllık 52 günlük ilave tediyenin ödenmediğini, şua izninin kullandırılmadığını, karşılığı ücretin ödenmediğini iddia ederek ücret farkı, ilave tediye ücreti, şua izni ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının talep konusu alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacı ile müvekkili arasında iş ilişkisi bulunmadığını, davacının ihaleyle hizmet sunan alt işverenlerin çalışanı olduğundan davanın husumet yokluğu sebebi ile reddi gerektiğini, davacının şua izni alacağının ve fazla çalışmasının bulunmadığını, müvekkili ile alt işverenler arasında muvazaalı bir ilişkinin olmadığını, davacının 6772 sayılı Kanun kapsamında olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... ile dava dışı davacı işçinin görev yaptığı şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olmayıp 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ( 657 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun ) 2 nci maddesi uyarınca geçerli bir asıl işveren - alt işveren ilişkisi olduğundan hareketle ücret farkı ve ilave tediye alacağı talebinin reddine karar verilmiş, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporunda mevcut hesaplamaya göre ise fazla çalışma alacağı ve şua izni alacağı talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialara yer vermek suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

    2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkiline karşı açılan davanın husumetten reddi gerektiğini, müvekkili ile dava dışı şirket arasında asıl işveren - alt işveren ilişkisi bulunmadığını, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, kabul edilen şua izni alacağı ve fazla çalışma ücreti alacağının da reddi gerektiğini, dava konusu alacaklara uygulanan faiz oranlarını ve başlangıç tarihlerini kabul etmediklerini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... ile dava dışı davacı işçinin görev yaptığı şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olmayıp 657 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesine uygun olduğu belirtilmiş, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporunun da usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve bunun işçilik haklarına etkileri noktasında toplanmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 657 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Somut uyuşmazlıkta, 657 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesinin 3 ncü fıkrasında tek tek sayılmak suretiyle kapsamı belirlenen "Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı" ve yine aynı fıkrada mevcut "Bu sınıfa dahil personel tarafından yerine getirilmesi gereken hizmetler, lüzumu halinde bedeli döner sermaye gelirlerinden ödenmek kaydıyla Bakanlıkça tespit edilecek esas ve usullere göre hizmet satın alınması yoluyla gördürülebilir." şeklindeki açıklama birlikte değerlendirildiğinde temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçenin yerinde olduğu görülmüştür.

    3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara