Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5951 Esas 2022/8694 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5951
Karar No: 2022/8694
Karar Tarihi: 19.07.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5951 Esas 2022/8694 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/5951 E.  ,  2022/8694 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : TESPİT

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... ve bu davalının temyizi üzerine katılma yolu ile davalı ..., ..., ..., ... ile taraf olmaktan çıkartılan ... vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti
    Davacı vekili asıl dava ve birleşen dava dilekçesinde; ... Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 04.11.2013 tarihli yazısı ile ... İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca hazırlanan 27.09.2013 tarihli ve 9686-İNC/40 sayılı raporda; “... a) Proje ve Tesis Müdürlüğü bünyesinde elektrik teknisyeni, elektrik baş teknisyeni, elektrik mesul teknisyeni ve elektrik uzman teknisyeni unvanında çalışan personelin “her ne kadar bakım işini yapmasa da bakım tazminatına hak kazandıkları”, b) Malzeme Satın Alma Müdürlüğü bünyesinde elektrik uzman teknisyeni unvanında çalışan personelin “her ne kadar yapılan iş bakım organizasyonu içerisinde yer almasa da madde metninden anlaşıldığı üzere görev unvanın da fiilen çalıştığından bakım tazminatına hak ettikleri”, c) Proje ve Tesis Müdürlüğü bünyesinde çalışan ... adlı işçinin 05.07.2013 tarihinde sendika üyeliğinden istifa etmiş olmasına rağmen sendika üyeliğinde geçen süreler için bakım tazminatına hak ettiği...” tespitlerinde bulunularak Proje ve Tesis Müdürlüğü ile Malzeme Satın Alma Müdürlüğü bünyesinde görev unvanları belirtilen personele, ... Sendikası ile müvekkili şirket arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinin 99 uncu maddesinde belirtilen orana göre tahakkuk ettirilerek bakım tazminatı ödenmesi gerektiğinin belirtilmiş olduğunu, oysa sözü edilen madde metninde bakım tazminatına hak kazanacak işçilerin görev unvanlarının sayıldığını ve fiilen çalışmaları gerektiğinin belirtildiğini, davaya konu iş müfettişi raporunda da açıkça kabul edildiği gibi fiilen bakım ve onarım işi yapmayan işçilerin bakım tazminatına hak kazandığının kabul edilmesinin toplu iş sözleşmesine aykırı olduğunu ileri sürerek 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 92 nci maddesinin 3 ncü fıkrası gereğince müfettiş raporunun iptalini talep etmiştir.

    Davalı Cevabının Özeti
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın süre yönünden reddi gerektiğini, ayrıca davaya konu inceleme raporunda işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesine aykırı olarak bakım tazminatına hak kazanan işçilere tazminat verilmediğinin tespit edildiğini, bakım ve onarım tazminatına hak kazanılması için fiilen bakım ve onarım işinde çalışılmış olmasının gerekmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yargılama aşamasında taraf olmaktan çıkartılan ... vekili cevap dilekçesinde; 4857 sayılı Kanun’un 92 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “taraflar” ifadesi ile kastedilenin işçi ve işveren olduğunu, huzurdaki davada Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün taraf sıfatının bulunmadığını; ayrıca kanuni süresi içinde de açılan bir dava da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Birleşen dava davalılarından ..., ..., ... ve ...'in vekilleri cevap dilekçesinde; İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenen raporda davalı işçilerin bakım tazminatına hak kazandıkları sonucuna varıldığını, iş güçlüğü alacaklarının diğer tüm personel ile aynı oranda ödendiğini, müvekkillerine yıllık iş güvenlik malzemesi dağıtılıp çeşitli bölgelere gönderildiklerini, davalılardan ...’ün test müdürlüğü, diğerlerinin tesis müdürlüğü birimlerinde görev yaptıklarını ve enerji akımının olduğu riskli ortamlarda çalıştıklarını üstelik yapılan tüm bakım ve arıza işlemlerinin onların sorumluluğunda yapıldığını, gerektiğinde bakım arıza konusunda resmi belge de imzaladıklarını, ayrıca haftada en az 2-3 gün ilçelere gittiklerinden arazi tazminatı da aldıklarını, toplu iş sözleşmesinin 99 uncu maddesinin işverence hatalı yorumlandığını, bakım tazminatı ödenmesi için bakım işi yapma zorunluğunun bulunmadığını ancak davalı işçilerin bakım işi yapıp enerji altında da çalıştıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Birleşen dava davalılarından ..., ... ve ... cevap dilekçesinde; Gediz Elektrik bünyesinde çalıştıkları sürece büroda ve haftanın 2-3 günü gerilim altında iş riskinin yüksek olduğu saha içerisinde çalışma yaptıklarını, büro dışı çalışmalarına mühendis ve müdürlerinin imzaladığı görev emri ile gidip bu görevler için arazi tazminatı aldıklarını, bakım tazminatının istisnai olarak yüksek ve orta gerilim altında ve iş riskinin yüksek olduğu ortamlarda yapılan bakım ve onarım hizmetlerinde fiilen çalışan işçilere, üstlendikleri iş riski göz önünde bulundurularak ödenenen bir tazminat olduğu ileri sürülmüş ise de 25.12.2003 ve 20.11.2009 tarihli yazıya göre mevcut enerji kabinlerinin hat irtibatlarının, yeni yapılan KÖK trafo binalarının enerjilendirilmesinin, AG+OG kablolarının ve BOX’ların gerilim altında enerjilendirilmesi ve kontrol edilmesinin Tesis Müdürlüğü bünyesindeki teknisyenler tarafından yapıldığını, ayrıca kontrollüğü tamamlanan enerji nakil hatlarının mevcut kabinlere ve hatlara irtibatlarının Tesis Müdürlüğü bünyesindeki teknisyenlerin kontrollüğünde ve fiili müdahaleleriyle yapılmakta olduğunu, yine enerji altında ve iş riski olan işlerde çalıştıklarından Gediz Elektrik tarafından imza karşılığı yılda iki kez iş güvenliği kıyafeti ile malzemelerinin verildiğini, tümünün belgeli elektrik işletme bakım teknisyeni olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

    Mahkeme Kararının Özeti
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.

    Bozma ve Bozmadan Sonraki Yargılama Süreci
    Mahkeme kararının davacı ... katılma yolu ile mahkemece taraf olmaktan çıkartılan ... vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 09.10.2018 tarihli ve 2017/18819 Esas, 2018/21559 Karar sayılı kararı ile davacı Şirketin dava konusu rapora itirazlarının kabulü gerekirken, müfettiş raporunda isabetsizlik bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kabule göre de Mahkemece davanın reddine ve hüküm fıkrasının ilk bendine göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verildiği hâlde anılan vekâlet ücretinin taraf olmaktan çıkartılan ... mü, yoksa davalı ... lehine mi hükmedildiğinin açıkça belirtilmemesinin infazda tereddüt yaratır mahiyette olduğu gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile ... İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 27.09.2013 tarihli ve 9686-İNC/40 sayılı raporunun iptaline karar verilmiştir.

    Temyiz Başvurusu
    Karar, kanuni süresi içinde davalı ... ve bu davalının temyizi üzerine katılma yolu ile davalı ..., ..., ..., ... ile taraf olmaktan çıkartılan ... vekillerince temyiz edilmiştir.

    Gerekçe
    I-Davalı ..., ..., ..., ... vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun'un (1086 sayılı Kanun) 433 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında “Temyiz dilekçesi, hükmü veren mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ olunur. Tebliğ tarihi temyiz dilekçesinin dosyada kalan aslına işaret edilir.Karşı taraf, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde cevap dilekçesini, hükmü veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir mahkemeye verebilir. Cevap veren, hükmü süresinde temyiz etmemiş olsa bile, cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde de bulunabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Anılan davalılar vekili, kararı tebliğden sonraki iki hafta içinde temyiz etmemiş ancak davalı Bakanlığın temyiz dilekçesine verdiği cevapla birlikte kararı katılma yoluyla temyiz ettiğini belirtmiştir.
    Katılma yoluyla temyiz karşı tarafın temyiz dilekçesine cevap süresi içinde yapılabilecektir. Eldeki davada ise davacı tarafın temyizinin bulunmadığının anlaşılmasına göre anılan davalılar vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,

    II- Davalı ... vekili ile taraf olmaktan çıkartılan ... vekilinin Temyiz Talepleri Yönünden;
    1. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı ... Bakanlığının tüm taraf olmaktan çıkartılan Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Taraflar arasında ... lehine yargılama giderine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Dosya içeriğine göre dava dilekçesinde davalı olarak ... gösterilmiştir. Davada, 6100 sayılı Kanun’un 124 üncü maddesi uyarınca taraf değişikliğine gidilmiş ve davalı olarak ... kabul edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
    6100 sayılı Kanun’un 124 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına göre “Dava dilekçesindeki tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.”
    Açıklanan düzenleme gereği aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen ve taraf olmaktan çıkartılan ... lehine yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden karar verilmesi hatalıdır. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca hâlen yürürlükte olan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

    SONUÇ:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün asıl dava yönünden hüküm altına alınan yargılama giderlerine ilişkin üçüncü paragrafından sonra gelmek üzere,
    “Dava açılmasına sebebiyet vermeyen ve 6100 sayılı Kanun’un 124 üncü maddesinin dördüncü fıkrası işletilerek taraf olmaktan çıkartılan Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün, davada kendisini vekille temsil ettirmiş olduğu gözetilerek karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınıp dava açılırken davalı olarak gösterilen Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğüne verilmesine, ... tarafından yatırılan 200,00 TL delil avansından kullanılan 100,00 TL’nin davacıdan alınıp Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğüne verilmesine, kullanılmayan bakiye 100,00 TL’nin talep hâlinde Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğüne iadesine” rakam ve sözcüklerinin eklenmesine, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 19.07.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara