Esas No: 2022/6906
Karar No: 2022/8557
Karar Tarihi: 30.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6906 Esas 2022/8557 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6906 E. , 2022/8557 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... PTT Başmüdürlüğü bünyesinde sendikalı işçi olarak çalışmakta iken 29.03.2017 tarihi itibarıyla ... PTT Başmüdürlüğüne görevlendirildiğini, davalı Kurumun 6245 sayılı Harcırah Kanunu'na (6245 sayılı Kanun) tabi kuruluşlardan olduğunu, 6245 sayılı Kanun'a göre personelin bir yerden diğer bir yere nakledilmesi hâlinde harcırah ödeneceği şeklinde emredici düzenleme bulunduğunu, harcırahsız nakil taleplerinde harcırah ödemeyeceğine ilişkin bir hükmün Kanun'da bulunmadığını, geçmişte ise bütçe kanunları ile getirilen benzer hükümlerin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, davalı İdarede uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinde harcırahsız nakle ilişkin hüküm bulunduğunu ve bu durumun bahane edildiğini, ancak hiçbir toplu iş sözleşmesinin Anayasa ve Kanun'a aykırı olamayacağını, 6245 sayılı Kanun'a göre müvekkiline yol masrafı, yevmiye, aile masrafı (yol gideri ve yevmiye), yer değiştirme masrafı (kat yevmiye-kendisi ve ailesi için/kilometre tazminatı) kalemlerinden oluşan harcırah ödenmesinin zorunlu olduğunu belirterek harcırah alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; işçinin başka bir şehirde çalışmak istemesi durumunda işverenin işçiyi görevlendirme zorunluluğu bulunmadığını, davacının kendi özgür iradesi ile harcırah talebi olmaksızın ...'te çalışmak istediğine dair yazılı ve ıslak imzalı dilekçe sunduğunu, toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesi gereğince başka bir işyerine nakil olan işçiye harcırah ödenemeyeceğinin belirlendiğini, davacı tarafça harcırah talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Dosya içeriğine göre davacının kendi talebi doğrultusunda ...' da çalışırken memleketi olan ...' e atamasının yapılmasına yönelik olup davacı tayin olabilmek için içinde bulunduğu durumda çaresizlik içinde ve müzayaka halinde harcırahsız atamayı kabul etmiş, atama gerçekleşmiştir, ancak davacının çadırda yaşamadığı da bir aşikardır, evini ...' dan ...' e götürmesi kendisine büyük bir külfet getirmekte olup harcırah kanunu da bu nedenle düzenlenmiştir. Her ne kadar harcırah kanunu sonradan ilave edilen madde ile harcırahsız kendi isteğiyle tayin talebi hükmü getirilmiş ise de bu hüküm eşitlik ilkesine aykırıdır. Davacı müzayaka halinde zorunlu olarak bu şekilde dilekçe vermiş olmasına karşın harcıraha hak kazanması gerekir vicdanı kanaati ile davanın kabulüne karar verilmiş bilirkişi raporu doğrultusunda aşağıdaki hüküm fıkrası kurulmuştur." gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesi kararı kesin olarak verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığı temyiz dilekçesinde; davacının 16.03.2017 tarihli dilekçesiyle ... iline harcırahsız olarak tayin edilmek istediğini bildirdiğini ve davalı tarafından bu talebe istinaden işlem yapılmış olduğunu, Mahkemece davacının "çadırda yaşamadığı, evini taşımasının kendisine maddi külfet oluşturacağı" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesinde herkesin, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korumayacağının düzenlendiğini, Mahkemece anılan dürüst davranma ilkeleri çerçevesinde yapılacak değerlendirmeyle davacının tayininin harcırah istemediğine dair sunduğu dilekçeye istinaden yapılmış olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hukuki olmayan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın kanun yararına temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işçinin kendi isteği ile tayin talebi sonrası harcıraha hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
3. 6245 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi:
"a) Umumi Muvazeneye dahil dairelerle mülhak ve hususi bütçeli idareler (Köy bütçeleri hariç) ve bunlara bağlı sabit ve mütedavil sermayeli müesseseler;
b) (Değişik bent:25/06/1958 - 7145/1 md.) Hususi kununlarla kurulmuş banka ve teşekküller; (Denizcilik Bankası Türk Anonim Ortaklığı, Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığı ve Türk Havayolları Anonim Ortaklığı hariç);
c) Yukarıdaki (a) ve (b) fıkralarında yazılı daire, idare, banka, teşekkül ve müesseselerin sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları teşekkül ve müesseseler;
Tarafından ödenecek harcırah bu kanun hükümlerine tabidir." şeklinde düzenlenmiştir.
4. 6245 sayılı Kanunun "Tarifler" kenar başlıklı 3 üncü maddesi şöyledir:
"Bu Kanunda geçen;
a. Harcırah: Bu Kanuna göre ödenmesi gereken yol masrafı, gündelik, aile masrafı ve yer değiştirme masrafından birini, birkaçını veya tamamını;
b. Kurum: 1 inci maddede sayılan daire, idare, banka, teşekkül ve müesseseleri;
c. Memur: Personel kanunları hükümlerine göre aylık alan kimseleri (Yardımcı hizmetler sınıfına dahil personel hariç);
d. Hizmetli: Personel kanunlarına göre yardımcı hizmetler sınıfına dahil personeli, kurumlarda yalnız ödenek mukabili çalışanlarla kurumlarda çalıştırılan tarım ve orman işçilerini ve iş kanunlarına göre işçi sayılan kimseleri;
e. Aile fertleri: Memur ve hizmetlinin, harcırah verilmesini gerektiren olay sırasında evlilik bağıyla bağlı olduğu eşi ile bakmakla yükümlü olduğu usul ve füruu ve erkek ve kız kardeşlerini;
f. Bagaj: Memur ve hizmetlinin mensup olduğu kuruma veya şahsına ait olup, resmi vazife için kullanılabilecek eşya ile yolcunun bu seyahati için ihtiyacı bulunan şahsi eşyasından mutat surette taşınması mümkün olanları;
g. (Değişik bent: 10/09/2014-6552 S.K./89. md) Memuriyet mahalli: Memur ve hizmetlinin asıl görevli olduğu veya ikametgâhının bulunduğu şehir ve kasabaların belediye sınırları içinde bulunan mahaller ile bu mahallerin dışında kalmakla birlikte yerleşim özellikleri bakımından bu şehir ve kasabaların devamı niteliğinde bulunup belediye hizmetlerinin götürüldüğü, büyükşehir belediyelerinin olduğu illerde ise il mülki sınırları içinde kalmak kaydıyla memur ve hizmetlinin asıl görevli olduğu veya ikametgâhının bulunduğu ilçe belediye sınırları içinde kalan ve yerleşim özellikleri bakımından bütünlük arz eden yerler ile belediye sınırları dışında kalmakla birlikte yerleşim özellikleri bakımından bu yerlerin devamı niteliğindeki mahaller ve kurumlarınca sağlanan taşıt araçları ile gidilip gelinebilen yerleri;
h. Başka yer: Yukarıda (g) fıkrasında yazılı memuriyet mahalli dışındaki yerleri;
ifade eder."
5. 6245 sayılı Kanun'un "Harcırah verilecek kimseler" başlıklı 4 üncü maddesinde ise;
"Bu Kanunda belirtilen hallerde:
1. Bu Kanun kapsamına giren kurumlarda çalışan memur ve hizmetliler ile aile fertlerine ve aynı kurumlarda fahri olarak çalışanlara;
2.Memur veya hizmetli olmamakla beraber kurumlarca geçici bir vazife ile görevlendirilenlere;
3. Kadrosuzluk dolayısıyla açıkta kalan memurlara ve bunların aile fertlerine;
4. Hizmetlilerden cezaen olmamak üzere vazifelerine son verilenlere ve bunların aile fertlerine;
5. Memur veya hizmetlinin vefatında aile fertlerine, çocuklara refakat ettirilecek memur ve hizmetlilere;
6. Hükümlü, tutuklu veya gözetim altında bulundurulanların sevkinde ya da refakatle görevlendirilen erbaş ve erlere;
7. ( Mülga bend: 31/07/2003 - 4969 S.K./1. md.)
8. Milli ve resmi spor temasları dolayısıyla seyahat edecek sporcu ve idarecilere;
9. Birlik halinde yabancı memleketlere gönderilecek Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına ve bunların Türkiye'de bırakacakları aile fertlerine;
10. Aile ile birlikte oturulması yasak edilen bölgelerdeki askeri şahısların aile fertlerine;
11. Bu Kanunda belirtilen özel hallerde askeri öğrenciler ile erbaş ve erlere;
Harcırah verilir." hükmüne yer verilmiştir.
6. 6245 sayılı Kanun'un " Yol masrafı, yevmiye, aile masrafı ve yer değiştirme masraflarının birlikte verilmesini icabettiren haller" kenar başlıklı 10 uncu maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"... Yol masrafı, yevmiye, aile masrafı ve yer dağiştirme masrafı aşağıdaki hallerde verilir:
1. (Değişik: 1/7/2006-5538/2 md.) Yurt içinde veya yurt dışında görev yapmakta iken yurt içinde veya yurt dışındaki sürekli bir göreve naklen atanan ya da yabancı ülkelerdeki memuriyet merkezi değiştirilen memur ve hizmetlilere yeni görev yerlerine kadar;
2. (Mülga: 31/7/2003-4969/1 md.)
3. (Mülga: 31/7/2003-4969/1 md.)
4. (Mülga: 31/7/2003-4969/1 md.)
5. Kadro dolayısiyle açıkta kalan veya vekalet emrine alınan memurlara açık aylıklarını Türkiye dahilinde tesviye ettirecekleri yere kadar;
6. Asilin vüruduna kadar muvakkaten gönderilmiş olmayıp da vekalet namı altında asaleten gönderilen ve vekalet müddeti belli olmıyan kumandan ve memurlara vazife mahallerine kadar."
3. Değerlendirme
1.Dosya kapsamına göre davacı işçi 16.03.2017 tarihli dilekçesi ile ailesinin ... ilinde olduğunu, bu nedenle mağdur olduğunu belirterek tayininin harcırahsız olarak ... PTT Başmüdürlüğüne yapılmasını talep etmiştir. Davalı Kurum ise 21.03.2017 tarihli yazısı ile talebi kabul edilerek naklen ataması yapılmış ve davacı işçi 30.03.2017 tarihinde ... PTT Başmüdürlüğünde işe başlamıştır.
2. Davalı Kurumun yukarıda belirtilen kanuni düzenlemeler dikkate alındığında 6245 sayılı Kanun'a tabi olduğu ve davacının Kurumda daimi işçi olarak çalışan olarak bu Kanun kapsamında olduğu sabittir.
3. Davalı Kurumda uyuşmazlık konusu dönemde geçerli olan toplu iş sözleşmesinin "Harcırah" başlıklı 55 inci maddesi: "Harcırah veya seyyar görev tazminatı konusunda imza tarihinden geçerli olarak Kurumun tabi olduğu mevzuat hükümleri uygulanır.
İşçilerin, işin gereği olarak iş sözleşmesi sona ermeksizin işverence işyeri belediye hudutları dışında başka bir işyerine geçici görevli olarak gönderilmesi veya daimi olarak nakledilmesi halinde harcırah ödenir.
Ancak, naklin işin gereği olmayıp işçinin kendi isteği üzerine yapılması durumunda harcırah ödenmez.
Geçici görevle gönderilen işçilerle seyahate çıkmadan önce bu görev için tahakkuk edecek yolluklardan mahsup edilmek üzere yeteri kadar avans ödemesi yapılır. Yolluk avansının yasal süresi içinde mahsup edilmesi zorunludur." düzenlemesini içermektedir.
4. Bu noktada belirtmek gerekir ki davacının harcırah talebinin kaynağı Kanun'dan kaynaklanmakta olup bu hak davacıya toplu iş sözleşmesi ile tanınmış değildir. Yukarıda belirtilen toplu iş sözleşmesi hükmü de bu yönde düzenleme içerip hükümde, harcırah bakımından Kurum'un tabi olduğu mevzuat hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
5. 6245 sayılı Kanun'un İlgili hukuk bölümünde belirtilen 10 uncu maddesinin ilgili kısmında "yurt içinde veya yurt dışında görev yapmakta iken yurt içinde veya yurt dışındaki sürekli bir göreve naklen atanan..." şeklindeki düzenlemede kendi isteği ya da görev gereği atama arasında ayrım yapılmaksızın naklen atamalarda belirtilen masrafların ödeneceği öngörülmüştür.
6. İlgili maddenin tarihsel gelişimine bakacak olursak söz konusu maddenin 01.07.2006 tarihli ve 5538 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile değiştirildiği ve şu anki mevcut hâlini aldığı anlaşılmaktadır. Bu değişiklik öncesi 6245 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin " Kendi yazılı talepleri üzerine gönderilenler hariç olmak üzere; Yurt içinde veya dışındaki daimi bir vazifeye naklen tayin olunanlarla yabancı memleketlerdeki memuriyet merkezi tebdil olunan veyahut bu yerlerden yurt içinde diğer bir daimi vazifeye tayin edilen memur ve hizmetlilere yeni vazife mahallerine kadar..." şeklinde düzenlendiği anlaşılmaktadır.
7. Bu düzenlemenin Anayasa'nın ilgili hükümlerine aykırı olduğu ve iptali istemi ile idare mahkemeleri tarafından itiraz yoluna başvurulduğu, Anayasa Mahkemesinin 04.05.2005 tarihli ve 2004/54 Esas, 2005/24 Karar sayılı ilâmı ile;
"...
Başvuru kararlarında, re'sen atanan kamu görevlilerine harcırah ödenirken, kendi yazılı talepleri üzerine istediği yere atanan kamu görevlilerine harcırah ödenmemesinin “kanun önünde eşitlik” ilkesiyle bağdaşmadığı; ayrıca, kendi yazılı talebi üzerine bir yerden başka bir yere nakledilen kamu görevlilerini harcırah ödemesinden yoksun bırakmanın, hem devlet tüzel kişiliğinin itibarını, hem de kamu hizmetinin etkinliğini olumsuz yönde etkileyeceği, bunun da, sosyal devlet anlayışıyla ve devletin çalışanların hayat seviyelerini yükseltmek, çalışmayı desteklemek ve çalışma barışını sağlamak yükümlülüğüne ters düşeceği; diğer yandan, bir kamu görevlisinin, aile birliğinin sağlanması için eşinin bulunduğu yere atanabilmek amacıyla yazılı talepte bulunmasının isteğe bağlı olmaktan ziyade, bir zorunluluk olarak ortaya çıkması nedeniyle, bu biçimde ortaya çıkan nakil istemlerinin isteğe bağlı olarak nitelendirilemeyeceği, bu bakımdan eş durumuna bağlı olarak yer değiştirme isteminde bulunanlara harcırah ödenmemesi halinde, düşük ücretlerle çalışan kamu görevlilerinin, çoğu zaman, söz konusu nakil masraflarından kaçınmak amacıyla, bu zorunluluğa bağlı nakil istemlerinden vazgeçmek zorunda kalacakları, bunun da, anayasal güvenceye alınmış olan aile birliğinin korunması ilkesini zedeleyeceği nedenleriyle itiraz konusu kuralın, Anayasa'nın 2., 5., 10., 11., 17., 41., 49., 55., 56. ve 65. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralla, “kendi yazılı talepleri üzerine”, yurt içinde veya dışındaki daimi bir vazifeye naklen tayin olunanlarla, yabancı memleketlerdeki memuriyet merkezi tebdil olunan veyahut bu yerlerden yurt içinde diğer bir daimi vazifeye tayin edilen memur ve hizmetlilere, yeni vazife mahallerine kadar, yol masrafı, yevmiye, aile masrafı ve yer değiştirme masrafı verilmemesi öngörülmüştür.
Temel ve asli fonksiyonları kamu hizmetini yürütmek olan ve bir statü içerisinde görevlerini yerine getiren kamu görevlileri, kamu hizmetinin iyi işlemesi, idarenin fonksiyonlarını rasyonel ve verimli olarak yerine getirebilmesi için, ya kendi isteklerine dayalı olarak ya da re'sen, kanunlarda yer alan kurallar çerçevesinde, yetkili idari makamlarca bulundukları yerden başka bir yere veya bulundukları görevden başka bir göreve atanabilmektedirler. Bu atamaya bağlı olarak da, yeni görev yerlerinde göreve başlayabilmek için bazı giderler yapmak zorunda kalmaktadırlar. İşte, kanunkoyucu tarafından, atama işlemi sonucunda, görev yeri değişen kamu görevlisinin, maddi açıdan belli bir külfetle karşı karşıya kalması ve bu külfetin, kamu hizmetinin yürütülmesinden kaynaklanması nedeniyle ve kamuca karşılanması amacıyla, yasal düzenlemeler yapılmıştır.
Harcırah Kanunu, kamu hukuku alanında, çalışanla çalıştıranlar arasındaki istihdam ilişkilerini ve buna dayanan mali hakları düzenleyen bir Kanun değil, 1'inci maddesinde belirtildiği üzere, genel, katma ve özel bütçeli idarelerde, bunlara bağlı sabit ve döner sermayeli kurumlarda, özel kanunlarla kurulmuş banka ve teşekküllerde (…) yolluk ödenmesini gerektiren hizmet yapılması hallerinde uygulanacak kuralları içeren bir gider kanunudur.
Yolluk ödemesi, kamu hizmetinin gerektirdiği durumlarda, bu hizmet için görevlendirilen kişilerin katlanacakları giderleri karşılamak üzere yapılan parasal bir idari işlemdir. Başka bir deyişle, gerektiğinde görevlendirilen kişilere, katlandıkları zorunlu giderlerin karşılığı olarak yapılan bir ödemedir.
Nakil işlemi, idarece, takdir yetkisi kapsamında, kamu görevlisinin istemi olmaksızın tesis edilebileceği gibi, mevzuatın öngördüğü koşulların varlığı halinde, yine takdir yetkisi kapsamında, kamu görevlisinin talebi üzerine de tesis edilebilir. Bu anlamda, nakil isteminde bulunmak, kamu görevlileri için, bir hak olarak gözükmekte ise de, istemin yerine getirilmesinin kamu yararı ve hizmetin gerekleri ile sınırlandırılmış olması nedeniyle, bu hakkın kullanılmasıyla ortaya konulan istemin, idarelerce, mutlaka karşılanması zorunluluğu bulunmamaktadır. Her iki durumda da, yargısal denetim yetkisi saklı kalmak kaydıyla, işlemin tesis edilip edilmeyeceği idarenin takdirindedir.
Öte yandan, 657 sayılı Kanunun 62. maddesinin 2595 sayılı Kanunun 4'üncü maddesiyle değişik 3'üncü paragrafında, yer değiştirme suretiyle yapılan atamalarda, memurlara, yolluklarının, atama emirleri tebliğ edilince ödeme emri aranmaksızın, saymanlıklarca derhal ödeneceği hükmü yer almış, anılan Kanun hükmünde görev yerinin değişmesinin isteğe bağlı olup olmaması yönünden, bir ayrım yapılmamıştır.
Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Bu maddede belirtilen sosyal hukuk devleti, temel hak ve özgürlükleri en geniş ölçüde gerçekleştiren ve güvence altına alan, toplumsal gerekleri ve toplum yararını gözeten, kişi ve toplum yararı arasında denge kuran, toplumsal dayanışmayı en üst düzeyde gerçekleştiren, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak eşitliği, sosyal adaleti sağlayan, çalışma hayatının gelişmesi için önlemler alarak çalışanları koruyan, sosyal güvenlik sorunlarını çözmeyi yüklenmiş, ülkenin kalkınmasıyla birlikte ulusal gelirin sosyal katmanlar arasında adaletli biçimde sağlanmasını amaç edinmiş devlettir. Güçsüzleri güçlülere ezdirmemek ilkesi, herkesi, bu arada çalışanları, emeklilerle yaşlıları, durumlarına uygun düzenlemelerle, sağlıklı, mutlu ve güven içinde yaşatmayı gerektirir.
Nakil işlemi sonucunda, görev yeri değişen kamu görevlilerinin, maddi açıdan belli bir külfetle karşı karşıya kalmaları ve bu külfetin, kamu hizmetinin yürütülmesinden kaynaklanması nedeniyle, isteklerine dayalı olarak nakledilmiş bile olsalar, söz konusu külfetin kamuca karşılanması icap ettiğinden, iptali istenilen kural, Anayasa'nın 2. maddesiyle bağdaşmamaktadır.
Öte yandan, Anayasa'nın 10. maddesindeki “Kanun önünde eşitlik ilkesi” hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesi yasaklanmıştır.
Kendi yazılı talepleri üzerine nakledilen kamu görevlileri ile re'sen nakledilen kamu görevlilerinin, nakil işleminin hukuksal niteliği yönünden ve yer değiştirmeye bağlı olarak ödenen harcırah bakımından, aynı hukuksal konumda oldukları kuşkusuzdur. Aynı hukuksal konumda olanlar arasında farklı kurallar öngörülmesi Anayasa'nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırılık oluşturur.
..." gerekçesi ile 6245 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine 31.07.2003 tarihli ve 4969 sayılı Kanun ile eklenen "Kendi yazılı talepleri üzerine gönderilenler hariç olmak üzere;" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
8. Somut uyuşmazlıkta, davacının kendi isteği ile harcırahsız olarak tayin talebinde bulunduğu ve davalı Kurum tarafından toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesi gereğince davacıya harcırah ödemeden bu talebin kabul edildiği ve tayin işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır.
9. Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa'ya aykırı olduğu tespit edilen bir hususun toplu iş sözleşmesinde düzenlenmesi ve toplu iş sözleşmesinin ilgili madde içeriği bakımından da ilk fıkrasında Kurum'un tabi olduğu mevzuat hükümlerinin uygulacağı belirtilmesine rağmen devamında 6245 sayılı Kanun kapsamında çalışan işçileri de kapsayacak şekilde kendi isteği ile nakil işlemi yapılması durumunda harcırah ödenmeyeceği belirtilerek Kanun'da olmayan bir sınırlama getirilmesi yerinde olmayıp bireysel iş sözleşmeleri ya da toplu iş sözleşmelerinde işçilerin aleyhine olacak şekilde kanunlara aykırı hükümler konulamayacağı da aşikardır.
10. Tüm bu açıklamalar ışığında 6245 sayılı Kanun kapsamında davalı Kurumda çalışan işçinin kendi isteği ile tayin talebinde bulunması durumunda bile harcıraha hak kazanacağı, aksi yöndeki toplu iş sözleşmesi düzenlemesinin geçerli olmadığı, bu nedenle bu toplu iş sözleşmesinin ilgili hükmüne atıfla davacıya harcırah ödemeden tayin işleminin yapılmasının hukuka aykırı olduğu, davacı işçinin tabi olduğu Kanun uyarınca harcıraha hak kazandığı, bu hakkı istemesinin hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilemiyeceği anlaşılmakla, kanun yararına temyiz başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin REDDİNE,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Adalet Bakanlığına iadesine,
30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.