Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7887 Esas 2022/8562 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7887
Karar No: 2022/8562
Karar Tarihi: 30.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7887 Esas 2022/8562 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7887 E.  ,  2022/8562 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; iş sözleşmesinin geçerli ve haklı bir neden bulunmadan feshedildiğini, davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, ödeme def'ileri olduğunu, takas ve mahsup talebinde bulunduklarını, faiz başlangıç ve oranlarının da usul ve kanuna aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2017 tarihli ve 2016/124 Esas, 2017/269 Karar sayılı kararı ile kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
    B. Gerekçe ve Sonuç
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 28.11.2019 tarihli ve 2017/3248 Esas, 2019/3452 Karar sayılı kararı ile davacının belirlenenden daha fazla saat çalışmasının olduğu, dini bayramlarda çalıştığı hususunun ispat edilemediği, uygulanan indirim oranının hakkın özünü zedeleyecek oranda olmadığı, kıdem tazminatı dışındaki taleplerle ilgili olarak dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı belirtilmiştir. Davaya karşı zamanaşımı definin değerlendirildiği, davacıya bir miktar kıdem ve ihbar tazminatı yapılmış olmasının iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir neden bulunmadan sona erdirildiğini gösterdiği, davacının tespit edilen hizmet süresinin dosya kapsamına uygun olduğu, ibranamenin tarihi itibarıyla geçerli olmadığına ilişkin İlk Derece Mahkemesinin değerlendirmesinin doğru olduğu, dava dilekçesinde yıllık izinlerin hiç kullandırılmadığı değil kanuna uygun olarak kullandırılmadığının belirtilmiş olması karşısında yıllık izin ücreti alacağının kabulünün yerinde olduğu, tanık beyanları ve emsal ücret araştırmasına göre davacının kabul edilen ücretinin dosya içeriğine uygun olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı belirtilerek tarafların başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

    2. Dairemizin 02.02.2021 tarihli, 2020/196 Esas, 2021/3134 Karar sayılı kararı ile davacı ve davalı tanıklarının aynı dönemler için cumartesi günleri çalışması hakkında çelişkili beyanlarda bulunmuş oldukları, davacının yaptığı iş dikkate alınarak tanıkların gerekirse yeniden dinlenerek çelişkinin giderilmesi ve bu şekilde haftalık çalışma günlerinin tespit edilerek hesaplama yapılması gerektiği, davanın açıkça belirsiz alacak türünde açılmış olduğunun belirtildiği bu hâlde kıdem tazminatı dışındaki diğer alacaklara dava tarihinden faiz işletilmesi gerektiği halde dava ve talep artırım tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesince ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağından yapılan makul indirimin bilirkişi tarafından hesaplanan miktar üzerinden yapması gerekirken davacı vekilince artırılan miktar üzerinden yapılmasının bozmayı gerektirdiği ve davalıya ait işyerinde 21 yıl, 10 ay, 22 gün çalışması bulunan davacının çalışma süresi boyunca sadece 101 gün izin kullandığı, 325 gün bakiye izin hakkı olduğu yönündeki tespitler ile hesaplama yapılmış ise de davacının 21 yıldan fazla kıdemi bulunduğu, çalışma süresi boyunca bu şekilde izin kullanmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, hakimin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 31 nci maddesinde düzenlenen davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asılın çalışma süresi boyunca ücretli izni kaç gün kullandığı konusunda beyanı alınması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararına uyulduktan sonra, dosya içeriği ile uyulan bozma kararı doğrultusunda taraflar için oluşan usûli kazanılmış haklar ve talep nazara alınmak suretiyle hüküm altına alınan kıdem tazminatı dışındaki alacak kalemlerine dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, davacı asılın ücretli yıllık izin kullanımına ilişkin alınan beyanı uyarınca davacının bakiye 325 gün yıllık izin ücreti alacağı bulunduğu, yeniden dinlenen tanık beyanlarına göre davacının davalı işveren nezdindeki tüm çalışma dönemi boyunca haftanın 6 günü 08.30-20.30 saatleri arasında çalıştığının kabulü gerektiği, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından bilirkişi tarafından hesaplanan miktar üzerinden %30 oranında indirim yapıldığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.


    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili; dava dilekçesinde talep edilen alacaklara karşı zamanaşımı def'inin değerlendirilmediğini, iş sözleşmesini kendi isteği ile sonlandıran davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının resmî kayıtlarda görünen tarihlerde çalıştığını ve aralıksız çalışma iddiasının yerinde olmadığını, fazla çalışma yapmadığını, istisnai olarak yaptığı fazla çalışmaların ücretinin bordro ile ödendiğini, dolayısıyla fazla çalışma alacağı bulunmadığını, müvekkili Şirkette ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma olmadığından davacının da ulusal bayram ve genel tatillerde çalışmadığını ve bir alacağı bulunmadığını, ibranameye değer verilmemesinin hatalı olduğunu, davacının tüm ücretli yıllık izinlerini kullandığını, ücret bordrosunda görünen ücreti aldığını ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu bu yöndeki itirazlarının dinlenmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının çalışma süresine göre kullandığı yıllık izin süresine ve cumartesi günleri çalışma yapıp yapmadığına, faiz başlangıç tarihlerine ve uygulanması gereken indirim oranına ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.





    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara