Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8118 Esas 2022/8655 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/8118
Karar No: 2022/8655
Karar Tarihi: 30.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8118 Esas 2022/8655 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/8118 E.  ,  2022/8655 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı işyerinde tanker şoförü olarak çalıştığını, iş sözleşmesine 15 yıl sigortalılık ve 3600 prim ödeme gün sayısını tamamlamış olması nedeni ile son verdiğini belirterek kıdem tazminatı,yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 21.03.2018 tarihli ve 2016/507 Esas, 2018/179 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. Gerekçe ve Sonuç
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 28.01.2021 tarihli ve 2018/1201 Esas, 2021/115 Karar sayılı kararıyla;
    "...
    Dava, iş sözleşmesinin feshinden kaynaklı işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı tarafça davacının işvereninin...Petrol Ofisi A.Ş. olmadığı , bu nedenle bu şirket tarafından sunulan kayıtların işyeri kayıtları olarak değerlendirilemeyeceği istinaf nedeni yapılmış ise de davacının yönetimindeki araçla akaryakıt taşıdığı, taşıdığı akaryakıtı rafineriden doldurduğu, giriş çıkış kayıtlarının...Petrol Ofisi A.Ş. tarafından tutulduğu birlikte değerlendirildiğinde davacının bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
    Davacı tarafça dini bayramların ilk günü hariç diğer günlerde ve milli bayramlarda çalışıldığı, bunun da tanık beyanlarıyla doğrulandığı ancak genel tatil günü alacağının...Petrol Ofisi A.Ş. kayıtlarına göre yapıldığı iddia edilmiş ise de bilirkişi raporundaki çalışma günlerinin dini bayramların 1.günü hariç tutularak ve çalışıldığı tespit edilen tüm resmi bayramlar dikkate alınarak hazırlandığı dikkate alındığında davacı tarafın bu yöndeki istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
    Davalı tarafça yıllık izin sürelerinin çalışılan yılda yürürlükte olan iş kanunları doğrultusunda tespit edilmediği istinaf nedeni yapılmış ise de bilirkişi raporunda açıkça yıllık izin sürelerinin 1475 sayılı Kanun ve 4857 sayılı Kanun dikkate alınarak yapıldığının belirtilmesi, davacının ilk işe girdiği tarih itibariyle 1475 sayılı Yasa'nın yürürlükte olması birlikte değerlendirildiğinde bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
    Davalı tarafın yukarıda açıklanan istinaf nedeni dışında kalan diğer istinaf nedenlerine yönelik yapılan incelemede yerel mahkeme kararının dosya kapsamı ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına uygun olduğu tespit edilmiştir.
    Dosyadaki kayıtlara, tarafların dayandığı deliller ile delillerin yerel mahkemece takdirinde yasal düzenlemeler ve kararlılık kazanan Yargıtay karar içeriklerine aykırılık bulunmamasına göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı dairemizce de tespit edilmekle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
    ..." gerekçesi ile davacı ve davalı davalı vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 29.04.2021 tarihli ve 2021/4459 Esas, 2021/8891 Karar sayılı ilâmı ile davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek;
    "...
    Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde 27 yıl 3 ay 22 gün gün çalışması bulunan davacının çalışma süresi boyunca hiç izin kullanmadığı kabulüne göre yıllık ücretli izin karşılığı alacak hesabı yapılmıştır. Davacının çalışma süresi boyunca hiç ücretli izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, hakimin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde düzenlenen davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asilin çalışma süresi boyunca ücretli izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün yıllık ücretli izin kullandığı konusunda beyanı alınmalı bundan sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmelidir. Bu husus gözetilmeden hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    ..." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uygun olarak davacı asıl isticvap edilmiş ve davacı asılın çalışma dönemi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığını beyan etmesi nedeniyle bozmadan önceki kararda olduğu gibi davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, davacının yıllık izin kullanamadığına yönelik beyanın gerçek dışı olduğunu, davacının babası ile birlikte davalı işyerinde aynı işi yaptığı bu nedenle yıllık iznini kullandığını, yıllık izin alacağına %30 hakkaniyet indirimi uygulanmamasının hatalı olduğunu, zamanaşımı def'in dikkate alınmadığını, hesaplamaların net ücret üzerinden yapılmamasının hatalı olduğunu, davacının kıdem tazminatı alacağına hak kazanamadığını, ulusal bayram ve genel tatil alacağına hakkaniyet indirimi uygulanmamasının da hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının yıllık izin alacağının hesabına ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    1.4857 Sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Yıllık ücretli izin hakkı ve izin süreleri" kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası " İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir." düzenlemesini içermektedir.

    2. 4857 Sayılı Kanun'nun "Sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti" kenar başlıklı 59 uncu maddesinin birinci fıkrasında " İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar.
    " düzenlemesi yer almaktadır.

    3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Hâkimin davayı aydınlatma ödevi" kenar başlıklı 31 inci maddesi şöyledir :
    "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir."

    4. 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası.

    3. Değerlendirme
    1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara